Beyazıt Meydan'ında mitinge katılan Sevim Hanım ve Mehmet, sağ görüşlü öğrencilerin saldırısına uğramıştır. Saldırganlar, Mehmet'i kaçırır. Sevim Hanım, gözü dönmüş gençlerin elinden zor kurtulur. Deniz, babasını kaçıran arabayı durdurmayı dener ama başaramaz.
Rıza Bey dergiye geldiği sırada Şevket Bey, karakol ile görüşmektedir. Çocukluk arkadaşını karşısında gören Şevket Bey, telaşlanır. Mehmet'i kaçıran araba çalıntıdır.
Olayın şokunu üzerinden atamayan Sevim Hanım, bir şey yapamadığı için kendini suçlar. Selma Hanım, onu teselli etmeye çalışır.
Babasını kaçıran arabayı durduramayan Deniz, kendine kızmaktadır. Defne, sevdiği adamın yanından ayrılmaz.
Rıza Bey, yüksek görevdeki dostlarını aramayı teklif eder. Şevket Bey, bunun saçma bir fikir olduğunu söyler. Rıza Bey, arkadaşına sinirlenir.
Ortamın giderek gerginleştiğini fark eden Necdet, araya girer ve herkesin elinden geleni yapması gerektiğini kibar bir dille hatırlatır. Herkes ona hak verir.
Yol dergisini yakından takip eden sağ görüşlü öğrenciler, Mehmet'i izbe bir hangara götürmüştür. Sol görüşlü gazetecinin üniversite gençliğini zehirlediğini düşünen saldırganlar, Mehmet'i öldüresiye döver. Genç adam yerde kanlar içinde yatarken, gençlerin konuşmalarını dinlemektedir.
Mehmet, yediği dayak yüzünden bir süre sonra bayılır. Bu arada gençler yaptıklarının haklılığını savunmak için kendi aralarında konuşmaktadır. Elebaşları, bir telefon görüşmesi yapar ve Mehmet'i kaçırdıklarını haber verir. Aynı grup içindeki Yaşar, arkadaşlarının olayından habersizdir.
Dergide oturan iki ailenin de elleri kolları bağlıdır. Ne karakolla görüşen Şevket Bey ne de Ankara'daki dostlarını arayan Rıza Bey bir şey öğrenmiştir.
Biz sizi uyardık. Bu yaptığınızın doğru olduğunu düşünüyor musunuz? Aradan saatler geçer ve Mehmet kendine gelir. Gençlere yaptıklarına gerçekten inanıp inanmadığını sorar.
Dergide yazabilirdiniz. Mehmet, gençlere şiddetle hiçbir yere varamayacaklarını anlatmaya çalışır. Ancak öğrenciler, başka yol olmadığını söyler.
Ben sizin derginizde hiçbir şey yazmam.
Dayısını çok merak eden Işık, kendini karanlık odaya atmıştır. Mitingde çektiği fotoğrafları tab etmekle uğraşır.
Fotoğraflardan biri Necdet'in dikkatini çeker. Genç bir adam Mehmet'in arkasında durmuş, öfkeyle bakmaktadır.
Necdet, hemen fotoğrafı Sevim Hanım'a gösterir. Genç kadın, fotoğraftaki genci anımsar. Derginin sekreteri, çocuğun daha önce oraya geldiğini söyler.