Toplumumuzun büyük bölümünde yaşanan kabızlık önemli hastalıklara yol açıyor Medicana Çamlıca Hastanesi Gastroenteroloğu Dr. Hakan Güveli'nin uyarılarına dikkat.
Kabızlığın anlamı herkese göre farklı oluyor. Kimi her gün tuvalete çıkamamayı ya da az sayıda çıkmayı, bazıları ise sert ve zor yapılan dışkılamayı kabızlık olarak yorumlar. Bağırsaklarda ve anüste bazı hastalıklara ve şikayetlere neden olabilen 'kabızlık' gülüp geçilemeyecek kadar ciddi bir rahatsızlıktır. Amerika'da kabızlık tedavisi için yıllık 725 milyon dolar harcama yapıldığı düşünülürse, bu hastalığın önemi bir kez daha anlaşılıyor.
YAŞA GÖRE DEĞİŞİYOR Kadın-erkek ayırt etmeyen hastalığın tedavi edilmediğinde kansere neden olabileceğini söyleyen Çamlıca Medicana Hastanesi Gastroentereoloji Uzmanı Dr.Hakan Güveli, "Kabızlık, kabaca haftada 3'den daha az sayıda sert kıvamda ve zorlanarak dışkılama olarak tarif edilebilir. Haftada birden az dışkılama şiddetli kabızlık olarak adlandırılır" dedi. Dr. Hakan Güveli, yaşla birlikte bağırsak hareketlerinde azalma olabileceğine dikkat çekerek, "Yetişkinlerde haftada 3-21 kez dışkılama normal sayılabilir" diye konuştu. Günde bir kez dışkılamanın sık yaşandığını anlatan Dr. Güveli bu konudaki açıklamalarını şöyle sürdürdü:
YANLIŞ İNANIŞLAR "Fakat toplumun yüzde 50'sinden azında günde bir kez dışkılama görülür. Ayrıca çoğu kişi de bağırsak hareketi düzensizdir. Her gün çıkamayabilir ya da aynı sayıda olmaz. 'Her gün bir kez dışkılamak sağlıklıdır' veya '2-3 gün dışarı çıkamamak kötüdür' gibi bir kanı doğru değildir. İnanılanın aksine 'bağırsak hareketleri az olduğunda toksinler birikir' ya da 'kabızlık kansere yol açar' gibi bir kanıt günümüzde yoktur. Bu inanış yüzünden gereksiz yere doğru tedavi adımlarını izlemeden sıkça laksatif kullanımı olur." Akut (yeni başlangıçlı) konstipasyon ile kronik (uzun süredir olan) konstipasyonu birbirinden ayırmanın önemine de değinen Dr. Hakan Güveli, "Akut konstipasyonun nedenleri arasında bağırsak kanserleri dahil ciddi hastalıklar olabileceği için acil şekilde değerlendirilmelidir" şeklinde konuştu. Eğer konstipasyona bazı şüpheli bulgular; rektal kanama, karın ağrısı ve krampları, bulantı-kusma, istemsiz kilo kaybı, gece şikayetleri ve bulguların ağırlaşması-şiddetlenmesi eşlik ediyorsa acil değerlendirme yapılması gerekiyor. Kronik konstipasyon değerlendirmesi ise aciliyet gerektirmiyor. Basit bir takım tetkikler ve tedavi ile rahatlama olursa detaylı inceleme istenmeyebiliyor.
İLAÇ FAKTÖRÜ Yiyeceklerin dışında kabızlığa yol açan pek çok etken bulunuyor. Özellikle antidepresanlar, narkotik ağrı kesiciler, demir ve alüminyum içerikli antiasidler en sık kabızlık yapan ilaçlar arasında başı çekiyor. Genelde ilaca bağlı gelişen kabızlık için ilacı kesmeden, lif alımını arttırmak yeterli oluyor. Eğer bu işe yaramazsa daha az yan etkisi olan bir ilaçla değişime gidiliyor. Bunların dışında alışkanlıklar, lifli gıdalardan yoksun hayvansal gıdalar, ağırlıklı diyet, bağırsak uyarıcı laksatifler (bisakodil, gliserol, sinameki - senna-, bazı doğal bitkiler ve fenolftalein gibi), hormon bozuklukları (Tiroid ve paratiroid hormonu), bağırsakların kas ve sinirlerini tutan birçok sistemik hastalıklar, parkinson, multipl skleroz ve omurilik hasarı gibi santral sinir sistemi hastalıkları da kabızlığa neden oluyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ Dikkatli ve detaylı bir fizik muayene ve tıbbi öz geçmiş-hikaye sorgulamasının tüm konstipe hastalarda yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Hakan Güveli'nin bu konudaki açıklamaları şöyle: "Kabızlıkla ilgili birçok test olmasına karşın bazı temel testler başlangıçta yapılır. İleri testler şiddetli kabızlığı olanlarda, tedaviye yanıtsız kalanlarda ve alarm bulguları (ateş, kilo kaybı, karın ağrısı, yeni başlangıç, gece bulguları, bulantı ve kusma gibi) olanlara uygulanır. Hastaların kullandıkları ilaçlar hakkında bilgi alınmalıdır. Kabızlık etkeni olabilecek ilaçlar, varsa ilgili doktorlarla görüşülüp farklı bir ilaca geçilebilir."