Ahmet, Bolu'daki hastaneden taburcu olmuştur. Ziya Bey, onları kendi otomobiliyle alır ve Kıbrısçık'a getirir. Oğluyla baş başa kalan Selma Hanım, ondan İstanbul'a dönmesini ister. Nezahat Hanım Almanya'ya gittiği için Rıza Bey kendini terk edilmiş hisseder. Işık, Deniz, Defne ve Harun kamptadır.
Sofrada tek başına kalan Rıza Bey, Yasemin ve Necdet'i görünce çok sevinir. Hemen masadan kalkar ve onları karşılamak için kapıya koşar.
Yasemin, babasına doğru ilerler ve ona sarılır. Rıza Bey, bir anda Nezahat Hanım'ı unutur. Kızını ve damadını görmek ona çok iyi gelmiştir.
Rıza Bey'in yüzünün güldüğünü gören Emine de, Yaseminler'in gelişine sevinir. Onlara yemek hazırlamak için mutfağa yönelir.
Yalnız kaldığı için canı sıkılan Rıza Bey, ev halkının çil yavrusu gibi dağıldığını söyler. Çocukların Yasemin'in arabasıyla kampa gittiğini, karısının da vizeyi alır almaz Almanya'ya uçtuğunu anlatır.
Babasının kırıldığını anlayan Yasemin, durumu toparlamaya çalışır. Ancak çok geçmeden Rıza Bey'in bu konuda ikna edilemeyeceğini anlar.
Yol yorgunluğunu bahane eden Yasemin, Rüya'yı da alıp gitmek ister. Torunundan ayrılmak istemeyen Rıza Bey, itiraz eder.
Yaşlı adamın yalnız kalmasını istemeyen Necdet, isteğini geri çevirmez. Rüya'yı bırakmaya karar verir.
O sırada Ahmet, Selma Hanım'a Yasemin'le trende karşılaştıklarını ve genç kadına hâlâ aşık olduğunu itiraf eder.
Oğlunun, Yasemin'e olan sevgisi yüzünden kendini buraya sürgün ettiğini anlayan Selma Hanım, acı gerçeği onun yüzüne vurur.
Selma Hanım'ın asıl merak ettiği, Ahmet'in sevdiği kadınla birleşmek konusunda bir ümidi olup olmadığıdır. Ahmet, dürüst davranamaz.
Ahmet'in annesiyle dertleştiği sırada Yasemin de duygularını günlüğüne döker. Genç kadın, gözyaşlarına hakim olamaz.
Yasemin, tüm yaşadıklarını bu deftere aktarmıştır. Yazdıklarını okudukça büyük hatalar yaptığını ve üç kişiyi mutsuz ettiğini düşünür.
Ayla'nın söylediklerini hatırlayan Yasemin, çocukluk arkadaşına hak verir. Ahmet'i ne kadar severse sevsin ondan uzak duracaktır.
Kamp ateşi yakan dört kafadar, hararetli bir şekilde ülke siyasetinden konuşmaktadır.
Siyasetle yakından ilgilenen Defne, konulara hakimdir. Ancak çocukluğunda yaşadıkları yüzünden siyasete mesafeli duran Işık, sohbetten sıkılır. Genç kız, bir taraftan da Yaşar'ı düşünmektedir.
Fikirlerini arkadaşlarıyla paylaşmaktan zevk duyan Deniz, kuzeninin rahatsız olduğunu hisseder. Genç adam, havayı değiştirmek için gitar çalmaya başlar.
Deniz 'Odam kireç tutmuyor' adlı türküyü çalarken Işık, Defne ve Harun ona eşlik eder.