Yedi yıldır Sulhi Aksüt'le evli olan Sibel Can, 'Sulhi gibi bir erkeğin varlığına her kadının ihtiyacı vardır' dedi.
Tangalı fotoğrafları ile geçen yaza damgasını vuran Sibel Can, bu yıl sessiz sedasız yeni albümü "Akşam Sefası"nı çıkardı. Çevresinden albümle ilgili olumlu eleştiriler aldığını söyleyen sanatçı, Saklambaç okurlarına çok özel açıklamalarda bulundu:
* 'Akşam Sefası' kaçıncı albümünüz? Bunun diğerlerinden ne farkı var? 16'ncı albümüm oldu. Bu albümde sesimin ve yorumculuğumun geliştiğine inanıyorum. Nedense son zamanlarda farklı bir ses olduğum hissine kapıldım.
DOSTLAR DESTEK VERDİ
* Albümünüzde başka sanatçılardan destek gördünüz mü? Sezen Aksu, Tarkan ve Serdar Ortaç gibi sanatçı dostlarım, desteklerini benden esirgemedi. Sezen Aksu, her zaman baştacım oldu. Sezen Aksu benim kıymetlim. Tarkan deseniz, hiçbir karşılık almadan güzel bir parçasını verdi. Serdar Ortaç da hep uğurum oldu zaten.
* Herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı bir camiada neden size destek verdi bu sanatçılar? Çünkü diğer sanatçıların çoğunda farklı hırslar var. Maalesef hırs sahibi olmayan sanatçıların sayısı ülkemizde çok az. Bana destek verenlerin hırsları alınmış. Benim de öyle anlamsız yere hırslarım olmadı bu hayatta.
'AİLEME ÇOK ŞEY BORÇLUYUM'
* 16 yaşında şöhreti yakaladınız. Nasıl oldu da bu ağırlığı taşıyabildiniz? Şöhretin altından kalkabilme gücüne sahip bir kadınım. Doğrusunu söylemek gerekiyorsa, benim bile zaman zaman anlamadığım bir durum bu. Allah vergisi diyorum, başka da bir şey demiyorum. İnanılmaz sabırlı ve sakin bir yapıya sahibim. O çocuk yıllarımda çılgınca davranışlar da sergileyebilirmişim. Çünkü öyle bir ortamın içindeydim. Ama sahne hayatımın dışında güçlü bir ailem vardı. Sahnenin dışındaki Sibel Can, bambaşka biri olmayı becerdi hep.
'UÇ NOKTALARDA YAŞAMADIM'
* Genç yaşta anne olmanız hata yapmanızı engellemiş olabilir mi? Kesinlikle olabilir. Ama ben 14 yaşından beri böyleyim. Uç noktalarda yaşamadım. Annemin, babamın sözünden hiçbir zaman dışarı çıkmadım. Biliyordum ki, anneler ve babalar evlatlarının kötü yola düşmesini istemez.
* Yani farklı Sibeller mi var? Hayatımda iki tane Sibel Can oldu. Biri sahnedeki, diğeri ise sahnenin dışındaki. Sahnenin dışındaki Sibel Can bambaşka bir kadın. O Sibel'i seviyorum. Ama sahnedeki Sibel'e de nedense bayılıyorum. İki farklı kadını birbirinden ayırmasını bildim.
* Ailenize çok düşkün müsünüz? Babam 42 yaşındayken öldü. O zamana kadar babam, annemi deliler gibi sevdi. Müthiş bir aşkları vardı. Evimizde saygı ve sevgi vardı. Ben de sevgiyle büyüdüm. Öyle bir annenin, babanın çocuğuyum. Yani bir aşk çocuğuyum ben.
* Neden küçük yaşta evlendiniz? Bu hayatta annem ve babamı üzecek her şeyden kaçındım. Babam, devamlı kulağıma kalabalık bir ailenin önemini fısıldardı. O yüzden de erken evlilik yaptım. İyi ki de yapmışım diyorum. Çünkü hayatımda yaptığım en doğru şey anne olmaktı. Allah beni anne olmak ve şarkı söylemek için yaratmış zaten.
* Rahmetli annenizi özlüyor musunuz? Anneciğimi çok özlüyorum. Yeni albümümü dinleyemeden göçüp gitti. Onu da çok genç yaşta kaybettim. Henüz 52'sine yeni basmıştı. "Lale Devri" adlı albümümden çok etkilenmişti. Bana hep "Sakın ola ki, ticari kaygılar içine girip de albüm yapma. Kendi öz müziğini oku. Sanat müziği söyle" derdi. Bu albümde üç ya da dört tane şarkıyı sırf annem için seçip okudum. O şarkıları okurken hem kendi, hem de annemin ruhuyla okudum. Bu albüm bence onun da ruhuna sinmiştir.
'UMREYE HERKES GİTMELİ'
* Umreye yaşadığınız boşluk yüzünden mi gittiniz? Biz ailece dine önem veririz. Ama hiçbir zaman aşırıya kaçmadık. İnançlarımızın çok göz önünde olmasını da istemedik. Babamı kaybettikten sonra annemle umreye gitmeyi çok istemiştik. Kötü kader işte. Umreye annemle gitmeyi Allah nasip etmedi bana. Ben de artık çok fazla ertelemek istemedim. Çünkü yarın ne olacağımız belli değil. Ama bana sorarsanız, herkesin bir gün mutlaka gitmesi gereken bir yer umre.
* Umrede ne hissettiniz? Arındığımı hissettim. İnsan orada arınıyor. Arınmak için Hindistan'a giden insanlar, bence Umre'ye gitmeli. Ben, Umre varken Hindistan'a gitmem.
'YİNE BİKİNİ GİYECEĞİM'
* Geçen yıl tangalı görüntüleriniz ile yaza damganızı vurdunuz. Bu yıl durum biraz daha farklı mı? O görüntüler tamamen benim isteğim dışında çekilmiş görüntülerdi. Ben hayatımda hiçbir zaman mayo giymedim. Hep bikini giydim. Yine giyeceğim. Deniz kenarında güneşlenen her kadın gibi. Sadece kötü olan şey, gazetecilerin beni çekmiş olması.
'İYİ BİR EŞ VE İYİ BİR ANNEYİM'
* Gündelik hayatta nasıl bir kadınsınız? Sadık, güvenilir, iyi bir eş ve iyi bir anneyim. Çocuklarım için bu dünyada yapmayacağım şey yoktur.
* Devamlı diyet yapıyor musunuz? Hayatım diyet yaparak geçiyor. Kilo aldığımda her tarafımdan alıyorum, verince de her tarafımdan veriyorum. Hafif bir iştah durumu söz konusu bende. Zaman zaman kendimi ödüllendirdiğim dönemler olduğu gibi, bazen de cezalandırıyorum.
* Bu kadar zayıflamışken neden tekrar tekrar kilo alıyorsunuz? Kör nefis işte. Boğazınıza engel olamıyorsunuz. Yedikçe de kilo almanız kaçınılmaz oluyor. Kendimi yeniden cezalandırıp zayıflayacağım.
* Televole kültürü insanları polemikçi yaptı. Ama siz bu polemiklerden hep uzak durmayı tercih ettiniz... Çünkü işin doğrusu buydu. Ekran başındaki insanların dünya kadar sorunu var. Bir de bizim saçmalıklarımızla uğraşmasınlar. Ona laf atmışsın, yok buna laf söylemişsin. Bunların kimseye faydası yok. Böyle yaparak gündemde kalamazsınız. Bu tip davranışlar ancak yapay gündem oluşturur. Herkesin ne olduğunu bu millet zaten biliyor. Boş şeyler bunlar. Polemiğe girmediğim gibi kimseye fırsat da vermedim. Benim hakkımda bir iddia ortaya atılınca en son söyleyeceğim lafı, en başta söyleyip işin içinden çıkıyorum. Ben, artılarım ile gündemde kalmayı tercih ederim. 'SULHİ
BİZİ KORUYUP, KOLLUYOR'
* Sulhi Bey'le evlendiğinizde sudan çıkmış balık gibiydiniz. Sulhi Bey'in evlilik teklifine 'evet' dedirten şey neydi? İlk eşimden ayrıldıktan sonra bir yol çizmem gerekti. Öyle bazı sanatçılar gibi üç ay onunla, beş ay bununla ilişkiler yaşayamazdım. Üstelik öyle bir aile yapısına da sahip değildim. Çocuklarım vardı. Ruh halim öyle ikide bir erkek değiştirmeye müsait değil. Benim birlikte olacağım insan; ancak evleneceğim insan olmalıydı. Sulhi ile bir tesadüf sonucu tanıştım. İki ay gibi bir süre de evlenme kararı aldık. Sulhi'nin bir kere kadını sahiplenici yapısı var. Çoluk çocuğa düşkün bir insan. Bizi koruyup kolluyor. Benim böyle bir insana ihtiyacım vardı. Beni etkiledi ve evlendik. Sulhi gibi bir erkeğin varlığına her kadının ihtiyacı vardır. Her kadın Sulhi gibi bir erkek ister. Yedi yıldır mutluyuz. Hakkımızda çıkan dedikodular ise yalan. Bunun nedeni de benim sanatçı olmamdan kaynaklanıyor.
* Sulhi Bey'in size özgü koyduğu kurallar var mı? Hiç yok. Çünkü ben onu incitecek bir şey yapmam. Ben kocamın sınırlarını bilen bir kadınım.
Servisi 
