Özel ilişkilerinden dolayı çok gözyaşı döktüğünü söyleyen Aysun Kayacı, 'Biz mankenler kiminle çıkarsak çıkalım hep istenmeyen gelin oluyoruz' dedi.
Aysun Kayacı'nın öpüşürken fotoğrafının bulunduğu reklam panoları çalınıyor, hayranlarının hayalini gerçekleştiren reklam başarı sağlıyor. Oysa 27 yaşındaki oyuncu, tarih öğrencisi ve sunucu bu haberlerden artık çok sıkılmış durumda. Kariyer yapma derdine düşen Aysun Kayacı içini Marie Claire dergisine döktü...
* Nereli olduğunuza dair spekülasyonlar yapılıyor. İnternette Trabzon doğumlu olduğunuz yazıyor. Nerelisiniz, nasıl bir aileden geliyorsunuz? İstanbul Üsküdar doğumluyum, Üsküdar'da büyüdüm. Çocukluğum gençliğim Boğaz'da geçti. Lise son sınıfta part-time çalışmaya başladım. Hosteslik yapıyordum. Mankenlik teklifleri geldi. Mankenliğe başladım hoşuma gitti; çok kazançlı geldi bana.
* Mankenlik yaparken en çok neden hoşlanıyordunuz? Çalışmayı seviyorum ben galiba. Şu anda çok yoğun çalışıyorum; hem reklam filmleri, hem okul, hem dizi... Şimdi de kariyer yapmaya çalışıyorum. Çünkü çalışmak yetmiyor. Son iki, iki buçuk yılda aydınlanma çağını yaşadım. AYDINLANMA ÇAĞI...
* Nasıl oldu bu aydınlanma? İki buçuk yıl önce mankenliği bıraktım, oyunculuğa başladım. Akedemisyenlerle, oyuncularla oturup kalktım. Sadece okula gidip ders çalışarak ve senaryo okuyarak geçirdim günlerimi. 27 yıllık bir hayatta aslında iki buçuk yıl az bir süre değil. Ben gerçekten bu süre içinde aydınlanma çağımı yaşadım.
* Bunun başlangıç noktası var mı? Evet; uzun yıllar süren bir ilişkim vardı, onu koparıp oyunculuğa başlamamla gerçekleşti.
* Oyunculuk hep düşündüğünüz bir şey miydi? Hep teklif edilen bir şeydi. Mankenliğim ve fiziğim üzerinden geliyordu teklifler ama 'Çat Kapı' dizisi komik yönümü ve pratik zekamı ortaya çıkaran bir çalışmaydı. Küçük yaşta ev kadını tadında yaşıyordum. Şu anda çok başka bir şey yapıyorum. Bundan sonra da başka bir şey yapmak istiyorum. Belki aksiyon tarzı bir şeyler; belki tekrar komedi. Komedinin enerjisi başka. Bir de benim hamurumda da var.
* Komiksiniz yani! Çok komiğimdir! Hayatımın sonuna kadar komedi yapabilirim.
* Çocukken ne olmayı hayal ederdiniz? Doktor olmayı hayal ettiğim bir dönem oldu ama herhalde dünyanın en zor mesleği. Bizim dizide de oyunculuğun zorluğu ile cerrahlığın zorluğu birleşiyor ve şu an yaptığımız iş ultra zorlaşıyor. MAGAZİNDEN HAZ ETMİYOR
* Magazin hayatınız ne noktada? Sizi rahatsız ediyor mu? Magazinde olmaktan çok fazla hazetmiyorum. Tabii insanların bana bakmasını seviyorum; gösteri benim işim. Bunları inkar edemem. Ne sebeple yazıldığım çok önemli benim için. Magazinden mümkün olduğunca uzak kalmayı tercih ettim. Dobra dobra röportaj verme hadisesi benden çok uzak. Kimse beni alıp bir yerden bir yere koymadı.
* İlişkilerinizin herkesin gözü önünde olması yıpratıcı değil mi? Ben öyle yapmadım ama bir şekilde ona dönüştü. Şöyle bir laf var bu sıralar dilimde, "Haklı olmaktan bıktım, mutlu olmak istiyorum" diye. O zamanlar kapalı kapılar arkasında gizli ilişkiler yaşamak çok adi bir şeydi benim felsefeme göre. 'Bir adam ile birlikteyim, elinden tutup çıkmalıyım' diye düşünüyordum. Mesela bu bir kariyer yanlışı.
* Peki doğrusu ne, ne yapmalı? Namuslu kız maskenizi takınacaksınız, o zaman kimse size dokunamıyor. Böyle yaşayan o kadar çok insan var ki, onları suçlamıyorum. Ben hiçbir zaman ilişkilerimden detay vermedim. Kendimi ifade etmek zorunda hissetmiyorum. Tabii ki üzülüyorum, çok ağladım. Ama ben biliyorum gerçeği, öyle olmadığını. Hem gönül ilişkilerimden kime ne? Mesela biz kiminle çıkarsak çıkalım her zaman istenmeyen gelin oluyoruz. Tüm mankenler... KÜÇÜK BEYİNLİLER...
* Neden öyle sizce? İstenmeyen gelin durumu var. Bazı insanlar okuduklarına inanıyorlar ama benim gibi düşünen insanlar da gerçeği biliyor. O kadar. Küçük beyinler olaylarla ve insanlarla çok ilgililer. Ben düşünceyle ilgileniyorum. Doğruları bulmaya çalışıyorum.
* Hayalleriniz neler? Mesela mutlu bir aile tablosu hep aklımda. Doğru bir çocuk yetiştirmek. Çünkü etrafta çok yanlış yapılıyor. O yanlışlar gözüme batıyor. O yüzden iyi bir çocuk yetiştirmek isterim.
* Kendinizi çocuk için hazır hissediyor musunuz? Hayır ama o güzel bir fotoğratır benim için. Annelik hadisesi bence çok parlak bir durum. Anne olanlar çevresindekilere deli gibi anneliği tavsiye ederler, sanki ucuzluktan marka bir şey yakalamışcasına. Öyle olduğuna göre vardır bir hikmeti.
DUDAKLARIM ORJİNAL!
* Sürekli estetik olduğunuz söyleniyor. Doğru mu? Hep öyle söyleniyor, o rahatlatıyor herhalde insanları. Burnum da var ama dudaklarımda ya da yanaklarımda yok. Hatta dudaklarım çocukken daha kalındı.
* Şimdi sunuculuk, oyunculuk ve reklam filmi var hayatınızda. Mankenliği bırakmak rahatlatıcı mıydı? Çok... Sürekli yarış halindesiniz. Kaşınızla, gözünüzle ne kadar yaşanabilir ki? Bak aynaya, hep aynı sen.
* O yüzden mi bıraktınız? O yarış halini hiç sevmiyorum. Bir de benim bıraktığım dönemlerde, 'baş manken, mankencik' gibi garip sınıflandırma telaşına girdi insanlar. Öyle bir şey yok. Mankensin, bir modacı beğenir, bir modacı beğenmez. Neticede elbiseyi teşhir ediyorsun.
* Kilo aldığınız doğru mu? Evet, kilo aldım; insan oldum.
* Herkes sizi çok seksi buluyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Panom çalındığından beri mütemadiyen utanmak, bundan özür dilemekle geçiriyorum zamanımı. Bıktım. Etrafınızdaki genç kızlara bakın, kadınlıklarını ilk keşfettiklerinde suyunu çıkarırlar. Çünkü o bir cevherdir, bir anda keşfedilmiştir, benim durumumda da öyle.
'KIZLAR BENİ KISKANIYOR'
* Yani genç kızlar tarafından kıskanılıyor musunuz? Kıskançlıklar oluyor, kendinizden güzeli kıskanıyorsunuz. Sonra gerçek güzelliklerinizin farkına varıyorsunuz. Hayranlarım şöyle; çocuklar bir numarada geliyor, her yaş grubundan erkekler ve olgun kadınlar. Genç kızlar hiç haz etmez benden. Normal karşılıyorum bunu. Ben kendimin dişi olma durumundan feci halde sıkıldım.