Koltuk mu kırmak lazım?
Demek ki oluyormuş. İstenirse, iyi bir ''10'' numara getiriliyormuş. Ama bunun için ''koltukkırmak'' gerekmemeliydi. Özlemle beklenen 10numaranın getirilmesi için taraftar çileden çıkarılmamalıydı. Kimse yanlış anlamasın, bunları onaylamak gibi amacımız yok. Ama öyle anlar oluyor ki, insan çileden çıkıyor. Zaten federasyon da gerekli cezayı verdi. Yönetim aylarca kayıtsız kaldı isteklere. Böyle olmaz, bu şekilde gitmez diyenlere inat, hep kulaklarını tıkadı. Sonunda bir yerden patladı insanlar. Ve istenmeyen olaylar yaşandı. Bedeli biraz ağır oldu belki ama kafasını deve kuşu gibi kumun altına gömenler birden silkinip kendine geldi. Ardından da başkanveüyeler harekete geçti, Galatasaray'a yakışır transferler yaptı. Bunların en önemlisi haliyle Lincoln. Brezilyalının SarıKırmızılı takıma ilaç olup olmayacağını ilerleyen günlerde göreceğiz. Ama taraftarı şimdiden ateşlediği, takıma yeniden güvenmeyi sağladığı kesin. Ezeli rakipleri Fenerbahçe'nin R.Carlos'u getirirken yaptıklarına nispet olarak Galatasaray'da adamı daha havalimanında sevgiden öldürüyordu. Biraz abartılıydı ama bu da bir şeylerin dışa vurumuydu aslında. Sanki yönetim taraftarla barışmak için böyle bir karşılamanın yaşanmasını istiyordu. Oldu da. Lincoln imzayı attı, 10 numaralı formayı kaptı ve ilk mesajını verdi. "Buformaiçinkanımıbileveririm''. Bakalım dediğini yapabilecek mi? Sabırsızlıkla beklemekteyim. Artık birlik ve beraberlik zamanı. Eleştirileri bir kenara bırakıp, takıma sahip çıkma zamanı. Başkan Canaydın'ın yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen, Galatasaray, eski güzel günlerine dönmeye artık daha yakın. Stat da bittiğinde Sarı-Kırmızılı kulüp Avrupa'nın en'leri arasına girecek, buna inanıyorum. Haydi yönetim, taraftar el ele verelim, bu sezon başarıyı birlikte kucaklayalım.