Rehber Ayk Baklacıoğlu'nun başına gelenler, pişmiş tavuğun bile başına gelmemiştir. Adeta dokuz canlı olan Baklacıoğlu, dünyadaki en büyük felaketlerden kıl payı kurtulmayı başardı.
Adı, Ayk Baklacıoğlu. Bir grup gazeteci arkadaşımla Milli Takımımızın maçını izlemek için gittiğim Bosna'da tanıştım kendisiyle. Rehberimizdi; ama farklı biriydi. Dans ediyor, şarkı söylüyor, oyunlar oynatıyordu bize. O gün öğrendim ki, kendisine 'animatör rehber' diyormuş. 11 Eylül saldırılarından tutun da Tayland'ı vuran Tsunami, Amerika'yı yerle bir eden Katrina Kasırgası'na kadar her türlü felaketi yerinde yaşamış. Son olarak yine Tayland'da yılbaşı gecesi patlayan bombaların ortasında bulmuş kendisini. Kedi gibi dokuz canı olan bu rehber başından geçen korku dolu maceraları anlattı. DÜNYAYI GEZİYOR
* Kaç yıllık rehbersiniz? 1992'de bu mesleğe başladım.
* Neden rehberliği seçtiniz? Hayatımı dilediğim gibi yaşayan bir insan oldum hep. Hamburgercilik, radyo DJ'liği, oyunculuk, ünlü sanatçıların asistanlığını yaptım. Milli yüzücüyüm. Bir gece kendime, "Dünyayı neden dolaşmıyorsun?" diye sordum ve rehber olmaya karar verdim.
* Dünyayı dolaşabildiniz mi? Türkiye'den başladım. Sonra 5 kıtada; 75 ülke ve 150 şehir gezdim.
* Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ile de tanışmışsınız? Fidel Castro ile tanışan ender insanlardanım. Bir Türk grubunu Küba'ya götürmüştüm. Hangi ülkeye gidersem gideyim, grubun başında yürürken elimde mutlaka bir Türk bayrağı olur. O gün Küba halkı Amerika'yı protesto yürüyüşü yapıyordu. Yürüyüşte Fidel Castro da varmış. Türk bayrağını görünce askerlere talimat vermiş. Askerler beni tuttukları gibi Castro'nun karşısına çıkardı.
* Sonra neler oldu? Ayaklarımın titrediğini hatırlıyorum. Elimde Türk bayrağı ile karşısına dikildim. Bana bakıp güldü. Ulu önder Atatürk'e hayran olduğunu, onun için de büstünü yaptırdığını söyledi. Bizi protesto yürüyüşüne davet etti. Bir süre birlikte yürüdük. Sonra vedalaşıp ayrıldık.
* Başınızdan dört tane felaket geçtiği doğru mu? Dünyanın görüp görebileceği dört büyük felaketi yaşayan tek insanım. Dünyada benim gibi başka bir insanın olduğunu sanmıyorum. Bu yüzden, hayatımı film yapmak istiyorlar. 11 EYLÜL'DE ORADAYDIM
* Hangi felaketleri yaşadınız? Birincisi, Amerika'da 11 Eylül'de gerçekleştirilen terör saldırısı. İkincisi, Tayland'ın Phuket Adası'nı yerle bir eden tsunami. Üçüncüsü, Amerika'yı kasıp kavuran Katrina Kasırgası. Dördüncüsü, Tayland'da Dünya Ticaret Merkezi'nin önüne yılbaşı gecesi konulan bombaların patlaması.
* 11 Eylül saldırısının olduğu gün orada mıydınız? O dönem Amerika'da hem çalışıyor, hem de okuyordum. Dil eğitimi için gittiğim okulun binasıyla, İkiz Kuleler'in birbirine mesafesi 50 metreydi. İlk uçak çarptığında tünelden çıkmış okula doğru yürüyordum. Önce film çekiliyor sandık. Kulelerden dumanlar yükselmeye başladı. O sırada hepimiz kulelere doğru koştuk. Birden sirenler çalmaya başladı. Havada savaş uçakları belirir belirmez de, ikinci bir uçak gelip binaya çarptı. Bu sefer de geldiğimizi gibi geriye doğru koşmaya başladık. Çünkü başımıza cam ve molozlar yağıyordu.
* O an neler hissettiniz? Tek düşündüğüm şey kaçabildiğim kadar uzağa kaçmaktı. Her tarafı toz bulutu kaplamaya başlamıştı. Bir anda çevrem ağlayan insanlarla doldu. Daha fazla koşamadım. Bir binaya sığındım. Çünkü cam parçaları kafamıza düşüyordu. Ölümden döndüğüm için şanslıydım. Toz bulutlarının arasından bakınca, pencereden atlayan insanları gördüm; ama hepsi ölüme atlıyorlardı. 10 DAKİKAYLA KURTULDUM
* Tsunami'ye yakalandınız... 11 Eylül saldırılarından sonra Türkiye'ye döndüm. İlaç firmasında çalışan bir grup Türk turisti, Tayland'ın Phuket Adası'na götürdüm. Adada beş gün kaldık. Havalimanına gitmek için sabah erkenden otelden ayrıldık. Otelden ayrılalı on dakika olmuştu ki, garip bir ses duyduk. Dev dalgaların çıkardığı sesti bu. Dev dalgalar bizim kaldığımız otel de dahil olmak üzere her şeyi adeta bir anda yuttu.
* Dalgaları gördünüz mü? Uzaktan gördük; ama beni esas hayal kırıklığına insanlar uğrattı. Ufukta görünen dev dalgaları seyretmek için sahile koşuyorlardı. Sonra hepsi o dalgaların içinde can verdi. O güne kadar hiç batıl inancım yoktu. O günden sonra oldu.
* Kasırgayı anlatır mısınız? 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika'yı sarsan ikinci büyük felaket Katrina Kasırgası oldu. O gün, Orlando'ya gitmek için sabah saatlerinde Miami'den yola çıktık. 15 kişilik bir Türk gruba rehberlik ediyordum. Allah'tan arabanın radyosu açıktı. Bir anda radyodan bangır bangır kasırga uyarısı yapmaya başladılar. Üzerinden geçip gittiğimiz bölge meğer kasırga bölgesiymiş. Radyodan yapılan anonsa kulak kesildik. Bir saat sonra uzağımızda hortum belirdi. Herkes panik içindeydi.
* Nasıl kurtuldunuz? Böyle bir durumda tek bir şansınız var. 'Kasırga felaket yolu' denen yolu izlemek. O yolu tabelalar yardımı ile takip etmeye başladık. Arabanın gazına basabildiğimiz kadar bastık. Tabii arkamızdaki hortum da, aynı hızla bize yaklaşıyordu. Bir anda rüzgar arabayı savurmaya başladı. Bu seferki korkumuz kasırga değil, yaklaşan hortumdu.
* Sonra nasıl kurtuldunuz? Havada uçuşan büyükbaş hayvanları ve evleri görüyorduk. Herkes arabanın içine sinmişti. Kasırga felaket yolunda kalarak hayatımızı kurtardık.
* Gerçekten de dokuz canlıymışsınız. Ne düşünüyorsunuz? Daha önce yaşadığım iki felakette 'Allah'ın hakkı üç' demiştim. Dördüncü felaketi yaşarken, daha önceki hayatıma kedi olarak geldiğimi düşündüm. Artık şuna inanıyorum ki, kedi gibi dokuz canlıymışım.
* Tayland'da da patlamaların ortasında kaldınız... Geçen sene, yeni yıla bir hafta kala Bangkok'a bir grup Türk'ü götürdüm. Dünya Ticaret Merkezi'nin yakınındaki bir restoranda, geleneksel yılbaşı yemeği yedik. Akşamın ilerleyen saatlerinde eğlence merkezine gitmek için restoranı terk ettik. Tam da otobüsümüze binmiştik ki, biraz uzağımızda bombalar patlamaya başladı. Otobüsün camları tuzla buz oldu. Yanı başımızda altı kişi öldü, 50 kişi de yaralandı. O gün şunu anladım ki; başıma gelen bu felaketler beni sadece kovalıyor. Henüz yakalayabilmiş değil. Dedim ya, kedi gibi dokuz canlıyım ben. Şimdi geriye kaldı beş canım!
Servisi 
