Zeki Triko'nun sahibi Zeki Başeskioğlu İstanbul'daki mayo yasağının Başbakan Erdoğan döneminde başladığına dikkat çekti ve Kadir Topbaş'ın adımını samimi bulmadı.
Birkaç ay önce kızılca kıyamet koptu. Taraflar karşılıklı birbirini suçladı; ama sonunda mayo reklamı krizi çözüldü. Zeki Triko'nun sahibi Zeki Başeskioğlu'na göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın attığı olumlu adım samimi değil. Zeki Bey, hiçbir fotoğrafçılarının Türk mankenlerle çalışmak istemediğini de vurguluyor.
* İlk mayo üretiminize kaç yılında başladınız? 1984'te başladık. Türkiye'ye Avrupa'dan bavullarla mayo geliyordu. Biz üretime başladıktan bir yıl sonra bavul ticareti bitti. Türkiye ekonomisine 70 milyon dolar kazandırdık.
* Mayolarınızın diğer firma ürünlerinden farkı ne? Klasik mayodan çok fantazi modeller üretiyoruz. Sadece iç piyasayı değil, dış piyasayı da baz aldık. Eskiden Türkiye'de üç-dört tane mayo firması vardı; şimdilerde rakam 43'e ulaştı.
HER ÜLKEYE HİTAP EDİYOR Peki, ürünlerinizin en bariz özelliği nedir? Kalıplarımız. Her ülkenin kadınına da hitap ediyoruz. Ayrıca üretim kalitemiz 24 ayar altın gibi. Şayet 25 ayar altın olsa, onu da kullanırız. Aksesuvarları yurtdışından getiriyoruz. Kumaşı, İspanya ve İtalya'dan alıyoruz.
* Her ülke kadınının bedeni farklı, öyle mi? Kadın bedeni 34 ila 48 arasında değişiyor. Fransız kadınlarının beden numaraları 36 ila 40, Almanların 38 ila 44, Türk kadınının bedeni ise 36 ila 48 arasında.
* Fiyatlarınız neden pahalı? Rakip firmalar 60 YTL'ye mayo satıyor. Biz, 190 YTL'ye mayo ve bikini satıyoruz. Kaliteden ödün vermemek adına pahalı satıyoruz. Müşteri profilimiz ortanın üstü gelire sahip olanlar.
* Ürünlerinizi kaç ülkeye ihraç ediyorsunuz? Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya, Avusturya ve Lübnan gibi ülkelerde toptancılarımız var. Beş kıtada, 631 noktada ürünlerimizi satıyoruz. Dünyada mayoda bir numarayız. Çünkü sadece biz yılda 800 model üretiyoruz.
* Ayakkabıcıların çoğu kadının ayağına bakar. Siz sahilde gördüğünüz kadının neresine bakıyorsunuz? Burnu kalkık mı, kulakları büyük mü, dudakları güzel mi, boynunda kemik var mı, omuzları dar mı, göbeği ayva göbeği mi, ayakları düz mü, boyu uzun mu gibi temel özelliklerine bakarım.
* Siz hep reklamlarla ön plana çıktınız... Reklama önem veririm. Zeki Triko'nun ilk mankenleri fabrikada çalışan overlokçu ve singerci kızlardı. O yıllarda müşterilerime defile yapmak istedim. Adamlar ne yapacağımızı anlamayınca "Kızlara elbise giydirip gösteri yapacağız" dedim. Adamların cevabı ilginçti: "Desenize Zeki Bey, avratlara entari giydireceksiniz." O zamanlar ilk defilemi Türkiye güzeli Nebahat Çehre ile yaptım.
SİNEMADA DEFİLE YAPTI *Türkiye'de ilk miydi? Evet. Defileye uygun salon yoktu, sinemada yaptık. Haldun Dormen'den yardım aldım. Tiyatrocu kızları eğittik. Ali Poyrazoğlu ve rahmetli Tolga Aşkıner'i de erkek manken yaptık. Elektrikçi İsmail su borularından bize dekor ve ışık yaptı. Defileyi öyle kör topal tamamladık.
* Sonra mı profesyonel mankenlerle çalışmaya başladınız? 1969'da dünyanın en ünlü İngiliz mankeni Ean Cripton'u ülkemize getirdim. Defileden önce İngiliz ajansından adamlar İstanbul'a geldi. Bizim olanaklarımızı görünce kendi ekiplerini ve Ean ile podyuma çıkacak sekiz manken getirdiler. Defile Hilton Otel'inde oldu.
* 1985 yılında Claudia Schiffer, 1986'da da Cindy Crawford ile çalıştınız... Claudia'yı biz meşhur ettik. Alman bir fotoğrafçı bulup getirdi bize. O zamana kadar hiç kimse tanımıyordu. Cindy'ye gelince; kızım Londra'dayken onun küçük bir fotoğrafını bulmuş ve bana gönderdi. Çok beğendim. Amerika'da bulduk ve meşhur ettik. Şimdiye kadar 50'ye yakın dünyaca ünlü mankenle çalıştık. Dünyaca ünlü 50 dergiye kapak olduk. Fransa mağazamızın açılışında Naomi Campbell'ı annesiyle podyuma çıkardım. Dünya basını bizim defileden bahsetti.
* Bu defile için ne kadar para harcadınız? 390 bin dolar harcadım; ama 500 milyon dolarlık bir reklama eş değer oldu. Tanıtımın etkisi çok güçlü oldu.
* Schiffer ve Crawford'a ne kadar ödemiştiniz? Adam başı 5 bin dolar ödedim. Daha sonra Cindy'i İstanbul'a getirmek için 120 bin dolar ödedim. Çünkü meşhur olmuştu.
DİSİPLİNDEN KOPUYORLAR * Neden Türk mankenlerle çalışmıyorsunuz? 1990'lı yıllara kadar Türk mankenlerle çalıştım. Fakat Türk mankenler kendilerini geliştirmediler. Birinci sınıf manken olamadılar. Kızlar iki defileye çıktıkları zaman meşhur oluyor. Hemen sevgili buluyorlar. Sonra da o değişik yaşantı hoşlarına gidiyor, disiplinden kopuyorlar. Ne yazık ki, çok iyi poz veremiyorlar. Çalıştığımız profesyonel fotoğrafçılar Türk mankenleri istemiyor.
* Beğendiğiniz Türk manken yok, öyle mi? Güzide Duran'la ikinci sınıf kataloğumuz için çalışmak istedik. İtalya'da bağlı olduğu ajansla görüştük. Fakat kadının kalıbı bize uymadı, vazgeçtik.
* Bu sezon hangi mankenlerle çalıştınız? Tori Prever adlı sörfçü bir kız ve Adriana Karembau adlı mankenle çalıştık.
* İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'la mayo reklamı krizi yaşadınız. Esas sorun neydi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk belediye başkanı olduğu dönemden itibaren aslında sorun yaşıyoruz. 1996 yılından beri bir tane mayo ilanını İstanbul sokaklarına asamadık.
* İlan krizi Başbakan Tayyip Bey'in belediye başkanı olduğu dönemden beri mi var? Evet. Tayyip Bey belediye başkanı olduğu yıllarda dört tane televizyon kanalına çıkıp beyan verdi. Dedi ki: "Bunların yaptığı kadın sömürüsüdür. Sıkıyorsa erkeklere mayo giydirip fotoğraflarını duvarlara assınlar. Ben de olsam, mayo giymiş kadın fotoğraflarının asılmasına müsaade etmezdim." Bu sözden sonra mayo ilanı vermedik. Astırmak istemediler.
BİZ MÜRACAAT ETTİK * Sayın Kadir Topbaş diyor ki: "Bize müracaat olmadı." Sizi reklam yapmakla suçladı. Kadir Bey yalan konuştu. Zaman zaman reklamcılarımız belediyeye müracaat etti. Ama o departmanın başındaki adamlar izin vermedi. Biz de ondan sonra bu işlerin peşini bıraktık. Hatta Anadolu'nun bir çok yerindeki mayo reklamlarını bile aşağı indirdiler.
* Peki, şimdi neden serbest oldu? Seçim zamanı olduğu için.
* Ama sizi reklam yapmakla suçladılar. Beni kimsenin suçlamaya hakkı yok. İstediğim zaman paramı verip reklam yapıyorum zaten. Bugün benim markamın ünü dünyaya aşmış vaziyette. Sonra ben nereden bilirdim ki, havalimanında asılı olan mayo ilanımın dünya medyasında yer alacağını.
* Hangi mayo ilanı? Yabancı bir haber ajansı hacca giden hacı adayının birini, havalimanındaki mayolu ilanımın önünde fotoğrafını çekmiş. Birçok ülkede o fotoğraf yayınlandı. O fotoğraf yayınlandıktan sonra gelip ilanımın üstünü kapattılar. Birkaç gün sonra da oradan indirdiler.
* Neden indirdiler? Bir açıklama yaptılar mı? Güya hacı adayları şikayetçi olmuş. Bunun üzerine valilik ilanı kaldırmış. O zaman valiliği mahkemeye verdim, davayı kazandım.