A Yaşam kalitenizi yükseltmek istiyorsanız, beslenme düzeninizi gözden geçirmelisiniz. Çünkü, formda kalmak için sağlıklı beslenmek gerekiyor.
Araştırmalar, sağlıklı beslenme konusunda birçok insanın fikir sahibi olduğuna inandığını gösteriyor. Fakat her konuda olduğu gibi sağlıklı beslenmede de uygulama esastır. Beslenmenin pozitif bir bilim olduğu düşünüldüğünde, yapılan araştırmalar doğrultusunda günden güne gelişebileceğini tahmin etmek zor değildir. Bu nedenle, sağlıklı beslenme ile ilgili doğru uygulamaları takip etmek ve güncel bilgileri hayatımıza geçirmek, sağlığımız açısından çok önemlidir. Neden gerekli? * Sağlıklı beslenerek, formda bir vücuda ve zihne sahip olunabilinir. * Sağlıklı beslenme; şeker, kalp, kanser gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltır. * Sağlıklı beslenerek, genç ve dinç kalabilirsiniz. * Sağlıklı beslenme, mental ve fiziksel performansı artırarak, kendinizden memnun ve mutlu olmanızı sağlar.
Her yaşta önemli Sağlıklı beslenmeyi bilmek, her yaş grubundaki bireyin yaşam kalitesini yükseltir. Yaş gruplarına göre, sağlıklı beslenmenin yararlarına gelince...
Doğumdan önce: Anne karnında gerçekleşen beslenme, bireyin yaşam kalitesi üzerinde önemli etkiye sahiptir. Annenin kordon kanı yardımı ile fetüse geçen besin öğelerinin kalitesi, bebeğin doğum ağırlığına ve sağlığına etki eder. Dengeli beslenen bir anne adayının, sağlıklı bir bebek dünyaya getirme şansı artar. Sağlıklı beslenmeyen bir anne adayının ise düşük yapma, ölü doğum, düşük ağırlıkta bebek dünyaya getirme riskleri artmaktadır. Anne karnında yeterli beslenemeyen bebek ciddi sağlık sorunları yaşar.
Bebeklik çağı: Bireyin beyin gelişiminin tamamlandığı ve fiziksel gelişiminin hızlı olduğu bu dönemde, sağlıklı beslenme çok önemlidir. İlk altı ay anne sütü ve daha sonra verilecek uygun tamamlayıcı besinler ile bebeğin gelişiminin ayına uygun olarak ilerlemesi mümkün olur.
Çocukluk Çağı: Bu dönem, beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı dönemdir. Çocuk, bu dönemde ebeveynlerini rol model olarak belirler ve onları kendisine örnek alır. Bu nedenle, ailenin beslenme alışkanlıklarının doğru olması, çocuğun gelecek yaşam dönemlerinde de sağlıklı beslenmesine olanak tanır.
Ergenlik dönemi: Bu yaş grubundaki bir bireyin yaşadığı fırtınalı dönemde, besin tüketiminin değişmesi (azalma veya artış) söz konusu olabilir. Son dönemde, gençlerde yeme bozukluğu (anoreksi, bulimia gibi) sıkça gözlenmektedir. Gençlerin sağlıklı beslenmesi sağlanmalıdır.
Gebeler ve emziren anneler: Anne adaylarının ve emziren annelerin, hem kendi sağlıkları hem de bebeklerinin sağlığı için yeterli ve dengeli beslenmeleri gerekir. Bebek, hem anne karnında iken, hem de anne sütü ile beslenirken annenin kaynaklarını kullanır. Annenin vücudundaki depoların korunması ve bebeğin yeterli beslenmesi için sağlıklı beslenme ilkelerine uygun tüketim şarttır.
Yetişkinler: Doğru besinleri seçmek ve doğru miktarlarda tüketmek bu yaş grubu için çok önemlidir. Şeker, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, kalp hastalıkları ve kanser gibi birçok önemli sağlık sorunu, beslenme tarzıyla ilişkilendirilir. Obezite, yaşam kalitesini düşürüp hastalık riskini artıran bir sağlık sorunudur. Yaşlılar: Bu yaş grubu sağlık sorunları varsa duruma uygun, yoksa sağlığı geliştirici şekilde beslenmelidir.
Sofranızı değiştirin Sofranızda yapacağınız değişiklikler ile daha formda, sağlıklı ve aktif bir hayata 'merhaba' diyebilirsiniz.
İşte yapmanız gerekenler: Basit karbonhidratları azaltın: Beyaz şeker, basit karbonhidrat türüdür. Besin kalitesi düşüktür, boş enerji kaynağıdır. Günlük enerji ihtiyacının kaliteli besin kaynaklarından karşılanması sağlık açısından daha doğru olduğundan, beyaz şeker ve şekerli besin tüketiminin azaltılması uygundur. Tatlının tüketim miktarına dikkat edilmeli.
Miktara dikkat! Öğünlerinizin glisemik indeksini düşürün: Glisemik indeks, bir besinin kan şekerini ne kadar ve ne hızda yükselttiği ile ilgili bir terimdir. Glisemik indeksi yüksek olan besinler kan şekerini hızlı yükseltir ve hızlı düşürür. Bu da açlık hissini artırır. Basit karbonhidratlar yerine, öğünlerde kuru baklagil, sebze, ekmek, makarna gibi kompleks karbonhidratlar yeterli miktarda yer almalıdır.
Doymuş yağ tüketmeyin: Tereyağı, kaymak, kuyruk yağı gibi hayvansal kaynaklı yağlar, doymuş yağ kaynaklarıdır. Doymuş yağlar kalp sağlığını olumsuz etkiler. Sofrada, doymuş yağ kaynakları yerine sıvı yağlar tercih edilmelidir.
Trans yağ asitleri sağlıklı değildir: Bitkisel katı margarinlerin çoğu, üretim işlemleri nedeni ile trans yağ asitlerinden zengindir. Trans yağ asitleri, kalp sağlığını olumsuz etkiler ve aşırı tüketimi kalp hastalıklarına yol açar. Bu nedenle, katı margarin tüketimi sınırlandırılıp, sıvı formda olan margarinler tercih edilmelidir.
Protein kaynaklarını doğru kullanın: Et ve süt ürünleri, hayvansal protein kaynakları; sebze, tahıl ürünleri ve kuru baklagiller bitkisel protein kaynaklarıdır. Günlük protein ihtiyacının yarısından fazlası hayvansal kaynaklı proteinden, yarısından azı ise bitkisel kaynaklı proteinden sağlanmalıdır. Öğünlerde hayvansal ve bitkisel kaynaklı proteinlere bir arada yer vermek gereklidir. Bol meyve tüketin Lifler önemlidir: Lifli besinlerin sağlık üzerine birçok yararı var. Lifler, midede dolgunluk yaratarak tokluk hissinin uzamasına neden olur. Sindirim hızını yavaşlatıp kan şekerinin dengelenmesini sağlar. Bağırsaktan zararlı maddelerin atılmasını sağlayarak kolon kanserine yakalanma riskini azaltır, kabızlıktan korur. Lif içeren besinlerin enerji içeriği daha düşüktür. Sağlıklı bir yetişkinin günde 25-30 gram lif alması gerekir. Öğünlerinizde çiğ salatalara, sebze ve kurubaklagil yemeklerine yer verin, tam buğday unundan yapılmış ekmek ve bol meyve tüketin.
Suya gerekli özeni gösterin: Vücudumuzun yüzde 60'ı sudan oluşmaktadır. Su, vücudumuzun işlevlerini doğru sürdürmesi için gereklidir. Bir yetişkin günde yaklaşık 8-10 su bardağı su tüketmelidir.
Tuz tüketiminde aşırıya kaçmayın: Gereğinden fazla tuz tüketimi tansiyonunuzun yükselmesine neden olabilir. Günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşmaması sağlığınız için çok önemlidir.