Necdet, Işık'ın sürpriz doğum günü partisini hazırlamakla meşguldür. Yasemin ise o gün Ahmet'le buluşacağı için suçlu hisseder. Necdet'e işten çıkınca bir sergiye gideceğini söyler. Harun, arkadaşı Yaşar'ın siyasi görüşünün onlarınkinden farklı olduğunu anlamış ve huzursuz olmuştur.
Çocukluk arkadaşının Necip Fazıl Kısakürek okuduğunu gören Harun, Yaşar'ın sağ görüşlü olduğunu anlar. Duruma müdahale etmek ister.
Ancak Yaşar'ın tepkisine anlam veremeyen Deniz, özellikle Milli Türk Talebe Birliği'ne ve savundukları fikirlere yüklenmeye devam eder.
Genç adam, Deniz'in söyledikleri karşısında öfkesini gizleyemez. Sol görüşlü öğrencilerin fikirlerine saygı duymadığını söyler.
Ahmet, Yasemin'le buluşacakları yere gelmiştir. Sevdiği kadını beklerken ona söyleyeceklerini düşünmektedir.
Sevdiği adamla buluşacağı için kendini huzursuz hisseden Yasemin, kapıdan girerken etrafa tedirgin gözlerle bakar.
Genç kadın, sevdiği adamı görünce gerçek dünyadan kopup hayal alemine dalar. Sadece onun yanında böyle hisseder.
Ahmet'in karşısına oturduğu anda, aradan geçen yıllara rağmen heyecanlandığını fark eder.
Ahmet, direkt konuya girer. Sevdiği kadına kararını açıklayacaktır.
Defne, Deniz ve Yaşar'dan kibarca bu konuyu kapatmalarını ister.
Gitme vaktinin geldiğini anlayan Yaşar, masadan kalkarken kendilerine dikkat etmelerini söyler.
Harun, yaşanan gerginlikten kendini sorumlu tutar ve üzülür.
Ahmet, aşklarını ciddiye almadıkları için iki aileye de öfkeledir. Hayatlarının alt üst olduğunu düşünmektedir. Yasemin de ona hak verir.
Ancak genç adamın bu sefer vazgeçmeye niyeti yoktur. Sevdiği kadına önlerinde uzun bir hayat olduğunu ve geçmişte yaptıkları hatalardan kurtulabileceklerini söyler.
Yasemin de onun gibi düşünmektedir. Beş yılı sevdiği adamdan ayrı geçirmiş ve hiç mutlu olamamıştır.
Ahmet, Yasemin'in elini avucunun içine alır. Kafasında planladığı çüzümü ona anlatmaya başlar.
Genç kadın, Ahmet'in ciddi olmadığını düşünür. Bu koşullarda böyle bir kaçış mümkün değildir.
Yasemin, arkasında acı bırakarak gitmek istemediğini söyler.
Yaşadıklarından sonra Ahmet'in hiç kimseye özellikle de Necdet'e merhamet etmeye niyeti yoktur.