'Sıfır' liraya uzlaşılır mı?
Kredi kartı borcunuz geldi; ödeyemediniz... Bir ay sonra üstüne faiz eklenerek geldi; yine ödeyemediniz... Banka peşinize düşer... Malınız mülkünüz varsa icra yoluyla... Çıplak maaşa talimseniz haciz yoluyla... Öyle ya da böyle parayı tahsil eder.
***
Peki devlet ne yapar? Borçluya göre durum değişir. Mesela esnafsanız, yandınız... Bir af çıkmazsa ocağınız söner... Ama büyük bir şirket, anlı şanlı bir holdingseniz, işiniz kolay. Yabancıysanız, daha da kolay. Mutlaka uzlaşırsınız. Hem de öyle böyle değil. Borcunuz ne olursa olsun, 'Sıfır' liraya uzlaşırsınız. Şaşırdınız mı? Okuyun da nasıl uzlaşılıyor görün.
***
Gelirler Kontrolörleri, bir şekilde şirkete girer... Geriye dönük olarak hesapları tarar. Bir açık bulursa, oturur inceler. Kaçırılan miktarı tespit eder, faizini hesaplar, cezasını çıkartır, faturayı keser. Şirket itiraz eder. Rapora son hali verilir ve Okuma Komisyonu'na gönderilir. Hepsi alanında uzman isimler raporu okur, düzeltecek bir şey bulursa düzeltir, topu Gelir İdaresi Başkanlığı'na atar. Artık, uzlaşma safhasına gelinmiştir. Borçlu şirket yöneticileriyle verginin patronları bir masaya oturur. Pazarlık başlar. Kiminin borcu yarıya iner... Kiminin borcu 10'da 1'e düşer... Bazıları da tek kuruş ödemez.
***
Yabancıya banka satınca sevinçten havaya uçuyoruz ya... Örneği bankacılıktan verelim. Dünyaca ünlü bir bankanın Türkiye ayağı incelendi. 2 milyar dolara yakın borç çıkartıldı... Ve uzlaşıldı. Hem de küresel tarifiyle 'Zero Cent'e... Anlayacağımız dilden, 'Sıfır Kuruş'a...
***
"Böyle uzlaşma olmaz, mutlaka raporda hata vardır" diyebilirsiniz. O zaman ben de şunu derim: Son yıllarda, yukarıda anlattığım türden 'Sıfır' noktasında uzlaşma çok... Ancak, hatalı rapor hazırladılar diye Gelirler Kontrolörleri ya da Okuma Komisyonu hakkında yapılmış bir işlem yok.
***
Ne diyelim... "Bizim memlekette uzlaşma kültürü yok" diyenler utansın...