10 yıldır panik atak hastası olduğunu söyleyen Kıraç, ataklar sırasında böcek mi yoksa insan mı olduğunun çelişkisine düşüyor.
Dinleyenleri, Kıraç'ın önce tarzını sonra da dizi müziklerini sevdi. Fenerbahçe'nin 100. yıl marşını yaptığı gün, kızılca kıyamet koptu. Ercan Saatçi marş için 'çalıntı' dedi. Bu iddiayı kendisine sorduğumuz Kıraç'tan hayli ilginç bir cevap verdi: "O adam iyi bir Fenerbahçeli değil." Aşka inanmıyor ama aşktan da geri kalmıyor. Sevgilisi var. On yıldır panik atak hastasıymış. Atağı yaklaşık yirmi dakika sürüyormuş. Ataklar sırasında evrenin kendisine manasız geldiğini söylüyor. "Böcek miyim, yoksa insan mıyım o anda karar veremiyorum" diyor. İşte Kıraç'ın bilinmeyen yönleri...
* Fenerbahçe şampiyon oldu. 100. yıl marşınız uğurlu mu geldi? Koyu bir Fenerbahçe taraftarıyım. Hemen hemen bütün maçları açık tribünden izledim. Yani tribün çocuğuyum. Bu yüzden Fenerbahçe taraftarını iyi tanıyorum. 100. yıl marşını yapmam teklifi edildi. Bu teklifi de bana bizzat getiren Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dı. Ben de Başkanımız'ın teklifini kabul ettim.
* 100. yıl marşının çalıntı olduğu söylendi. Buna ne diyorsunuz? Tuhaf ve çirkin bir davranıştı. Bir müzik adamı, 1 Mayıs marşını nasıl çalabilir? 1 Mayıs marşı kıyıda, köşede kalmış bir marş değil ki. Bu marşı herkes biliyor. Marşı çalmak için aptal olmak lazım. 1 Mayıs marşını çalmak, Topkapı Sarayı'nı çalmak gibi bir şey olur.
FENERBAHÇELİ
* Ercan Saatçi'den çıktı bu iddia. Neden böyle bir iftira atsın ki size? Bilmiyorum. Kendisinin de Fenerbahçeli olduğunu söylüyormuş. Ercan Saatçi'nin iyi Fenerbahçeli olduğunu düşünmüyorum. Kendisini tanımam.
* 'Benim Yolum' kaçıncı albümünüz? Beşinci solo albümüm. 13 şarkıdan oluşuyor. Yaklaşık 3.5 yıl aradan sonra çıkardım.
* Sizin yolunuz ne? Düşünsel anlamda yorucu bir yol. Kaygılı ve çoğu kez mutsuzluğa kapılmış bir yoldur, yolum. Yalnız olduğum izlenimine kapılmışımdır hep.
* Yolunuzu kaybettiğiniz oldu mu? Zaman zaman. Bazen girdiğim yol labirent gibi. Durmadan çıkışı arıyorum. Çıkmaya çalıştıkça da daha uzaklara gittiğim olmuştur.
* Sizinle yola çıkan sanatçıların birçoğu kayboldu gitti. Sizin diğerlerinden farkınız neydi? Çağdaş müzik yapıyorum. Bu çağdaşlığın içinde modern, güncel ve popüler öğeler var. Batı müziğini, Türk motifleri ile iyi harmanlıyorum. Duygulara hitap ediyorum. Yaptığım müzik, insanların aşkına karşılık geliyor. Ama şunu unutmamak gerekiyor ki, o arkadaşların yeterli alt donanımlarının olmadığını düşünüyorum. Doğru yerlere kök salmamışlar. İnsanlar yumurtadan çıkan kaplumbağa yavrusu gibidir. Çok azımız denize ulaşırız.
MÜZİK HER ŞEYİ ANLATIR
* Şarkı sözlerinizden ziyade, şarkı müzikleri ile gündemdesiniz. Nedir sizi güçlü kılan şey? Kelimeler denizin yüzeyi gibidir. Şairin dediği gibi, çoğu zaman kelimeler kifayetsiz kalıyor. Kelimeler kapris yapabiliyor. Bu hem şair için, hem de bizim için çok zor bir durumdur. Ama müzik öyle değil. Denizin derinliklerinden size sesleniyor. Kelimelerle söyleyemediğinizi müzikle anlatıyorsunuz. Müziğin etkisini hissedersiniz. Garip bir anlatım gücü var müziğin. Müzik, kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde devreye giriyor.
* Zaman zaman müzik kelimeler gibi kifayetsiz kalmıyor mu? Onun da kaldığı yerler yok değil; ama doyum oranı daha yüksektir.
* Halk müziğini seviyorsunuz. Sanat müziğini neden ilkel buluyorsunuz? Bütün dünyada en çağdaş akımlar halk kültürünün ürünüdür. Halk müziğini de özel kılan budur. Halk şarkıları yaşanmış bir hikayeyi barındırır içinde. Genelde abartısızdır. Bazen de yaşayanın durumuna göre abartılıdır. Yalan ya da fantezi barındırmaz içinde. Halk müziği toplumun kendi malıdır. Evrenseldir. Sanat müziği öyle değildir. İçinde fantezi taşır, ayrıca dönem müziğidir. Sanat müziği demode olmuştur.
PROFESYONEL BİR HASTA!
* Albüm çıkaran sanatçılar sansasyonel ilişkileri ile gündeme gelmeye çalışıyor. Sizde tersi bir durum var. İlişkinizi kabul ediyorsunuz. Şöhret tatlı bir şey. Girdiğiniz ortamda tanınmak itici bir güç. Bende bile zaman zaman bu ego oluyor. Ama manasız işler ile gündeme gelirseniz, çabuk siliniyorsunuz. Ben öyle gündeme gelmek istemiyorum. Hatta gündemde kalmak istemiyorum. Çünkü oradan düştüğünüzde çıldırıyorsunuz. Beyninizi böcekler sarıyor. Ondan sonra şöhretin elinizden uçup gitmemesi için her şeyi yapıyorsunuz. Sonrası psikolojik hastalık.
* Sizin geçirdiğiniz bir psikolojik hastalığınız var mı? İlk kez on yıl önce panik atak geçirdim. Korkularım vardı. Biraz biraz kontrol altına almaya başladım. Biliyorsunuz, çağımızın hastalığı. Üreten insanların hastalığıdır bu. Profesyonel bir panik atak hastasıyım.
n Hastalığınızın nedeni var mı? Bir nedeni yok. Her panik atak hastası gibi ben de aşırı derecede psikolojimi zorlamışım. Hüznümü aşırı bir şekilde bastırmışım. Deşarj olamamanın getirdiği bir hastalık bu. Kendinizi rahatlatamazsanız eğer günün birinde psikolojiniz çöküyor. Böyle bir durumda 'depresyona girdim', diyemiyorsunuz. Ciddi bir hastasınız. Olur olmadık yerde anlamsız panikler yaşıyorsunuz.
* Ataklarınız sık oluyor mu? Evet. Mutlu olduğum bir zamanda bile yaşıyorum.
* Panik ataktan çıktığınızda ne hissediyorsunuz? Allah'a şükrediyorum. Çünkü girdiğim ataktan hiç çıkmayacakmışım gibi bir duygu geliyor. Kendisi 20 dakika ama etkisi uzun sürüyor. Sakinleştirici haplar kullanıyordum. Şimdi kullanmamaya çalışıyorum.
* Panik atak hastaları genelde ölüm korkusu yaşıyor. Sizde böyle bir korku var mı? Bendeki ölüm korkusu gibi değil. Bana, evrenin kendisi manasız geliyor. Kendim dahil her şey manasız geliyor. Böcek miyim, yoksa insan mıyım anlamış değilim. Böyle bir sürü saçma sapan düşünceler aklıma geliyor. Düşüncelerin bile kontrolsüz. Bu da yeterince insanı korkutuyor zaten. Aşırı bir korku durumu yaşıyorum. Kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. Bu asla psikolojik bir oyun değil. Kendini telkin ederek geçecek bir hastalık değil. Çok karizmatik insanların geçirdiği bir hastalık bu.
HER AŞK BİTER'
* Burcunuz ne? İkizler.
* Koç burcu kadınını neden seviyorsunuz? Nedense hep Koç burcu insanlarının dünya ile daha uyumlu olduğunu düşünmüşümdür. Benim annem de Koç. Dünyayı olduğu gibi kabul eden insanlardır Koçlar.
* Her aşk gün gelince biter mi? Biter. Bitmeyen aşk varsa, o insanlardan mutlaka biri öldüğü içindir.
* Bu durumda siz kötü bir aşık mısınız? Ben, aşk duygusunun sonsuza kadar süreceğine inanmıyorum. Öyle bir duygum yok. Beklentim de yok.
* Öyleyse kısa süreli aşkların aşığı mısınız? Duruma göre değişiyor. Dört senelik bir ilişkim var ve hâlâ aşığım. Ama yarın ne getirir onu bilemem.
ŞÖVALYE GİBİ DAVRANIYOR
* Yaşadığınız bir ilişkide istediği şeyi kadına nasıl yaşatıyorsunuz? İkizler burcunun getirdiği bir durum bu. Birlikte olduğum kadının ne istediğini çabuk anlıyorum. Nasıl hissetmek istiyorsa ona öyle hissettiriyorum. Kadına bir şövalye gibi davranıyorum.
* Televizyon ekranlarında bazı sanatçılar hakkında ileri geri konuşmanızı yadırgadık. Toplum size yakıştıramadı. Açıkça söylemek gerekiyorsa, benim gözümde bile bir derece saygınlığınızı yitirdiniz. Bu davranışınız hata mıydı? Yoksa basiretiniz mi bağlandı? Söylediklerinizi kabul ediyorum. Ekranda öyle görünmemi kendim bile hazmedemedim. Fakat işin başka bir yönü var. Bu biraz enteresan bir durum. Bazı şeylerin de ekran aracılığıyla mücadelesini vermeniz gerekiyor. O olayda televizyoncu arkadaşın sahtekarlığı oldu. Güya kamerayı kapatmıştı. Kendi aramızda konuşuyorduk. 'Kamera kapalı' deyip beni tavladı. Sonra da konuşmalarımı yayınladı. Ben bu düzene karşıyım. Bazı insanlar magazin adına ekranda kıçını göstererek para kazanıyor. Ortada hiçbir emek yok. Biz de ölesiye çalışalım; ama para kazanmayalım. Bu resmen iki yüzlülük...
Servisi 
