Caz tutkunu olsa da pop şarkıları ile gönüllerde taht kuran Fatih Erkoç, dillerden düşmeyen hit şarkılarını 'Kör Randevu-Collection' isimli bir albümde buluşturdu....
Yıllar sonra çıkardığı 'Kör Randevu- Collection' adlı bir best of'la hayranlarının karşısına çıkan Fatih Erkoç, Ajda Pekkan ve Tarkan'ın gerçek star olmadığını söyledi. Erkoç, şarkı yarışmalarının da müzik kulağını bozduğunu vurguladı.
* Eski şarkıları bir araya getirme fikri nasıl doğdu? Eski albümlerimi bulamadığından yakınanlar vardı. 'Best Of' yapmaya karar verdim ve kendimi Ercan Saatçi'nin kollarına teslim ettim.
* O zamandan bu zamana sanat hayatınızda ne değişti? 'Kör Randevu-Collection' müzik niteliği olarak kapasitemin altında. Hiçbir zaman pop müziğini sanat olarak göremedim. Ülkemizde yapılan pop müziğini sanatın dışında görüyorum. Caz, sanat, Türk halk ve klasik Batı müziğini sanat müziği olarak görüyorum. Pop müziğine el attığım için bunu devam ettiriyorum. Ulaşabildiğim kadar çok insana ulaşmaya çalışıyorum.
* O zaman neden pop yaptınız? Çünkü böylece beni dinyleyen geniş kesime cazı sevdirdim. Türk dinleyicisinin müzikal kulağını üst seviyelere çıkarttım. Ticari kaygılardan etkilenmiş de olabilirim.
* Yani pop kültür mü size pop müziği yapmayı dayattı? Öyle de denebilir. Karşıma çıkan nedenler, beni bu farklı müzikleri yapmaya itti.
* Neydi o nedenler? Babam udi sanatçısıydı. Bana dört yaşımda bir keman hediye etti. Dokuz yıl sanat müziği dinledim. Sonra konservatuarda Batı müziği aletlerini çalmayı öğrendim. Ardından orkestralarda çaldım. Onlar da ticari müzik yapıyorlardı. Uzun süre dans müzikleri söyledik. Sonra Erol Pekcan cazı sevdirdi. Yurtdışında 11 yıl ticari müzik yaptım. Onun için karşıma farklı müzikler çıktı.
* Yani bu albümünüz ticari bir çalışmanın ürünü mü? Yapılan her işte ticari kaygı vardır. Ama şarkıların yapım aşamasında ticari kaygı güdülüyorsa, bu bakış açısı doğru değil. Ancak albüm çıkınca ticari kaygı başlar.
* Sizce Türkiye'de şarkıcı enflasyonu var mı? Bu kadar çok tenkit edilen 'sanatçı' adında şarkıcı varsa, orada şarkıcı enflasyonundan söz edebiliriz. Herkes şöhret olmak istiyor. Türkiye'de çok az iyi şarkıcı var.
* Sizin gibi gerçek sanatçılar için söylenen bir söz vardır: 'Hak ettiği yerde değiller.' Hak ettiği yerde olmak ne demek? Hak ettiğim yerdeyim. Bu yerde olduğum için de Allah'a şükrediyorum. Hak ettiği yerde olmak, çok para kazanmak değildir. Ben, beni dinleyen herkesten saygı ve sevgi gördüm. Bunun üstüne nasıl "Hak ettiğim yerde değilim" diyebilirim ki. Bazı arkadaşlar gibi her gün televizyona çıkarak hak ettiğin yerde olunmuyor.
* Fatih Erkoç deyince akıllara 'Ellerim Bomboş' adlı şarkınız geliyor. Sonra hit şarkılarınız olmadı. Bu rahatsızlık yarattı mı? Yarattı tabii. Gönül ister ki her çalışmayı dinleyici tutsun. Pop müziğin en acımasız tarafı bu zaten. Bu biraz da şans meselesi. Ama her şeyi şansa bağlamamak lazım. Hit şarkılar yapamamışsak, sorumlusu biziz.
* Bu yüzden mi ülkemizde sanatçıların ömrü fazla olmuyor? Yeteri kadar çalışmıyoruz. Dünya müziğini takip etmiyoruz. Demek ki işlere önem vermiyoruz. O nedenle dünya çapında sanatçı olamıyoruz.
* Dünya çapında bir star neden çıkaramıyoruz? Rahmetli Ahmet Ertegün, "Amerika'da bir şey yapmak istiyorsan, İngilizce konuşan bir ülkenin vatandaşı olman lazım. Bir de en fazla 22 yaşında olmalısın" demişti. Rahmetli Ahmet Bey'e katılıyorum. Dünya çapında bir şey yapmak istiyorsak, Amerika ya da İngiltere'de yaşamanız gerekiyor. Buradan da şu sonuç çıkıyor: Asla dünya çapında bir star çıkaramayacağız.
* Ajda Hanım gerçek anlamda bir star mı? Ajda Pekkan'ın star olmasında görüntüsünün payı var. Kendini geliştiremediği kanısındayım. Görüntü ve davranışlarında starlık durumu var ama yorumcu olarak ileriye gidebilmeliydi.
* Ya Tarkan? Tarkan da iyi bir şarkıcı. Ajda Pekkan'dan fazla yetenekleri olan bir insan. Türk sanat müziğini çok güzel söylüyor. Hatta Ajda'dan daha iyi söylüyor. Tarkan'ın iyi şarkıcılığını bir yere kadar ölçebiliyorum. Ölçemediğim yerde zevkime hitap etmiyor. Star sanatçıların niteliklerine sahip değil Tarkan.
* Televizyonlarda şarkı yarışmaları moda oldu. Jüri üyeleri şarkı söyleyenleri eleştiriyor. Siz, jürilerin neyini eleştiriyorsunuz? Müzik konusundaki yorumlarına katılmadığım zamanlar çok oldu. 'Şarkı Söylemek Lazım' yarışmasında değer verdiğim birkaç insan benim gözümde değerlerini ne yazık ki kaybetti.
* Kimdi bunlar? Mesela Serap Ezgü. Onun yerinde olsaydım, o kadar sert çıkışlar yapmazdım. O yarışmadan sonra gözümden düştü. O yarışmaları izlediğimde müzik kulağım bozuluyor. Çünkü sürekli kötü şeyler dinlerseniz, sağlam olan kulağınız da bozulabiliyor. Bu yüzden seyirciye az çirkinlikler sunulmalı.