Ahmet ve Yasemin'in bindiği tren yolların kapanması yüzünden Bolu-Ankara arasındaki bir istasyonda bekleme yapar. İki eski sevgili birbirlerinden habersiz, trenden iner ve yürümeye başlar. Bu beklenmedik karşılaşma ikisini de şaşırtır. Karlar altındaki istasyonda oturup konuşmaya başlarlar.
Yasemin, Ahmet'e Rüya'dan bahsederken kendini çok kötü hisseder. Küçük kızın sadece kendisine değil, babasına da benzediğini söyler.
Necdet'in işleri ilerlettiğini duydum. O nasıl? Ahmet, Rüya'nın babasının Necdet olduğu sanmaktadır. Küçük kızın babasına benzediğini duyunca Necdet'in neler yaptığını sormak zorunda kalır.
O sırada Rüya, resim defterine Ahmet ve Yasemin'i çizmektedir. Karlar altındaki bu karşılaşmanın ne anlama geldiğinden habersizdir.
Resmi tamamlayan küçük kız, tekrar uyumaya karar verir. Battaniyesini üstüne çeker ve uykuya dalar.
İstasyon görevlisinin çağrısı, Ahmet ve Yasemin arasındaki acı sessizliğe son verir. İki eski sevgili için yine ayrılık vakti gelmiştir.
Birlikte trene doğru yürürken ikisini de söyleyecek bir şeyler aramaktadır. Ancak akıllarından geçen tek şey birbirlerine sarılıp bir daha hiç ayrılmamaktır.
Veda anı ikisi için de çok zordur. Yasemin, mesafeli bir şekilde elini uzatır. Ahmet, bu soğuk vedalaşma karşısında çaresiz bir şekilde onun elini sıkar.
Ancak sevdiği kadının gözlerine son bir kez bakar ve hislerini anlmaya çalışır.
Yasemin, sevdiği adamın gözlerine bakamaz. Ahmet'in yıllar sonra hala ona aşık olduğunu anlamasından çekinir. Arkasını döner ve aceleyle trene binmeye çalışır.
Duygularını saklamaya çalışırken panikleyen Yasemin, trene binmeyi başaramaz. Ahmet, nazikçe elini uzatır ve ona yardımcı olur.
Ahmet'in elini tutmak Yasemin'in yıllardır bastırdığı bütün duygularını açığa çıkartır. Sevdiği adamın yüzüne hasretle bakar. Onu hala ne kadar çok sevdiğini düşünür.
Yasemin, trene binince Ahmet karanlık istasyonda tek başına kalır. Genç kadın, gözyaşlarını daha fazla tutamaz.
Ahmet, sevdiği kadını gördüğü için çok mutludur. Yasemin'in hala kendini sevdiğini anlamıştır.
Yasemin, kompartımanda sessiz sessiz ağlamaya devam eder. Kimseyi uyandırmak istemez.
Genç kadın, bütün masumiyetiyle uyumakta olan küçük kızına bakar. Onu alıp gerçek babasına götürmek ister. Ancak bunun için çok geç kaldığını bilmektedir.
Ahmet de Yasemin'in yanına gitmek ister. Ama son anda yanlış bir şey yaptığını düşünür ve geri döner.
Tren hareket ettiğinde Ahmet ve Yasemin, acı gerçeğin farkına varmıştır. Birbirlerinden ayrı başka hayatlara savrulmuşlardır. Bu acı karşılaşmadan geriye kalan ise sadece boş bir banktır.