Yasemin, hala Ahmet'i düşünmesine rağmen Necdet'le sürdürdüğü evlilik oyununda rolünü başarıyla oynamaktadır. Farklı odalarda uyuyan karı-kocanın ortak tutkusu Rüya'dır. Nezahat Hanım ve Rıza Bey, ilişkilerinin ikinci baharını yaşamaya başlar. Ayrı geçen yıllar sevgilerini güçlendirmiştir.
Nezahat Hanım, tedirginliğini üzerinden atmıştır. Karı-koca yeni hayat şartlarına alışmaya çalışırken bir yandan da hasret gidermektedirler.
Gün boyunca İstanbul sokaklarında gezen Rıza Bey, bir önceki gün de Büyük Ada'ya gitmiştir. Eski evlerinin önünden geçerken bir karar almıştır.
Kocasının yavaş yavaş hayata bağlandığını ve planlar yaptığını görmek Nezahat Hanım'ı çok sevindirir. Bu kararı destekler.
Rıza Bey'in dönüşünden sonra evdeki roller tamamen değişmiştir. Nezahat Hanım çalışıp para kazanmaktadır. Rıza Bey ise evde oturmaktadır.
Rıza Bey, kahvaltı etmek için salona döner. Emine ve Nezahat Hanım işe gitmeden önce sofrayı hazılamıştır.
Rıza Bey, bir şeyler koymak için tabağını kaldırınca altındaki paraları görür. Karısının ince davranışı karşısında duygulanır ve bir anda gözleri dolar.
Ziya Bey ve Ahmet, Ankara'ya gideceklerdir. Ziya Bey, onu almaya gelir.
Ziya Bey, Bolu'yu aramış ve yolların kapalı olduğunu öğrenmiştir. Genç adam, Ankara'ya gitmek için başka bir güzergah belirlemiştir.
Ahmet de bu fikre sıcak bakar. Uzun süredir ilçenin dışına çıkmadığı için bu yolculuk onu fazlasıyla heyecanlandırmıştır.
Yasemin ve Rüya da, Ankara'ya gitmek için hazırlanmaktadır. Yasemin, Necdet'le konuşurken Rüya telefonu çekiştirir.
Kızının ve karısının çekiştiğini duyan Necdet, Rüya'yı telefona ister. Rüya, babasına trene bineceklerini, Tombik ve Çıtır'ı da yanında götüreceğini anlatır.
Yasemin, Necdet'e telefonda Rüya'nın yeni hayali arkadaşları Tombik ve Çıtır'ı açıklamaya çalışır.
Necdet de kızının hayal dünyasının geniş olduğunu bilmektedir.
Rıza Bey, kendini yine sokaklara vurur. Özgürlük duygusunu sonuna kadar yaşamak ister.
Beyoğlu sokaklarında yürürken duvardaki afişler dikkatini çeker. Afişteki resim çok tanıdık gelir.
Afişlere yaklaşıp dikkatlice bakan Rıza Bey, Keriman Kızıltan'ı hemen tanır. Keriman Hanım ünlü bir assolist olmuştur. Rıza Bey, onu özlediğini fark eder.
Gün batımına kadar dolaşmaya devam eder. Sık sık öksürmeye başlamıştır. Ancak bu durumu herkesten saklamaktadır. Karısını ve kızlarını huzursuz etmek istememektedir.