Bir dönem A Milli Futbol Takımı'nın mentorlüğünü yapan Prof. Dr. Turgay Biçer, Fatih Terim'in artık başarılı bir teknik adam olmadığını söyledi.
Türkiye'de 'mentor'lük mesleğinin adı ilk kez Turgay Biçer ile duyuldu. Kartvizitinde 'mentor' yazan Biçer, futbolculara ve işadamlarına hocalık yaptı. Şenol Güneş'in 'en lider futbol adamı' olduğunu söyleyen Turgay Biçer, Fatih Terim'in miadını doldurduğunu düşünüyor. Mentor Biçer ile futboldan siyaset ve magazine dair her şeyi konuştuk...
* 'Mentor' ne iş yapar? Liderleri yetiştiren, mesleki anlamda bir yere getiren ve onlara hocalık yapan kişiye 'mentor' denir. Yaptığım iş, zihinsel antrenörlük. Spor ve iş dünyasına hocalık yapıyorum.
* Kimlere hizmet verdiniz? Ümit Milli Takımı, Trabzonspor, Galatasaray, A Milli Takımı, Denizlispor, Ülkerspor, Efespilsen, Bayan Voleybol Takımı gibi kuruluşlarla çalıştım. 'ŞENOL GÜNEŞ LİDERDİR'
* Yerli antrenörlerimizi nasıl buluyorsunuz? Ne yazık ki futbolda kara bir düzen vardı. 'Hadi koçum! Göreyim sizi, bu maçı alın' mantığı ile bir yere gelemeyeceğimizi tarih gösterdi. Futbol sektörü, bacasız sanayi oldu. Çok büyük miktarlarda paralar dönüyor. Böyle olunca da, dünkü antrenörlük sistemi çöktü. Eskiden futbolcuya güç idmanı yaptırılıyordu; ama bunun yeterli olmadığı görüldü. Kazanmayı sağlayan şey, futbolcunun psikolojik dinamikleridir. 'Vatan, millet, Sakarya' edebiyatı ile maç kazanılmaz. Şenol Güneş'in Türk futbolunun en lider insanı olduğunu düşünüyorum.
* Türk halkı en başarılı antrenör olarak Terim'i görüyor. Neden bu düşüncedesiniz? Fatih Terim ile dört yıl çalıştık. Galatasaray'ın UEFA şampiyonu olduğu yıl, Fatih Terim de antrenörlük başarısını tamamladı. Şimdi başarısı sorgulanması gereken teknik bir adam. Terim yedi senedir kendini geliştiremedi. Geçmişte başarılı bir teknik adam olması, günümüzde başarılı olacağı anlamına gelmiyor. Dünkü güneşle bugünkü çamaşırı kurutamazsın.
* Teknik adamın patronluğuna rağmen futbolcularla nasıl ilişki kurdunuz? Geçmişte hatalarım oldu. İşe sporcularla başladım. Sonra şunu gördüm ki, antrenörü geçmeden sporcuyu geçemiyorsun. Antrenör üzerinden sporcuya gitmiyorsan, o insanlar sizi kabul etmiyor. Sizi ilk önce antrenörün kabul etmesi gerekiyor. Bu yüzden Futbol Federasyonu'nda spor psikolojisi dersleri vermeye başladım. Hiç unutmam. Büyük kulüplerimizden birini çalıştıran bir Türk antrenör bana, "Hoca kusura bakma. Seninle çalışmayacağım. Ağzın iyi laf yapıyor. Karizma sahibi adamsın. Ben ne olacağım?" dedi. O gün şunu anladım ki, bazı antrenörleri korkutmuşum. Hemen kendimi geri plana çektim. Oysa ki ben, o adamın sadece danışmanıydım.
* Bu yüzden mi antrenörlerimiz dünya çapında başarılı olamıyor? Dünya çapında başarı elde etmek istiyorsanız, dünya çapındaki adamların yeteneklerine sahip olmalısınız. Büyük işler büyük insanlarla başarılı olur. Türkiye'nin spor alanındaki başarıları bireysellikten öteye gidemedi. Kurumsal başarıyı yakalayamadık. Futbolda dünya üçüncüsü bir takım olmuş olabiliriz; ama gerçek anlamda dünya üçüncüsü bir takım olamadık.
* Futbolcularımız nasıl? Futbolcularımız da antrenörlerimiz gibi. Entellektüel birikimleri ve misyonları düşük. Çoğu antrenörümüz gibi bir şey yapmadan, para kazanmayı düşünüyorlar.
'ÖNDERE İHTİYAÇ YOK'
* Siyasette neden lider çıkaramıyoruz? Ülkenin futbol anlayışı neyse, siyaset anlayışı da o. Türkiye'de lider var, önder yok. 19 ve 20'inci yüzyılda dünyaya iki lider geldi. Birincisi, Mustafa Kemal Atatürk; ikincisi Gandi. Bu iki insan dahi olduğu için önderdiler. Türkiye'de parti başkanı olmak sizi önder ya da lider yapmaz. Önder, toplumu peşine takıp iyi yerlere götürür. Fark yaratır. Hiçbir koşula bağlı olmadan onu takip eden insanlara güç verir. Türkiye'nin lider ya da öndere ihtiyacı yok.
* Neden? Parti liderlerini izleyen vatandaşta problem var. Kendisi sorumluluk almaktan kaçınıyor. Ülke meselelerini tek adamın üstüne yıkıyor. Böyle liderlik olmaz. Burada bencillik var. Halk sorunlarını çözebilseydi, lidere ihtiyacımız kalmazdı. İnsanlık ne kadar gelişirse, lidere o kadar az ihtiyaç duyulur. Önderler özel durumlarda ortaya çıkar. Türk halkının öndere ihtiyacı yok. Ülkeyi yönetenlerin iyi yöneticiler olması yeterli. Figüranların olduğu yerde esas oğlanlar çok olur. Halk, lider aramaktan vazgeçsin. Kendiinin lideri olsun. 'MAGAZİN ÖRNEK DEĞİL'
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Kasımpaşalı' olmakla övünüyor. Kasımpaşalı olmak meziyet mi? Kullandığı sözcüklerde kabadayılık yok mu? Doğru. Sayın Tayyip Bey iyi bir hatip. Yani imam hatipli birisi. Hitap tarzı, üslubu, cümleleri kullanması olsun, bazılarına muhteşem geliyor. Ama bir gerçek var: Türk halkının kaç tanesi klasik kitap okumuş? Buna bakmak gerekiyor. Türk toplumu maço kültürü, kızdığında masaya yumruğunu vuran adamı seviyor. Diplomaside masaya yumruğu vuramazsınız. Akıl toplumu olmayı öğrenmeliyiz.
* Türk halkı şimdiki liderlerle bir yere gidemez, öyle mi? Evet. Türkiye bir yere gidecekse halkı, siyasetçisi, bilimadamı ve sanatçısıyla gidecek, politikacısıyla değil. Türkiye'nin bireysel aydınlanmaya ihtiyacı var.
* Türkiye'de ne oldu da ahlak yapısı çökmeye başladı? Her gün aldatma haberleri izliyoruz. Değişimi hızlandıran televizyonlar oldu. Eskiden bir şeyi elde etmek istiyorsan çalışmak zorundaydın. 80'li yıllardan sonra bu sistem değişti. Artık insanlar kolay olanı tercih ediyor. İnsanlar, dayatılan hayatı yaşamak istiyor. O nedenle aldatmalar gündemimize oturuyor.
* Son zamanda boşananların sayısındaki artış normal mi? Kendimizi idare edemiyoruz ama evleniyoruz. Bizi hâlâ annelerimiz- babalarımız yönetiyor. Kadın kocaya sahip olduğu zaman, o erkeği de yönetmeye çalışıyor. Oysa bir şeye sahip olmak, doğru değil. Önemli olan paylaşım. Magazindeki yaşamlar bizler için örnek teşkil etmemeli.