Telefon diplomasisi ile yabancıya güvence verilecek
Genelkurmay'ın sert bildirisinin ekonominin dengesini bozmaması için harekete geçildi. Bürokratlar "Özellikle yabancı yatırımcıların sakinleştirilmesi lazım. Çünkü belirleyici olan onların tutumu" diyor.
Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen sert açıklama karşısında, ekonomi yönetimi teyakkuza geçti. Piyasa dengelerinin sarsılmaması için özellikle yabancı yatırımcının sakinleştirilmesine çalışılacak. 'İç şok' niteliğindeki bu gelişmeyi piyasaların 'hazmetme kapasitesine' bakılarak, önlem alınacak. Genelkurmay bildirisinin, kamuoyu ile paylaşılma zamanlamasındaki titizliğe değinen bürokratlar, "Açıklamanın hafta sonuna denk getirilmesi herkesin durum değerlendirmesi yapmasına imkan tanıyor. İlk aşamada belirleyici olan, yabancılar" dedi.
KİM, NASIL POZİSYON ALACAK? Ekonomi kurmaylarının, "2001'den bu yana çok sayıda şok ve dalgalanmayı aştık. Ekonomi eskiye göre şoklara daha dayanıklı" vurgusuna, şu pozisyonlar eşlik ediyor:
* MERKEZ BANKASI: Başkan Durmuş Yılmaz, siyasi gelişmelere yön verme durumunda olmadıklarını, erken seçim de dahil olmak üzere alınacak kararların enflasyon hedefinde sapmaya yol açması halinde gerekli para politikası tepkisini vermekte tereddüt etmeyeceklerini önceki gün açıkladı. Kuruluşta hafta sonu sayesinde piyasa aktörlerinin soğukkanlı analiz yapma fırsatı bulacağı görüşü hakim. Pazartesi günü piyasaların açılışına bakılacak. İstikrarı bozucu keskin hareketler görülürse, gerekirse Para Politikası Kurulu olağanüstü toplantıya çağrılacak. Piyasalara, likidite sorunu olmayacağı güvencesi verilecek. Bu amaçla, önde gelen uluslararası yatırım kuruluşları ile telefon diplomasisi yürütülecek.
* BDDK: Bankaların likit durumda olduğunu, açık pozisyon riskinin tolere edilebilir düzeyde bulunduğunu belirten BDDK yöneticileri, 'dövize yönelme ve Hazine kağıdından çıkma' yönlü sert tepkiye dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyor. 2006'daki dalgalanmanın, bankaların sermaye yeterliliğini aşındırdığı, kârlılığını azalttığı, tüketici kredilerini frenlediği biliniyor. BDDK, banka bilançolarının özellikle faiz riskine açık olduğuna işaret ediyor. Ancak sermaye sorunu gözlenmediğini vurguluyor.
* HAZİNE: IMF destekli program gereği, borç stoku olası şoklara karşı yeni bir yapıya kavuşturuldu. Dövizli borçların azaltılması, sabit getirili uzun vadeli borçlanma modeline geçilmesi Hazine'yi rahatlatıyor. Nakit yönetiminde 'piyasa ile uzlaşma' içinde yola devam edilmesi düşünülüyor. IMF'nin uyarısı, Bakan Ali Babacan'ın ihtiyatlı tutumu sayesinde 20 milyar YTL nakit tutan Hazine, acil ihtiyaçları karşılama kapasitesini koruyor. Seçim nedeniyle harcama baskısı ile faizlerde gözlenebilecek artışların yaratacağı ilave maliyet Hazine yönetimini kaygılandırıyor. Faiz baskısının daha çok 2008'e sarkacağı belirtiliyor, bu yüzden seçim döneminin öne çekilmesine Hazine de sıcak bakıyor.
* MALİYE: Ekonomik programın kilit kurumu Maliye Bakanlığı, ertelenen KİT zamları nedeni ile bütçe dengelerini tutturmakta zorlanıyor. IMF 4.4 milyar YTL'lik önlem paketine yenilerinin eklenmesi de olasılık dahilinde. İç piyasadaki daralmanın vergi gelirlerini düşürmesi riski de bu tabloyu pekiştiriyor.