Senaryo: Nilgün Öneş, Şebnem, Çıtak, Aylin Alıberen Yönetmen: Faruk Teber Oyuncular: Beren Saat (Yasemin), Cansel Elçin (Ahmet), Okan Yalabık (Necdet), Avni Yalçın, Engin Şenkan, Lale Mansur, Ayda Aksel, Hüseyin Avni Danyal, Nergis Öztürk, Meltem Parlak, Turgay Aydın
Şevket Bey, adliyedeki ilk iş gününde yaşadığı olaydan sonra emekliliğini istemiştir. Selma Hanım, eşi için çok üzülür. Sevim Hanım ise ağabeyinin kararını destekler. Ahmet, Kıbrısçık'taki yaşama alışmaya başlamıştır. Yasemin ise Necdet'le bebek için hazırlıklar yapmaktadır. Herkes kendini yaşamın akışına kaptırmıştır.
Size de hediye adı altında rüşvet vermeyi deneyecektir. Ziya Bey, Rüstem Gümüşlü'nün Ahmet'le tanışmak istemesine hiç şaşırmaz. Kereste tüccarının daha önce kendisiyle de görüşmeye çalıştığını anlatır.
Ahmet, Ziya Bey'in anlattıklarına şaşırır. Ancak, ilçenin en büyük gelir kaynağının kereste olduğunu ve kaçak kesimle mücadele gerektiğini anlamıştır.
Necdet ve Yasemin, evlerindeki odalardan birini bebek için hazırlamaya karar verir. Kendi odalarına en yakın olan odayı seçerler.
Necdet, odadaki her şeyin değişmesi gerektiğini anlatırken Yasemin onu hayranlıkla izler.
Necdet'in kendisi için çok büyük fedakarlıklarda bulunduğunu düşünen Yasemin, boynuna sarılır ve onu öper. Necdet ne yapacağını bilemez.
Yasemin, Necdet'in yanında kendini çok huzurlu hissetmektedir. Onun iyi bir eş olduğunu düşünür. Bebeği için iyi bir baba olacağına da emindir.
Celal Bayar'ın gidişiyle iyice yalnız kalan Rıza Bey, sık sık ailesinin fotoğrafına bakmaktadır. Hepsini çok özlemiştir.
Müebbet hapse mahkum olmasına rağmen eve dönmenin hayalini kuran Rıza Bey, iyice içine kapanmıştır. Kendini hasta ve yorgun hissetmektedir.
Herkes cezaevindeki tekdüze hayata alışmıştır. Ancak Rıza Bey, parmaklıklar ardındaki yaşama uyum sağlamakta zorlanmaktadır.
Koğuşlarının tek penceresinden gökyüzünü izlerken, ömrünün sonuna kadar ailesinden ve dostlarından ayrı kalmanın, ölümden beter olduğunu düşünür.
Ahmet de kendini içindeki parmaklıklara hapsetmiştir. Onun için de, Yasemin'den uzakta geçecek bir hayat ölümden farksızdır.
O sırada Sevim Hanım ve Mehmet, aileleri ve arkadaşlarıyla birlikte yeni dergilerinin ilk sayısını kutlamaktadır.
Ben Ahmet'e çoktan yolladım. Sevim Hanım, büyük bir coşkuyla dergiyi dağıtırken Ahmet'e de bir tane yolladığını söyler. Yeğeninin de yazdığı makaleyi okumasını ister.
Kalabalıktan sıyrılan Şevket Bey, Mehmet'e yalnız kalıp konuşmak istediğini söyler. Mehmet, onun ricasını kırmaz ve diğer odaya geçmelerini önerir. Şevket Bey, çekinerek Rıza Bey'in nasıl olduğunu sorar.
Son duruşmadan sonra bir daha karşılaşmadıklarını söylerken gözleri dolar. Arkadaşının durumunu fazlasıyla merak etmektedir.
Mehmet, Nezahat Hanım gibi kızgın ya da öfkeli değildir. Rıza Bey'in Kayseri'de olduğunu ve ablasıyla beraber sık sık ziyarete gittiklerini anlatır.
Mehmet de, Rıza Bey'e yeni derginin ilk sayısını yollamıştır. Rıza Bey, makaleleri arkadaşlarına yüksek sesle okur.
Şevket Gürsoy'la bir alakası var mı? Sevim Gürsoy çok cesur bir kadınmış. Sevim Hanım'ın ağabeyinin de içinde bulunduğu Yassıada Mehkemesi ve ihtilalcileri eleştiren tavrı hepsini şaşırtır. Rıza Bey ve arkadaşları, Mehmet'in yazdıklarını da okumuştur.
Sevim Gürsoy'un Şevket Gürsoy'un kardeşi olduğunu söyleyen Rıza Bey, genç kadının çok cesur olduğunu belirtir.
Halan burada hemen çağırayım. Ahmet, dergi eline ulaşır ulaşmaz halasının makalesini okumuştur. Sevim Hanım'ı tebrik etmek için İstanbul'u arar.