Hatırla Sevgili-97
Senaryo: Nilgün Öneş, Şebnem, Çıtak, Aylin Alıberen Yönetmen: Faruk Teber Oyuncular: Beren Saat (Yasemin), Cansel Elçin (Ahmet), Okan Yalabık (Necdet), Avni Yalçın, Engin Şenkan, Lale Mansur, Ayda Aksel, Hüseyin Avni Danyal, Nergis Öztürk, Meltem Parlak, Turgay Aydın
Ahmet, Kıbrısçık'a yerleşmiş ve İstanbul'daki ailesini aramıştır. Kırsal bölgedeki hayat Ahmet'i şaşırtır. Yasemin, haritadan Kıbrısçık'ın yerine bakar. Aylar sonra ilk defa günlüğünü çıkartır ve sevdiği adama neler yaşadığını yazarak anlatmaya başlar. O sırada Ahmet de, sevdiği kadının resmine bakmaktadır.
Af konusunda kızım Nilüfer çalışmalarını sürdürüyor. Celal Bayar, sağlık durumundan dolayı cezaevinden çıkacaktır. Aynı kaderi paylaştığı arkadaşlarıyla af çıkıp çıkmayacağı konusunda konuşmaktadır.
Rıza Bey, ülkenin durumu göz önüne alındığında af çıkmayacağını düşünmektedir. Ne zaman özgür kalacağını bilememek onu hüzünlendirir.
Umudunuzu yitirmeyin. Cezaevinin doktoru, Celal Bayar'ın ambulansla gitmesine karar vermiştir. Bayar, arkadaşlarıyla vedalaşırken duygulanır.
Kıbrısçık'a nasıl gidiliyormuş? Işık, Defne'nin Ahmet'le ilgili anlattıklarını ablasına anlatır. Yasemin, soru sorarak daha çok şey öğrenmeye çalışır.
Bebek geliyor artık. Nasıl hala böyle bir şey sorabiliyorsun? Işık, merakına yenilir ve Yasemin'e neden Necdet'le evlendiğini sorar. Yasemin, kardeşini azarlar.
Annem, bebeğe nazar değeceğini söyledi. Aile arasında kalmalıymış. Yasemin, kardeşinden Defne'ye bebekle ilgili bir şey söylememesini rica eder. Nezahat Hanım, küçük kızını bu konu hakkında çok önceden uyarmıştır.
Beyim bir kahve yapayım mı size? Ahmet'i Kıbrısçık'taki ilk iş gününde müstahdem Ali karşılar. Makam odasını hazırlayan Ali, Ahmet'e kahve içmek isteyip istemediğini sorar.
Ali'nin çoşkulu hali, Ahmet'i neşelendirir. Ali, kahve yapmak için odadan çıktığında Ahmet yalnız kalır.
Ziya Bey, ilk gününde Ahmet'i ziyarete gelir. Ahmet, yeni arkadaşının muhabbetinden hoşlanmıştır. O sırada Ziya Bey'e telefon gelir.
Telefonda kaçak ağaç kesenlerin suçüstü yakalandığını öğrenen Ziya Bey, çıkarken Ahmet'i akşam yemeğine davet eder.
Sevim Hanım ve Mehmet, dergi için son hazırlıkları tamamlamıştır. Sevim Hanım, yazdığı yazıyı Mehmet'e okur. Mehmet, bazı bölümleri çok sert bulduğunu söyler.
Sevim Hanım, gerçekleri özgürce yazdığını vurgular. Mehmet de onun haklı olduğunu düşünmektedir. Ancak, başlarına iş açacaklarını da bilmektedir.
Şimşekleri üzerimize çekeceğiz. Mehmet, dergi için Sabahattin Ali ile ilgili bir yazı yazmıştır. İkisi de kendilerini zor günler beklediğini düşünür ve bu durumla eğlenir.
Makam odasında oturmakla çevreyi tanıyamayacağını anlayan Ahmet, halkın arasına karışmaya karar verir. İlçenin havasını koklamak ister.
Nasılsın kaymakam bey oğlum? Ahmet, çevreyi dolaşırken Anadolu halkının samimiyetinden etkilenir. Ahmet, yürümeye devam ederken 'Kaymakam Bey' sesiyle irkilir. Şapkalı, takım elbiseli bir adam elini uzatır.
Rüstem Gümüşlü, Bolulu bir kereste tüccarıdır. İlçeye Ahmet'le tanışmak için gelmiştir. Çiçeği burnunda kaymakamı yemeğe davet eder.
Ahmet, kereste tüccarının tavrından hoşlanmaz ve davetini geri çevirir.
İnşallah başka bir gün. Bir gün sizi Bolu'da ağırlamak isterim. Rüstem Gümüşlü, mutlaka görüşmek istediğini söyleyerek Ahmet'in elini sıkar. Ahmet'in aklına Ziya Bey'in anlattığı kaçak kesilen ağaçlar gelir.
|