Ahmet, kaymakam vekili olarak gittiği Kıbrısçık'taki lojmanına yerleşmiştir. Orman Müdürü Ziya Bey, Ahmet için her şeyi hazırlamıştır. Yasemin, Necdet'in resmini yapmaya çalışmıştır. Ancak saatlerce uğraşmasına rağmen Ahmet'in gözlerini çizmiştir. Necdet, resme bakınca acı gerçekle bir kez daha yüz yüze gelir.
Ahmet, yeni evinin penceresinden küçük kasabayı izlerken Yasemin'i düşünmektedir. Genç adam, telefonun sesiyle kendine gelir.
Ahmet'in sesini duyan Selma Hanım heyecanlanır. Şevket Bey de, oğluyla konuşmak için telefonun başına gelir. Ahmet'in durumunu merak etmektedir.
Ahmet, oğlum nasılsın? Baban da konuşmak istiyor.
Ahmet, yolculuğun zahmetli olduğunu ancak çok iyi karşılandığını anlatır. Kıbrısçık'ın muhteşem doğasından bahseder.
Şevket Bey, ilçenin çok geri kalmış olduğunu anlatan oğluna moral verir. Zamanla alışacağını söyler.
Ahmet telefonu kapattığı sırada kapı çalar. Köyden bir genç kız, ona sıcak yemek getirmiştir. Ahmet, çok duygulanır.
Annem bazlamaç yaptı.
Genç kıza teşekkür eden Ahmet, ilçe halkının onu bu kadar çabuk kabullenmesine şaşırır. Kendini bir anda, sanki yıllardır orada yaşıyormuş gibi hisseder.
Yasemin, Ahmet'in gidişinden günler sonra evde ilk defa yalnız kalmıştır. Hemen haritayı alır ve Kıbrısçık'ın yerine bakar.
Haritada Kıbrısçık'ı bulan Yasemin, sevdiği adama dokunuyormuş gibi hisseder. Ahmet'in uzakta olduğunu görmek, onu çok hüzünlendirir.
Teo, Necdet'e Ahmet'in Kıbrısçık'a gittiğini söyler.
Necdet, bu haberle çok mutlu olur ve rahatlatır.
Yasemin, komodinin gizli çekmecesinde sakladığı günlüğünü çıkartır. Artık Ahmet'e ulaşamayacağını düşünen genç kadın, eski günlerde olduğu gibi defterine sığınır.
İntihar etmeye karar verdiği son yazısından sonra ne kadar çok şeyin değiştiğini düşünür. Hayatında değişmeyen tek şey, Ahmet'e duyduğu sonsuz aşktır.
Yasemin'in günlüğüne sarıldığı sırada Ahmet de, günlüğünü açmış ve onun resmine bakmaktadır.
Sevdiği kadının güzel gülüşünde kaybolan Ahmet, buraya onu onsuz yaşamak için geldiğini kendi kendine itiraf eder.
Ahmet, bir yandan Yasemin'i sevmeye devam ederken bir yandan da Necdet'le evlendiği için ondan nefret etmektedir.
Şevket Bey, aylar sonra görevinin başına dönmeye karar vermiştir. İşteki ilk gününde genç meslektaşları onu koridorda karşılar. Herkes onun için endişelenmiştir.
Şevket Gürsoy sizsiniz, değil mi?
Arkadaşıyla muhabbet eden Şevket Bey'in yanına bir adam yaklaşır. Orta yaşlı adam Şevket Bey'i tanımıştır. Ancak emin olmak için ona kim olduğunu sorar.
Size kesinlikle güvenmiyorum.
Şevket Bey'in savcılık yapacağı davada davalı taraf olan vatandaş, Şevket Bey'in davaya bakmasını istemediğini söyler. Yassıada Mahkemesi'nde görev yapan bir savcının adaletine güvenmediğini belirtir.
Şevket Bey'in bütün pişmanlıkları ve yaşadığı kötü günler gözünde canlanır. Orayı aceleyle terk eder.