Sıla'nın yakışıklısı Azad, Cemal Toktaş; 24 yaşında olmasına rağmen kamyonculuktan garsonluğa kadar her türlü işte çalıştığını söylüyor.
Reyting rekortmeni Sıla'da yıldızı parlayan Cemal Toktaş, geleceğe güvenle bakıyor. Bugüne dek yapmadığı iş kalmadığını söyleyen Toktaş, Cosmopolitan dergisine özel hayatını ve projelerini içtenlikle anlattı.
* Gerçek hayatta Cemal Toktaş, kimdir, ne yapar? Kartal'da sokaklarda büyüdüm. Konservatuvar mezunuyum. Sokaklarda büyüdüğüm için sokakta olup biten gerçekleri anlatan işlerde olmak istiyorum. Tiyatroda da bunu yapacağım. Dört arkadaş kendi tiyatromuzu kurduk. Çalışmalarımız devam ediyor.
* Sıla'dan sonra da dizilere devam edecek misiniz? Yaşamak zorundayız, bunun için de para kazanmamız lazım. Dizilerin devam edip etmemesi projeye bağlı. Kazandığımı tiyatroya yatıracağım.
TİYATRO TUTKUSU
* Sanat hayatınıza başlamadan önce ne işlerle meşguldünüz? Benim babam esnaf. Belli bir yaştan sonra kamyonculuk, nakliyecilik yaptım. Babamın yanında yetiştim. Daha sonra dayım aynı işi yaptı, dayımla çalıştım. Oradan çıktım kuryelik yaptım, döşemecide çalıştım, garsonluk yaptım. Bir şekilde kafama uymayan bir iş olduğunda bırakırım ve asla aç kalmam. Ama dizi olmasının sebebi, buradan gelecek parayı da tiyatroya yatırabilmek. Asıl sebep bu.
* Sıla'da Narin uğruna ölümü bile göze aldınız. Gerçek hayatta da aşk için her şeyi göze alır mısınız? "Biz" olduğumuz zaman alırım tabii ki. Alıyorum da zaten.
* İdealist bir insan mısınız? İnatçı ve kararlıyım. İdealler olmadan devam edilmiyor.
* Diziden sonra tanınmaya başladınız. Artık pek çok teklif gelecektir. Bugünkü doğallığınızı ünlü olduktan sonra nasıl koruyacaksınız? En olmasını istemediğim şey, insanların bir yerlere geldikten sonra değişmesi. Ben bunu koruyacağım. Nasıl yaşadığını bilen bir insanım. Karşıma çıkan imkanlar benim fikrimi değiştirmeyecek. Ne istediğimi biliyorum, gelenleri nereye yönlendireceğimi biliyorum. Her çıkan işe, şu kadar para kazanırım, şunu yaparım, cip alırım diye atlamam. Böyle bir idealim yok. Onun için de rahatım.
* Kadere inanır mısınız? Ben bir şeyi kafama koyduysam, nasipse olur. Gideceğim yollar bellidir. Yol ayrımlarında seçim hakkı benimdir ama eğriyi de doğruyu da seçsem karar bellidir. Sonuçta acısını da, tatlısını da ben yaşıyorum.
* İkili ilişkilerde karşınızdakinden ne beklersiniz? Sizi bir kadına doğru ne çeker? Benim için 'biz' önemli. İki günde sevgili değiştiren biri değilim ve bu tarz yaşamı da kesinlikle kabul etmiyorum. Aşk bir kere olur, tektir. 'Bir kadında şu huy beni çeker' gibi kriter yoktur. Benim içi maneviyat önemlidir, gönül kimi severse güzel odur.
BEŞ AYDA BOŞANIYORLAR
* Günümüzde evliliklerin kısa sürmesindeki sebep sizce nedir? Dışarıdan empoze edilen bir Batı kültürü var. Biz Batı'nın yozlaşmış tavrını göz önünde bulundurduğumuz için yaşanıyor bazı geri kalmışlıklar. Bir de, öncesinde bir alt yapı olmadan ilişkiler başlıyor, aşık olduklarını sanıyorlar. Üç ayda evlenip, beş ayda boşanıyorlar. Beraberliklerin uzun sürmemesi de bence yozlaşmış kültürün sonucu. Ne olduğumuzu unutup başka bir şey olmaya çalışmamızdan kaynaklanıyor. 75 MODEL ANADOL'U VAR
* Oyunculuğun dışında hayatta nelerden zevk alıyorsunuz? İşimin dışında arabaları, araba kullanmayı seviyorum. Çünkü benim babam arabacıymış, ben doğduğumda arabayla almaya gelmiş. Araba da Anadol bu arada. Annemin kucağındaydım, dönüp bana demiş ki, "Önce araba, sonra baba diyeceksin".
* Arabanızın var mı? Evet, 75 model. Anadol marka otomobille geziyorum ben. Yeni aldım onu da. Babam arabacı olduğu için beraber tamir ediyoruz. Arabamı çok seviyorum.
* Sporla aranız nasıl? Spor yapmaya çok vaktim yok ama yüzmeyi çok severim. Yazın tatile gidebilirsem bol bol yüzerim. Bisiklete binmeyi de çok seviyorum. Bir dönem kuryelik yapmıştım, hep bisiklet kullanmıştım. Konservatuvara hazırlık döneminde biraz fazla kilolarım vardı, o kiloları atmak için de bayağı bisiklet kullandım.