Kansere yakalanan Siren Ertan Çarmıklı, haline şükrediyor Sezen Aksu'nun 'Gidemem' şarkısını hayat felsefesi haline getiren Ertan, 'Acının insana kattığı değeri bilirim' diyor....
Magazin haberlerinin vazgeçilmez ismi Siren Ertan Çarmıklı, geçtiğimiz aylarda üzücü bir haberle gündeme gelmişti. Lenf kanseri teşhisiyle tedavi görmeye başlayan Ertan, dik duruşundan ve yaşam sevincinden hiçbir şey kaybetmedi. Nişantaşı'nda açtığı 'Siren Ertan İstanbul' isimli modaevinin başında durmaya yeniden başladı. İşte sosyetinin en güzel kadınlarından Siren Ertan'ın hayat, eşi Gökhan Çarmıklı ve kansere verdiği savaşıyla ilgili Harper's Bazaar dergisine yaptığı açıklamaları...
'Hırslı değilim'
* Tanınmakla medyatik olmak arasında büyük fark var. Tanıdığım herkesten çok mutluluk duyuyorum. Medyatik olmak uğruna herhangi birini asla bırakamam. Ne yaptığım işlerden, ne tanıştığım insanlardan, ne harika dostlarımdan ne de kocamdan kesinlikle vazgeçemem.
* Ben anlamsız ihtiraslar peşinde koşan bir insan değilimdir. Şu an yaşadığım hayattan memnunum. Belki bundan daha iyi bir yerlerde olurdum. Ya da 'hayatta bundan iyisi vardır mutlaka', diye düşünüyorum. Hastalık olsun, çocuk olsun, elbette benim de sorunlarım var. İşimden yana bir süre insandan azar işitiyorum. Gazeteyi bir açıyorum; bir modacı bana verip veriştirmiş, bir köşe yazarı beni modacı kabul etmiyormuş. Tabii hayatımdaki birçok şey daha kolay olabilirdi, ama işte o zaman da Sezen Aksu'nun sevdiğim bir şarkı sözü var, ona geliyorum: "Acının insana kattığı değeri bilirim, acı tatlı ne varsa hazinemdir." Bu benim inanışım.
Beterin beteri var...
* Hayatımda tatmin olduğum duygusal kaynaklarım var. Kemoterapi seansımın ikinci günü Hrant Dink'in öldürülüşünün ikinci günüydü. Televizyonu izlerken o kadar üzüldüm ki eşinin durumuna, çocuklarına, ülkenin düştüğü pozisyona. O yüzden orada, o odada benim çektiğim hiçbir şey değildi. Ben öyle bakıyorum hayata. Yani onların yanında benim ki nedir, hiç. Orada öyle büyük bir acı gördüm ki, benimki geçti gitti.
* Ünlü olmanın çok ağır bir bedelini ödediğimi düşünüyorum. Bugünkü durumum onu gösteriyor. Benim hastalığımda şunu soruyorlar: Bir, 'ailede kanser var mı?' İki, 'sigara içiyor musunuz?' İkisinin de cevabı, 'hayır'. Üçüncü soru: 'Hayatınızda stres ve üzüntü var mı?' Demek ki bir bedel ödüyorum. Ama yine söylüyorum, pişman değilim.
* Hayattaki en önemli önceliğim istisnasız eşim Gökhan. Hakkımda 'Eşi Siren Ertan'a iş yeri açtı' diyorlar. Çok net olarak söyleyeyim, tam aksine eşim çalışmamı istemiyor. Yani bizim evde her gün aynı konuyla ilgili tartışmalar yaşanıyor. Neticede Gökhan beni maddi açıdan destekliyorsa da elbiseleri çizip, dikip, prova yapmıyor. Ben bu saatten sonra bir sporsorla alıp başımı yürürüm. Ben işimde küçük duruyorsam bunun tek sebebi eşime olan saygım.
En büyük hayali...
* Hiç evlenmemiş biriyken diyordum ki, bir gün ihtiyacım olursa, kendi ayaklarım üzerinde durmak için üniversite okuyacağım. Ama esas istediğim evlenip çocuk yapmaktı. Çocukken bile hayattan istediğim buydu. Tek amacım evlenmek ve bol bol çocuk yapıp, evde onlara bakmaktı.
* Sanırım iyi bir eş, iyi bir anne olma isteğimin altında yatan şey anne ve babamın ayrı olması.