Töreye inat kadına hayat Yıllar önce bir grup kadınla Batman'a gitmiştim. Biliyorsunuz, Türkiye'de intihar oranının en yüksek olduğu şehrimiz. İntihar etmeye karar veren kadın, şehrin en yüksek binasının tepesine çıkıp kendisini hemen bir boşluğa bırakıveriyor. Neden mi yüksek binanın tepesine çıkıyor? Çünkü "insan kimliğini" ispat etmeye çalışıyor. "Bu dünyada ben de vardım" mesajını veriyor. İnsanın içi parçalanıyor. O intihar eden kadın şunu biliyor: "Şayet kendisini o yüksek binanın tepesinden atmasa, yanında başka birisini de götüreceği gerçeğini." O başka birisi, o kadına hiç de yabancı değil. Küçük erkek kardeşi. Lanet töre böyle emretmiş. Küçük erkeğin eline silahı vermiş. "Git ablanı öldür!" demiş. Çocuk bu. Eli kalem tutacak yerde, silah tutmuş. Törenin kör mermisi ile hem kendi hayatını, hem de ablasının hayatını sonlandırıvermiş. O nedenle içim yanar. Bir tek ölen kadın değildir. Okulda olması gereken çocuk, mapus damlarındadır. Yitip giden iki hayat vardır. Ama bizim kadın derneklerimizin okumuş entel dantel "kadın!" yöneticileri, bu gerçeği farklı algılarlar. Kadının töreye kurban gittiği yerde, erkek çocuklarının da töre kurbanı olduğunu bilmezler! Bazen töre kurbanı kadınlar için İstanbul'da yalandan yürüyüş yaparlar. Ama o dernek çatısı altında da birbirlerini yerler. Onlar şunu bilir. Törenin kuralları, onların derneklerinde yoktur. Onlar yine şunu bilirler ki, o çatı altında birbirlerinin arkalarından kuyularını kazarlar. Onların da töresi böyle işliyor. Birbirlerine psikolojik işkence ediyorlar. Yıllar önce bu kadın derneklerinin içine girdim, çıktım. Yanlış anlamayın, onların haklarını savunmak için değil. Haber yapmak için. O gün bu derneklerin çoğundan ve yöneticilerinden nefret ettim. Şimdi birçoğu bıyık takmış. Meclise girmek istiyorlarmış. Meclise girseniz ne olur, girmezseniz ne olur. Meclise giren erkek milletvekillerinin faydasını görmedik ki, kadın vekilin faydasını görelim. Herhalde meclise getirecekleri bir tek yenilik olur. "Altın günü!" Bütün mesele meclise girmek mi? Bence değil. O Batmanlı kızın yıllar önce söylediği laf hâlâ kulaklarımda çınlar: "Bu şehirli kadınların ne işi var burada? Yarın hepsi çekip gidecekler!" Doğru. Yarın olduğunda hepsi çekip gitmişlerdi. Geride kendi dertleri ile baş başa kalan kadınlar bırakarak. O gün Batman'dan ayrılırken yalandan öpüşmüşler, söz vermişlerdi. "Avrupa Birliği'nin bilmem ne fonundan para çıkar çıkmaz, seneye tekrar geleceğiz!" diye. Bu ülkenin gerçeği bu sevgili okuyucularım. Kimse kimseyi kandırmasın. Kadını intihar ediyor. Erkek çocukları da öz kardeşini vuruyor. Geriye kalanlar da yalan dolan işlerle uğraşıyor. Yıllar geçse de Batmanlı genç kız çocuğunu hiç unutamayacağım. İstemeden de olsa gözüm yırtık pırtık olan ayakkabısına takılmıştı. Zavallım utancından ayaklarını nasıl da gizlemeye çalışmıştı...