Kendimi anlatmayı hiç sevmem. İsterim ki insanlar beni çözsün. Çok fazla ön planda olmaktan da hoşlanmam. Olduğum gibi olmayı tercih eden biriyim..
Atv'de yayınlanan "Hayatım Sana Feda" ile tekrar ekranlara dönen Asu Emre, oyunculuğu çok seviyor ve sette vakit geçirmekten büyük keyif alıyor. Ancak ne kendini anlatmayı seviyor ne de bu kadar ön planda olmayı... 1991-1999 yılları arasında modellik yapan, daha sonra oyunculukla tanışan Emre, hakkında tüm merak edilenleri içtenlikle yanıtladı...
* Uzun süredir ortalıkta değildiniz. Biraz o arayı, neler yaptığınızı anlatır mısınız? Oyunculuğa başladıktan sonra sıkıntılı bir dönem geçirdim. İşlerde bir takım aksilikler üst üste geldi. Ama onunla bir ilgisi yok, tamamen benim kendi iç dünyamda yaşadığım, çelişkili bir dönem. Bir sene böyle geçti.
SIKINTILI BİR SÜREÇTİ
* O dönemi nasıl atlattınız? Sıkıntılı bir süreçti ama depresyona girmedim. Hayatın başka bir tarafıydı o benim için. Kuzenim bir reklam ajansı kuruyordu o sıralarda, ona yardım ettim. Ama açıkçası reklamcılık çok sarmadı beni.
* Oyunculuğa geri dönmeye nasıl karar verdiniz? Bu işler hakikaten uyuşturucu gibi bir şey. İnsanın kanına bir defa girdi mi, hep istiyorsun. Uzun bir süreçten sonra bu işi çok sevdiğime ve gerçekten yapmak istediğime karar verdim. "Melekler Adası"nda oyunculuğa geri döndüm. Bu dizide yaklaşık 30 bölüm kadar rol aldım. EVLİLİK ÇOK FAYDALI
* 'Mankenden oyuncu olmaz' söylemleriyle karşılaşıyor musunuz? Hayır, aksine çok güzel tepkiler alıyorum. Oyunculuğa devam edeceğim, çok severek yapıyorum çünkü.
* Ya özel hayatınız; evli olmaktan memnun musunuz? Zaten uzun bir ilişkiydi. Onunla tanıştığım gün, onun evleneceğim adam olduğunu biliyordum. Hisseder ya insan, içine doğar. Hiçbir şeyi planlayarak devam etmedi bizim ilişkimiz. Birbirimizi çok iyi tanıyarak başladığımız için iyi gidiyor ve ben evliliğin çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
* Ya evliliği yürütmek... Bir akit gibi o. Anlaşmayı yapmışız, buradan ileriye gidebileceğin bir nokta yok gibi görünüyor belki. Öyle bir his oluyor insanın üstünde herhalde. Ben evliyim ama bende hiçbir zaman öyle bir his olmadı. Eşimin sahibi gibi hissetmiyorum. TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI
* İlişkilerin devam etmemesinin nedeni sizce ne olabilir? İnsanların birbirlerine tahammülleri kalmadı. Aslında insanların kendilerine bile tahammülü yok. O kadar kaptırmış gidiyoruz ki; çok hızlı yaşanıyor her şey. Yemeği de hızlı yiyoruz, ilişkileri de çok hızlı yaşıyoruz. Ama hiçbirimiz bunun farkında değiliz.
* Karar verirken mantığınız mı, duygularınız mı ön plandadır? Ben her zaman duygularımla yaşıyorum ve duygularımı asla geri plana itmem. Mantığımdan önce duygularım devreye giriyor. KADERİMİZ KENDİ ELİMİZDE
* Duygularınızın sizi doğru yere götürdüğünü düşünüyor musunuz? Yanlış yerlere götürdüğü de oluyor. Ama ben yaptığım yanlışlardan da bir sürü şey elde ediyorum, kazanımlarım oluyor. Duygularım bana hata yaptırsa bile keyif alabiliyorum.
* Kadere inanır mısınız? Kaderimizi kendimizin belirlediğine inanıyorum. "Kaderim buymuş" gibi bir durum yok bence. Karşına bir sürü yol çıkıyor, sen bir tanesini seçip kendi kaderini yaratmış oluyorsun.
* Çok istediğiniz bir şey için hayatı zorlar mısınız? Ne olduğuna bağlı. Vazgeçebilirim, takıntılarım yoktur. Hakikaten bir şey olmayacaksa çok fazla üzerinde durmam.
PLAN YAPMIYORUM
* Planlı mı yaşarsınız? Hiç planlı yaşamam. Duygularımla hareket ettiğim için uzun vadeli planlar yapamıyorum, yapmayı da sevmiyorum. Çünkü o zaman spontane olmaktan çıkıyor hayat ve benim için en büyük keyif hayatı spontane yaşamak. O zaman sürprizler geliyor, o zaman mucizeler oluyor. Böylesinin daha keyifli olduğunu düşünüyorum. Ama önümüzdeki beş yıl içinde çocuk yaparım muhakkak.
* Nasıl insanlarla dostluk kurmaktan hoşlanırsınız? Ben hala çocukluk arkadaşlarımla görüşmeye devam ediyorum. Onlar benim dostlarım. Ortamım hiçbir zaman değişmedi. Yaptığım işler de değiştirmedi çevremi. Bu piyasanın içerisinden de arkadaşlarım var, çok eskiye dayanan.
YOGANIN FAYDASI OLUYOR
* Pozitifliğinizi hangi şartlarda kaybedersiniz? Açıkçası pozitif olmayı, kaybetmemeyi öğrendim. Bunun için uzun bir süreç geçiriyorsun, tabii yoganın da çok faydası oldu bana. Ama dünyanın gidişatı beni çok endişelendiriyor. Evde kendi kendime bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Mesela bütün ampulleri değiştirdim. Bu tip şeyler benim pozitifliğimi kaybetmeme sebep oluyor.
* Bir erkekte sizi neler çeker? Karizma, zeka ve dürüstlük. Gözüne baktığımda yalan mı söylüyor, içten mi davranıyor, anlayabiliyorum. Eğer bir insan kendini olduğundan farklı göstermeye çalışıyorsa, ben onun yanında durmam.
YALNIZLIĞIMLA BESLENİRİM
* Yalnızlıktan hoşlanır mısınız? Çok severim, beni çok beslediğini, yaratıcılığıma katkısı olduğunu düşünürüm. Resim yaparım. Mesela son olarak çakmak kılıfları yapıyorum.
* Yemek yapmayı sever misiniz? Yemek yapmayı da seviyorum ama mecbur olmamam lazım. Daha çok reçel, likör, pasta gibi şeyler yapmaktan hoşlanıyorum. Mideyi değil de ruhu doyurmak...
* Sizce en zayıf noktanız nedir? Bir insan beni kolay ağlatabilir, çok kolay güldürebilir, çok kolay da kandırabilir. Çok çabuk inanırım insanlara. En zayıf noktam işte bu duygusallığım ama asla bundan taviz vermeyeceğim, çünkü bu beni ben yapan şey...
Servisi 
