Marmara Denizi'nin başlıca limanları arasında yer alan Mudanya, tarihi özelliğinin yanı sıra, iyotlu havasıyla da solunum yolu hastalığı olanların gözdesi konumunda.
İstanbul-Bursa yolu üzerinde bulunan Kurşunlu sapağından Mudanya yoluna girdiğinizde, insan bambaşka bir dünyaya adım atıyor sanki. Bir tarafta masmavi deniz, bir tarafta yaşlı ve heybetli zeytin ağaçları arasında ilerlerken, kendinizi sanki Ege kıyılarında hissediyorsunuz. Yaklaşık yarım saat sonra Mudanya'ya vardığınızda kentin modern bir yerleşimden farksız olduğunu görüyorsunuz. Kentin içinde ilerledikçe, güzellikler fark ediliyor. Son yıllarda yapılan tesislerle turizm bakımından önemli gelişme göstermiş. Fakat tarihi yapılarını da fazla bozmamışlar. Tarihi kent kimliğinin yanısıra, havasının da çok temiz ve iyotlu olması, özellikle solunum yolları hastalarının yerleştiği bir belde olmasını sağladı.
150 YILLIK Mudanya'nın hemen girişinde bulunan upuzun sarı boyalı 150 yıllık istasyon binası artık Montania Hotel. 1949 yılında demiryolu kapatılınca Fransızlar'ın yaptığı bu iki katlı istasyon binası bir süre Tekel satış deposu, ardından da gümrük deposu olarak kullanılmış. Bugün ise özgün kimliğini koruyarak hem turistik amaçlı hem de iş toplantıları için gelen konukları ağırlıyor. Hemen ilerisinde Mudanya İskelesi bulunuyor. Eğer feribotla geliyorsanız Mudanya İskelesi'nde karaya basar basmaz karşınıza, meydandaki dev çınarın altındaki Şehitler Anıtı çıkıyor. Mudanya'nın çarşısı, kordon boyuna paralel iki caddede yer alıyor. Sahil boyu parklar, yürüyüş yolları, çok sayıda balık lokantası ve kahveler var. Kordon boyunca devam ettiğinizde yolun sonuna doğru karşınıza Türk Kurtuluş Savaşı'na son veren Mudanya Mütarekesi'nin imzalandığı, Mudanya Mütareke Evi Müzesi çıkıyor.
ESKİ-YENİ BİR ARADA Hemen yakınında halk arasında 'Giritli Mahallesi' de denilen 19. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş Rum evlerinin bulunduğu Yalı Mahallesi bulunuyor. Mudanya, Türkiye'de yalı kültürünün korunabildiği birkaç yerden biri. Hemen hepsinin bahçesi var. Bu evlerin en önemlisi Tahir Paşa Konağı. Tahir Paşa Konağı'nın vitraylı pencereleri, tavan ve duvarlardaki bitki-geometrik süslemeleri görülmeye değer. Mudanya'nın dar sokaklarında ve cumbalı evlerin arasında turladıktan sonra, Kumyaka (Siye) ve Zeytinbağ'a (Trilye) gitmenizi öneririm. Mudanya ile arası 7 km. olan Kumyaka'da sahile inip iki kubbesi hala ayakta olan 780 yılı dolaylarında inşa edilmiş Taksiarhis Kilisesi'ni görmeden geçmeyin. Buradan 3 km. sonra ise karşınıza Trilye çıkacak. Eski bir Rum yerleşimi olan Trilye; kırmızı kiremitli evleri, kilise ve camileri, asırlık çınarları, balıkçı barınağında sıralanmış balıkçı motorlarıyla sessiz ve muhteşem. NASIL GİDİLİR? İstanbul-Mudanya arası 268, Bursa-Mudanya arası ise 25 km. Bayramoğlu-Darıca sapağında otobandan ayrılarak Eskihisar'dan feribotla Topçular iskelesine geçin. Yalova üzerinden Bursa yoluna çıkın. Gemlik'ten sonra rampanın sağında yer alan Kurşunlu sapağı ile sahile paralel asfalt yoldan Mudanya'ya ulaşabilirsiniz. İstanbul'dan gelecekler için diğer bir alternatif ise, Yenikapı'dan kalkan deniz otobüsleri. İDO ile 1 saat 45 dakikada Mudanya'ya gelebilirsiniz.
KONAKLAMA Mudanya ve çevresi konaklama açısından oldukça başarılı. İlçede otel olarak kullanılan nostaljik bir yer var; Montania Hotel: 0224 544 60 00, Koç Otel: 0 224 544 10 36, Ferah Otel: 0224 544 66 26, Mudanya Otel: 0224 544 55 26, Motel Köksal: 0224 554 77 77, Otel Tirilye: 0224 563 22 20, Savorana Pansiyon: 0224 563 26 08 NE YENEBİLİR? Mudanya'ya özellikle Bursa'dan balık yemeye gelenlerin sayısı bir hayli fazla. Balıkçı lokantalarının hepsi sahilde bulunuyor. Ayrıca Montania Hotel'in restoranı da yemek konusunda oldukça iddialı. Yörenin zeytini ve zeytinyağı da çok ünlü. Mudanya'ya gittiğinizde zeytin almadan dönmeyin.