Altın makaslı civanım! "Desturçekip" kendimize gelelim. Bugün kaldığımız yerden devam edelim. Ama önce YeşimSalkım'ın söylediklerini tekrar bir hatırlayalım. SalkımHanım demişti ki; "Her kadın flört etmeyi öğrenmeli. KuaförsevgilimRasim de bana flört etmeyi öğretiyor." Vallahibukuaförmilletiinsanaçokşeyöğretiyor. Bizzat ortamlarında bulunduğum için, benim de zamanında çok şey öğrenmişliğim vardır! Bir kere kuaför milletinin çoğundan koca olmaz. Özelliklesosyeteolanlarındanhiçolmaz. Bu tipler koca olmak istese de, bazı kadınmüşterileri onları rahat bırakmaz. Kadın, "altınmakascivanına" şunu der; "Parmak uçlarında güzel saçlarım, senden hoşlanırım ey civanım. O nedenle başkasıyla evlenmeyesin, bu güzelmüşterini üzmeyesin!" Bu civan adamlar da müşteri kaybederim korkusuyla evlenemezler! Evlenseler de dikiş tutturamazlar. Her neyse, bu konulara tekrar döneriz. En son kuaför çıraklarının "cesaret" olayında kalmıştık. Tip yönünden evrim geçiren çıraklar; artık yavru bir kurt olmuşlardır. Bazı kadın müşterilere ufaktan ufaktan yazılmaya başlarlar. Bazı işvelikadın müşteriler de bu işe dünden razılar. Aynı zamanda bu genç adamların tecrübesiz olduklarını da bilirler. O sebeple dizginleri ellerine alırlar. O yaştaki gençlerin düşlerini iki tane hayal süsler. Birincisi; "Bir gün kendi kuaför salonumu açabilecek miyim?" İkincisi; "Bir gün bu zengin kadınlardan biriyle evlenebilecek miyim?" Çoğuiçinsonradanbuikihayalyalanolur. Bu adamlar olsa olsa Rasim gibi flörtustası oluyorlar! Hem kadınların saçlarından, hem de ruhlarından anlıyorlar! Kadının ruhunu anladıkları gün de "hayatlarınınbittiğigün" oluyor. Ondan sonra bir kurt değil, dert yoldaşı bir kuzuya dönüşüyorlar. Kadın başlar kocasının ya da sevgilisinin nasılkötüseviştiğini anlatmaya; onlar ise koyulur dinlemeye. O nedenle bu adamların çoğu dert dinlemekten "kadınsılaşırlar!" Erkeklikleriniunuturlar! Artık kadının kalbini çalan değil, kadının dilini anlayan dilbazustası olurlar. Kadınlar da zaten onların birçoğunu erkekolarakgörmez. Kendilerigibibilirler. Ama Allah'ı var, kuaför milletinin çoğu da onları kadın olarak görmez. Çünkü gerçek "içgüzelliklerini!" bildikleri için, onlara karşı bir titreşimleri olmaz. Geçen gün bu sosyetik kuaför arkadaşlarımdan birisine uğradım. Arkadaşım beni görünce boynuma sarıldı. "Üstad hele gel bir çay, kahve iç" dedi. Kahve gelene kadar başladık laflamaya. "Bir şey sorabilir miyim?" dedi. "Sor" dedim. "Evlierkeklerkarısınıhiçaldatmadanilişkilerininasılsürdürüyor?" Güldüm. "Sana ne? Bırak da onu evli erkekler düşünsün." dedim. Sonra arkadaşım bana bir şey söyledi. O andan sonra ağzım bir karış açık kaldı. Neden hayret ettiğimi de yarınasaklayalım. Ama ondan önce kalfaÖmer'in içler acısı durumunu yazalım!