Benim özürlüm!
Son günlerde özürlülük tanımlamasında bilgeler(!) çoğaldı. Hepsi farklı farklı tanımlar icat ediyor. E, bu durumda gazeteciliğimi ve Fiziksel Engelliler Federasyonu Genel Başkanı olmamı bir kenera bırakın, özürlü biri olarak, bir tamınlama da ben yapayım dedim. Yazdıklarını zevkle okuduğum SosyalHizmetUzmanıCesurCeylan özürlüyü tarif etmiş. Onun için eski köye yeni adet getirmemin bir anlamı yok. Öyle çoğu insan gibi, tıbbın belirlediği normlar harici kafama göre tanım yapıp vaktinizi almayacağım. Ceylan'ın dediği gibi şimdi söylenenleri bir kenara itip benim özürlüm kimmiş, ona bakalım: Benimözürlüm: İlkokul mezunu, çok çocuklu, çalışmayı pek sevmeyen, yan gelip yatan, lafla ülkeyi kurtaran kibirli ve sorumsuz biri. Benimözürlüm: Koltuğa yapışan, küçük görme hastalığına yakalanan, hataları hep başkasında bulan kindar biri. Benimözürlüm; kaldırımda yürümeyi bilmeyen, direksiyona geçince saygıyı unutan, otomobilden dışarı çöp atarak küfür yağdırmayı seven saygısız biri. Benimözürlüm: Af dilemeyi bilmeyen, sahtekarlığın daniskasını bilen, iki yüzlü, merhametten yoksun, bir gün öleceğinin farkında olmayan çıkarcı biri. Benimözürlüm: Nerede, ne amaçla bulunduğunu bilmeyen, işinin hakkını veremeyen, 'salla başı al maaşı' ilkesiyle "bugün git, yarın gel" diyen, amirleri karşısında elpençe, vatandaş karşısında aslanpençe olan biri. Benimözürlüm: Sözünde durmayan ve bol bol ahkâm kesip sonra altından kalkamayan, devleti dolandırmayı iyi bilen, rüzgârsız havada fırıldak çevirip bu vatan için öleceğini söyleyip sonra kazık atan, savunmasız bebelere, özürlü kızlarımıza ve kadınlarımıza işkence ve tecavüz eden vicdansız ve sosyal ahlâktan bihaber biri. Sonolarakbenimözürlüm: Eli, ayağı, ağzı, dili, gözü, beyni ve aklı olup, ısrarla yanlış davranmaya devam eden ve herşeyi bilinçli olarak yapandır. Sizce, kendi iradesi dışında elini kolunu, bacağını kullanamayan, göremeyen, duymayan, konuşamayan ve işitemeyenler mi özürlü; yoksa yukarıda saydığım gibi davranmaya devam edenler mi? Yorum sizin.