Seni korkak
Londra'da 1920'lerde yeni evlibirçift. Kadın güzel, bencil ve şımarık. Evde annesinden kurtulmak için kendisinin çoksevmediği ama ona aşıkolanbirerkeğinevlenmeteklifinikabul etmiş. Birlikte erkeğin yeni görev yeri Shangay'a giderler. Kadın oradaki hayatı pek sevmez. Mutsuzluğu başlar. Belirli bir beyaz çevrede bulunurlar. Kadın, evliolan İngiliz Konsolos vekiliyle aşkyaşamaya başlar. Adam kadını sevmektedir. Herfırsattabirlikte olurlar. Bir gün kocasıdurumuöğrenir. Kadının sadakatsizliği karşısında ondan intikam almaya kararlıdır. Kadına derhalboşanmak istediğini söyler. Ama bir şartı vardır: Yasakaşkyaşadığıerkekdekarısındanboşanacakveaşıkolduğubukadınlaevlenecek. Ya da kolera salgının olduğu bir köyetayinini isteyecek ve karısını da götürecek. Kadın ağlamaklı hemen aşkyaşadığıerkeğinyanına gider. Onu toplantıdan çıkarır. Bir odada konuşmaya başlarlar. Kadın durumu anlatır. Adam geriçekilip karısını bu işe karıştırmamaları gerektiğini zırvalar, yani boşanmayacağını. İşte o an, kadın anlar ki adamaslındaonusandığıkadarsevmiyor. Ve adamıoradaterkeder. Gerisi hüzün dolu 'Duvak' filminde. Filmde bir ilişkinindönümnoktalarını izlerken düşünüyorsunuz. Bu ana konu bir yana, asıl bozulduğum o Konsolos vekili Bey oldu. Mademkorkaksın,gençvegüzelbirkadınıoyalama . Mademboşanmayacaksınbaşkasıylailişkiyegirme. Gerçeklerle yüzleşince aciz durumuna düşüp kaçışyollarıarama. İzlemeye giderken film hakkında hiçbir bilgim yoktu. Kızkardeşim giderken son anda onun programına dahil oldum. Beklenmedikbirsenaryo seyretmiş oldum...