Londra'nın yeni kimliği...
Kuşkusuz bu haftanın en iyi filmlerinden birisi "Hırsız". Farklı kültürlerin bir araya geldiği Londra'nın kozmopolit yapısı içinde aşk, sadakat, sevgi ve hoşgörü gibi birbiriyle iç içe geçmiş olan temaları işleyen film, modern toplumlardaki iletişimsizliği de ayna tutuyor. WillveSandy, Londra'nın King'sCross semtinde peyzaj mimarlığı firması açar. Fakat talihsizlikler peşlerini bırakmaz. Bir akşam Will, ofise girmeye çalışan Miro'nun peşine takılarak Bosna göçmeni olan annesi Amira'yla yaşadığı dairesine kadar onu takip eder. Will hırsızlık olayının perde arkasını araştırmak ister. Bu nedenle de terzilik yapan Amira'nın müşterisi olur. Fakat zamanla birbirlerinden hoşlanmaya başlarlar. Hikaye bu kadar güzel akarken, karşımıza küreselleşmenin bir sonucu olarak ülke değiştiren göçmenler çıkmaya başlıyor. Onlar da yaşadıkları toplumun birer parçası. Her ne kadar toplumdaki "öteki" olarak yaşamaya mecbur olsalar bile. Yönetmen/senarist "AnthonyMinghella"nın farkı işte burada ortaya çıkıyor. Yönetmenin metropollerde 'öteki' olarak yaşamaya mecbur olan insanlara bakış açısı gerçekten çok etkileyici. Zengin Will, ırk, din ayrımı yapmadan göçmen Amira ile aşk yaşıyor. Ona insanca yaklaşıyor. Will, Avrupalı'nın kaybetmiş olduğu birçok değeri Amira'da buluyor ve sonuna kadar da bunu yaşamak istiyor. Aynı şekilde Will'in ortağı Sandy'de ofiste temizlik görevlisi olarak çalışan Afrika göçmeni genç bir kızla gönül ilişkisi kuruyor. Genelde yokmuş gibi davranılan göçmenler belki de ilk kez bir sinema filminde bu kadar insanca muamele görüyorlar. Ve Avrupa'nın geleceği olan gençler... Filmde aynı yaşlarda iki genç var... Bosna göçmeni Mirsad ve otistik genç kız Bea. Bu gençlerden hangisi Avrupa'nın geleceği olabilir? Bugünkü sorumsuz, hasta Avrupa gençliğini temsil eden Bea mı? Göçmen Mirsad mı? Aslında Mirsad'ın da birçok açmazı var. Önce Müslüman adından utandığı için adını Miro olarak kısaltıyor. Sonra da okulu kırıp hırsızlık yapmaya başlıyor. Normalde göçmenlerin kaderi bu. Ya hırsızlık ya buna benzer yasa dışı işler ya da ayak işleri. Göçmenlere bu işler reva görüldükçe yaşadıkları toplumun bir parçası olabilirler mi? Kuşkusuz hayır! Yönetmen AnthonyMinghella da böyle bakıyor ve nasıl olmalılar üzerine kafa yorup "affetmeyi", "hoşgörüyü", "empatikurmayı" ve de en önemlisi "sevgi" yi öneriyor. Dokuz Oscar'lı "İngilizHasta" filminden sonra "YetenekliBayRipley" ve "SoğukDağ" filmlerini çeken AnthonyMingella"Hırsız" filmi ile sinema kariyerinde yeni bir sayfa açıyor. Hem günümüz toplumlarındaki ilişkileri sorguluyor hem de Avrupa'nın yakın tarihine bakıyor. Tam bir aydın bakış açısıyla "öteki"nin diğerinden farklı olmadığını anlatıyor. Mingella daha önce "YetenekliBayRipley" ve "SoğukDağ" filmlerinde birlikte çalıştığı JudeLaw ve "İngilizHasta" filminde Oscar almış olan JulietteBinoche ile yeniden bir araya geliyor. Bu kadroya RobinW.Penn ve MartinFreeman gibi güçlü oyuncular eklenince seyrine doyulmayan bir film ortaya çıkıyor. Özellikle JulietteBinoche göçmen Amira karakterindeki yorumu tam ödüllük.