Kağıt bebekler podyum'da
Aşk, güzel kadınlar, entrikalar, rekabet, fuhuş ve uyuşturucu... Her biri ilgi çekici bu başlıklar, Mehmet Murat Somer'in, 'Podyum' adlı yeni kitabında hayat buldu....
Kağıt bebeklerin merak uyandıran ışıltılı dünyası, Mehmet Murat Somer'in 'Podyum' isimli kitabında canlandı. Merkez Yayınları'ndan çıkan kitapta Somer, podyumun renkli dünyası kadar, karanlık tarafını da gözler önüne seriyor. Kitapta olaylar, podyumların en gözde mankenlerinden Ceylan Karan'ın aşırı doza uyuşturucudan evinde ölü bulunmasıyla gelişmeye başlıyor. Açılan soruşturmayla birlikte podyum dünyasının kirli çamaşırları da bir bir ortaya dökülüyor. Yazdıklarına podyum dünyasından tepki gelmesinden çekinmeyen Somer, kitabını ve nelerden esinlendiğini anlattı...
Esinlendiğim oldu
* Romanı okurken akıllarda birçok tanıdık sima canlanıyor. Gerçekten esinlendiğiniz ünlü isimler var mı yoksa benzerlikler tamamen tesadüf mü? Mesela girişteki teşekkür kısmında adı geçenlerden (Nefise Karatay, Güzide Duran, Deniz Akkaya vb.) ilham aldınız mı? Cevabım hem evet, hem de hayır. Elbette bilerek, düşünerek esinlendiğim olaylar ve isimler kadar, bilinçaltımda yıllardır depolanmış, yazarken bir yerlerden çıkıp gelen esin kaynaklarım da olmuştur. Yani; 'kim kimdir?' diye bir listem yok! Ancak romanımdaki karakterler birebir kimseye karşılık değil. Olsa olsa birkaç kişinin sentezi ve üstlerine benim buladığım sosla romana giriyorlar. Ve tabii başka bir ortamdan esinlendiğim bir kişilik burada, moda dünyasında, farklı bir kimlikle karşımıza da çıkıyor. Fakat bir tek isim, aynen gerçek hayattaki gibi, birebir alınıp kondu romana. Onu bulmak da artık okura düşüyor.
Mankenlere ithaf
* Romanın başında neden bu isimlere (Lauren Hutton, Başak Gürsoy, Nefise Karatay, Güzide Duran, Deniz Akkaya başta olmak üzere bütün kağıt bebeklere) teşekkür ediyorsunuz? 'Podyum'u, benim kişisel tarihimde bir nedenle etkili bulduğum, beşi yerli, beşi yabancı, on manken ve fotomodele ithaf ettim. Aslında önce 'tüm kağıttan bebeklere' diye düşünmüştüm ama sonra onluk bir liste daha doğru geldi. Her biri benim hayatımda farklı nedenlerle önem taşıyan isimler.
* Gay modacılar, kadın pazarlayan ajans sahipleri, manken olma hayali kuran genç kızlar... Bunlar hep fısıltı halinde konuşulan, ama açıkça dile getirilmeyen konular. Acaba 'Podyum'da anlatılanlardan sonra ne gibi tepkiler gelecek? Ben bu kitabı magazin programlarından, gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alan haberlerden hareketle yazdım. Hepimizin gözü önünde yaşananlardan etkilenmiş, ama tamamen bağımsız bir roman. En basitinden 'ünlü' yaratma yarışmalarına, onlara katılanlara, yaptıklarına bakılınca benim kitaptaki kahramanlar masum bile kalıyor.
* Mankenler dünyasından birileri yazdıklarınızdan sonra sizi topa tutarsa onlara nasıl cevap verirsiniz? Sefanız olsun! Yeter ki şık olsun. Oturur, bir kadeh şarap eşliğinde onlar neye kızdıklarını bana anlatır, ben de onlara bildiklerimi açıklarım. Üstelik hepsinin 'kurmaca' ile 'gerçek', 'roman' ile 'belgesel'i birbirlerine karıştırmayacak kadar akıl fikir sahibi olduklarını sanıyorum. Ayrıca topa tutarlarsa, kitabın satışı patlayabilir, bunu da göz ardı etmemeliyim. Acaba Deniz Akkaya'dan rica etsem de beni topa mı tutsa?
Yol hep aynı
* Hiç manken veya moda dünyasında arkadaşınız oldu mu? Elbette. Ama isim vermeyi kesinlikle düşünmüyorum.
* Siz yurtdışında da yaşıyorsunuz. Acaba kağıt bebeklerin dünyası her yerde aynı mı? Gördüğüm, duyduğum, okuduğum kadarıyla üç aşağı beş yukarı benzer tonlar her yerde var. "Şan ve şöhret uğruna prodüktörün yatağından geçen yol" yeni değil. Bir taraftan da, artık pek çok konuda olduğu gibi, moda ve mankenler dünyasının işleyişinde de ulusal farklılıklar kalmadığını düşünüyorum. Yaratıcılık, ortaya çıkan kreasyonlar ve kişilerin bedensel yapıları farklı olsa da mekanizmaların benzer düzende işlediğine inanıyorum.
* 'Podyum'u yazarken hiç aklınızdan "burada anlatılanlar genç manken adaylarının kulaklarına küpe olsun" gibi şeyler geçti mi? Hayır. Hatta asla! Romanlarımı sadece keyif amaçlı yazıyorum. Yazarken ben, okurken de okuyucularım keyif alsın diye. Yıllarca kişisel gelişim ve yönetim konularında eğitim verdim, gruplara neyi nasıl yapacaklarını anlattım, kulaklara yeterince küpe dağıttım. Ancak bir ders çıkarmak isteyen olursa, karışmam, karışamam, istediğini anlasın. Hatta bana da anlatabilirler. Ben de ders çıkarırım.
* Bu romandan sonra sizi merak edenlerin sayısı epey artacak. Bilinen özgeçmişiniz dışında kendinizi nasıl tarif edebilirsiniz? Özel ilgi alanlarınız, yazma dışındaki meraklarınız neler? Merak edenler, 'Peygamber Cinayetleri' kitabımın arkasındaki teşekkür yazıma baksınlar. Orada hakkımda bilinmesini istediğim her şey var. Gerçi biraz değişiklik oldu ama yine de geçerli.
* Bu roman sizce yazı dünyasının neresinde yer alıyor? Popüler bir sabun köpüğü mü, polisiye mi, sansasyona yönelik bir kitap mı? "Best-seller" diye tabir edilebilecek, kolay tüketilebilir, yani hızlı okunabilir, derinliği tartışılır bir roman. Yazı dünyasındaki yerimin köpük köpük ve gırgır şamata olmasını diliyorum. Diğer türlüsü beni boğar.
|