Erkek ile kadının aldatma stilleri birbirinden tamamen farklı. Erkek aldatmaya bir anda karar verirken kadınlar bu konuda planlı....
Cinsel Tıp Enstitüsü'nün 500 erkek ve kadın üzerinde yaptığı en son araştırmaya göre, eşini ya da partnerini aldatanların yüzde 68'i suçluluk psikolojisi içine giriyor. Ancak son pişmanlık fayda etmiyor... Araştırmaya katılanların yüzde 50'si, 1 ila 4 kez, yüzde 35'i, 5 ila 9 kez, yüzde 15 ise 10'un üzerinde aldatmaya devam ettiğini belirtmişler. Bu yazı dizisini hazırlarken dikkatimizi çeken başka bir gerçek de şu oldu: Erkeğin aldatma stili ile kadının aldatma stili ciddi farklılıklar gösteriyor. Erkek eşini cinsel olarak aldatırken, kadın duygusal anlamda aldatıyor. Erkeğin aldatması anlıkken, kadının aldatması planlı ve programlı oluyor. Erkek cinsel aldatmada sabıkalıyken, kadın ise duygusal aldatmada sabıkalı. (Pek tabii kadının duygusal aldatmasının arkasından da cinsel aldatma geliyor.) Erkeğin istediği sadece sekstir. Kadın ise erkeğin tam tersi. Kadın ise seks veriyor; ama bunun karşılığında erkekten romans istiyor. Erkek, karşısında böyle bir kadın gördüğü zaman hemen ilgi gösteriyor. Kadın bu ilgi karşısında hem romantizm hem de seks ihtiyacını karşılarken; erkek kendi ihtiyacını alıyor.
SANAL ALDATMA ARTIYOR Ülkemizde internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte 'sanal aldatma' vakalarında artış olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Sanal flört ve sanal seksin, en yaygın aldatma biçimi haline dönüştüğünü görüyoruz. Yine araştırmaya katılanların yüzde 70'i sanal flörtü aldatma sayıyor. Psikologlar ve psikiyatrlar da sanal seksin bir aldatma biçimi olduğunu söylüyorlar. Psikiyatr Dr. Özkan Pektaş'a göre: "Konu şaka gibi başlıyor ama giderek çözümsüz bir hal alıyor. Esasında internet üzerinde bu tür ilişkilerin çıkış noktası son derece masumane. 'Nedir, öğrenelim bu chat neymiş?' türünden soruluyor. Ama olayın sonu farklı boyutlara gidiyor ve buradaki ilişkiler tutkuya dönüşüyor. Sonuçta gerek sevgililer, gerek eşler arasında ciddi soğuma başlıyor. Yaptıklarından dolayı suçluluk duyanlar, eşinin internet üzerinde yaşadığı ilişkiyi kaldıramayanlar var. Kimi zaman da burada yaşananlar bir tutku-obsesyon halini alabiliyor. İşte burada aldatmadan bahsedilebilir; çünkü artık o hisleri başka biriyle yaşıyorsunuz. Sonuçta bir sadakatsizlikten söz edilebilir."
ALDATAN ÇİFTLER BOŞANMALI MI? Kabul edelim ya da etmeyelim; ama hata insana özgü bir şeydir. Önemli olan hatayı nasıl telafi edebileceğiniz... Sadakatsizlik oldu diye evliliği bitirmek bir seçenek mi? 500 kadın ve erkek üzerinde yapılan araştırmaya göre, 'İlişkimi noktalarım' diyenlerin sayısı yüzde 65. Oysaki Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a göre, bu düşünce içinde olan insanların yanlış yol izledikleri. "Neden?" diye Tarhan'a sorduğumuzda, bakın neler söylüyor: "Kadınlar eşinin bir sadakatsizliğini gördüğü zaman evliliği bitiriyor. Bitirmeyenler ise adamın yaptığı hatayı bir sopa olarak, ona karşı kullanıyor. Ekonomik özgürlüğü olan kadınlar evliliğini hemen bitirirken, kimileri çocukları için bu duruma katlanıyor. Burada esas sorulması gereken soru şu; 'Eşim beni sevmediği için mi yoksa insani bir zaaftan dolayı mı aldattı?' Eğer aldatılma sevgi olmadığı içinse yapacak fazla bir şey yok. Ama insani bir zaaftan kaynaklanmışsa, o zaman bir çıkış yolu var. Sevgiyi artırıcı çözümler bulmak gerekiyor. 'Eşim beni aldattı, ben de eşimi aldatıp intikam alacağım' mantığı evliliğin çatısına uymuyor. Akıllı kadınlar zaten böyle davranmazlar. Karzarar analizi yapmak gerekiyor. İki tarafta şu soruyu kendisine sormalı; 'Bu olay bana ne öğretti?' Bu tür tatsız olaylardan sonra evliliğini yeniden yapılandıranlar da var. Bazı kadınlar bu olayı gerçek bir fırsata dönüştürebilir."
ERKEĞİN YAŞADIĞI TRAVMA Erkek kendi aldatmasını küçük bir kazaya benzetirken, eşinin kendisini aldatmasını büyük bir kaza olarak görüyor. Kadının aldatması, erkek için can alıcı bir hatadır. Bağışlanmayacak bir şeydir. Yapılan bir araştırmaya göre eşlerin birbirini aldatması, eşin ölümünden daha ağır bir vakadır. İkinci sırada ise eşin ölümü var. Kadının aldatması, erkek için daha ağır bir travmadır. Erkeğin aldatmaya verdiği anlamla, kadının aldatmaya verdiği anlam daha farklıdır. Aldatılan erkeğin içine düştüğü ağır tarvmanın en önemli nedenlerinden birisi de biyolojik yapısından kaynaklanmaktadır. Kadının aldatması erkek için büyük bir ihanet olarak görülüyor. Erkek, haksızlığa uğradığını düşünüyor.
KADININ YAŞADIĞI TRAVMA Aldatılan kadınlarda genellikle kıskançlık ön plana çıkıyor. Kadın kendini değersiz hissediyor. Saçını süpürge ettiği erkeğin kendisini yarı yolda bıraktığı hissine kapılıyor. Korunmasız ve aciz duygular içine giriyor. Kendisini 'sudan çıkmış balık' gibi görüyor. Bu travma sonucunda, depresyona girmesi kaçınılmaz oluyor.
TOPLUM NASIL BAKIYOR? Türk toplumunun aldatmaya bakışında bölgesel farklılıklar gözümüze çarpıyor. Birbirinden farklı 3 kesim var. Birincisi, gelenekselci kesim. İkincisi, modern kesim. Üçüncüsü, hem gelenekselci hem de modern kesim. Modern yaklaşımı savunanlar şayet aldatılırsam boşanırım ya da terk ederim, mantığına sahipler. Gelenekselci yaklaşımı savunanlar, kadını aşırı koruyorlar. Aldatmayı kesinlikle affetmeyip, 'karıncaya silahla ateş etmek' gibi aşırı bir tepki gösteriyorlar. Gelenekselci modern kesim içinde olanlar da, batının değerlerini kendi gelenekselci değerleriyle harmanlamaya çalışıyorlar. Bazı temel değerleri koruyup, modernize edilmeş kazanımlarından faydalanmak istiyorlar. Ağlayarak falcıya koşan kadının hikayesi ilginçtir. Kadın falcıya sorar "Kocam beni aldattı. Bir bakar mısınız, sizce ne yapacağım?" Falcı, şaşkınlıkla kadına "Siz ne yapmak istiyordunuz ki?"der. Kadının verdiği cevap ilginçtir. "Aldatıldığımı öğrendiğim zaman bir kliniğe gittim. Psikiyatr, şayet kendimi iyi hissedeceksem, kocamı aldatabileceğimi söyledi. Kafam karıştığı için ben de size geldim. Falıma bir bakar mısınız, kocamı aldatacak mıyım?" Anlattığım bu hikaye ne yazık ki gerçek. Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a göre de Amerika'da boşanmanın en büyük sebeplerinden biri aile terapistleriymiş. Terapistler diyormuş ki: "Aldatılan birisi olarak bundan sonra canınızın istediği gibi yaşayın. Dünyaya nasıl olsa bir defa geldiniz." Tarhan bu görüşe karşı çıkanlardan. Tarhan'a göre: "Günümüz kadını cinsel çekiciliği ile erkeği etkiliyor. Cinsel çekiciği ile toplumda var olan bir kadına karşı erkeklerin ilgisiz kalmasını beklemek hayaldir. Böyle bir durumda erkek psikolojik baskı altındadır. Günümüzde erkeği baştan çıkaran birçok kadın var. Kadınlar ne yazık ki erkekleri ayartıyorlar. Bu durumda erkeğin kamil olmasını beklemek tamamen saflıktır. Şayet uyarıcı varsa, uyaran da var. Kadın toplumda cinsel kimliği ile değil, insani kimliği ile ön plana çıkmalı. Erkekler kolay ulaşılmayan kadına daha çok saygı duyuyorlar. Kadının erkeğe güven vermesi gerekiyor. Evlilikte üç bağ vardır: Sevgi, saygı ve güven. Aldatmaların yoğun yaşandığı yerlerde güven bağı zayıflıyor. Güven bağının olmadığı yerde ise sevgi azalıp, korkular artıyor. Erkeğin de artık kendini olgunlaştırması gerekiyor. Evlilikte zaman zaman fırtınalı dönemler olabilir. Şayet bu dönemde evden uzaklaşıp, başka birisiyle zaman geçirme fikri olursa aldatma gerçekleşiyor. Eşler seçenek olarak boşanmayı ya da aldatmayı düşünmemeli. Ama artık çiftler böyle düşündüğü için evliliklerde aldatma kaçınılmaz oluyor." -BİTTİ-