Aldatma, çağın yeni hastalığı... Eskiden erkek tekelindeydi, artık kadınlar da aldatıyor. Peki aldatmanın etiği olur mu?
***
Yeni çağın amansız hastalığı aldatma
Eskiden sadece erkeklere yakıştırılan aldatma eylemini artık kadınlar da rahatlıkla gerçekleştiriyor. Her iki tarafın da ihanet gerekçeleri benzer özellikler gösteriyor....
"Erkek yatarak, kadın severek aldatır" diye eski bir deyiş vardır. Bu deyişin artık geçerli olmadığı bir zamanda yaşıyoruz. Cinsel ilişki nerede başlar? Hangi dokunuşta biter? Yalnızca tam birleşme gerçekleştiğinde mi aldatma olur? Eşini ya da sevgilisini aldatanlar, duygusal mı yoksa cinsel açıdan mı aldatır? Tarih içinde değişmeyen gerçeklerden biri de şu: "Erkekler, ilişki yaşadıkları kadınların sayısını hep abartma eğilimi içinde oldular." Peki, zamane kadını ne yaptı? Yıllardır kendilerini aldatan erkeklerden çok daha farklı bir metod izledi. Kadın, ne kadar çok ilişki yaşarsa yaşasın, bunu sakladı... Erkek, bir gecelik ilişkileri hiçbir zaman nedense aldatma olarak görmedi. Erkeğin mantığı burada kadının mantığından ayrıldı. Erkeğin mantığı şöyle işledi: "Ne olmuş canım? O kadınla yaptığımız sadece seksti. Eşimi aldattığımı düşünmüyorum. Bir gecelik ilişkiden aldatma olmaz!" Günümüzde aldatan kadın da erkek gibi düşünmeye başladı. Ama tek bir fark var. Cinsel ilişkiye giren kadın diyor ki: "Başka bir erkekle ilişkiye girdiğim zaman, kocamı aldattığımı düşünmüyorum. Çünkü ilişki gerçekleştiğinde artık kocamı sevmiyordum." Kocalarının yerinde kendileri olsa acaba aldatan kadınlar ne düşünürdü? Cevabı aslında gayet basitti: Aldatılmışlık duygusunu!
ERKEK MİLLETİ ALDATIR! İnsanlık tarihinin en eski zamanlarından bu yana değişmeyen bir gündem maddesi olan ve son yıllarda sosyal bir yara haline gelen çağımızın hastalığı: Aldatma! 21'inci yüzyılda kadının iş hayatına atılması ve ekonomik bağımsızlığı kazanması ile birlikte, erkeklerin egemenliği de sona erdi. 'Toprak Ana' öldü. Dolayısıyla üstün erkek de öldü. Erkek ölürken bir gerçeği daha öğrendi: "Kadının, diğer erkeklere yönelik cinsel fantezileri ve arzuları olduğunu." "Erkek milleti değil mi aldatır!" mantığı böylelikle tarih oldu. Eskiden erkek milletinin aldatmalarını toplum olarak konuşurken, şimdilerde kadın aldatmalarını konuşuyor olduk. Bu yazı dizisinde son yılların sosyal yarası haline gelen aldatmayı masaya yatırıyoruz. Aldatma nedir? Erkekler neden aldatır? Kadınlar neden aldatır? Aldatan çiftler bir araya gelmeli mi? Aldatılan erkek ya da kadın nasıl bir travma yaşar? Aldatmaya toplumsal bakışımız ne? Sanal aldatma neden artıyor? Aldatmanın da bir etiği var mı? 500 kadın ve erkek arasında yapılan çok ilginç bir araştırmanın sonuçlarını da sizinle paylaşacağız. Hatta, aldatan kadınların ve erkeklerin hikayelerini de bütün çıplaklığı ile okuyacaksınız. Aslında aldatma, kimine göre bir heyecan, kimine göre bir intikam, kimine göre ise kaçınılmaz bir son. Ama genel olarak; temelde var olan bir ilişkiyi geliştirebilmek, üretebilmek ve yaşamı paylaşabilmek becerisini geliştirememiş kişilerin kendilerini yeniden ifade etme, dürtüsellikteki anlık hazlarının sürekliliğini sağlama ve sonsuz bağlanma arayışlarına aldatma deniyor.
SUÇLU ERKEK Mİ? Eskiden şöyle bir söz vardı: "Erkek milleti değil mi aldatır!" Bu söz aslında tarih boyunca erkeklerin hoşuna gitti. Hatta egoları kabardı, ama bir gerçeği de gözardı etmiş oldu erkek; Aldatan erkek sayısı kadar, aslında aldatan kadın sayısı da yabana atılacak cinsten değildi. Bu kadınlar kimdi? İşte sorulması gereken soru da bu. Mantık olarak düşünürsek, aldatan milyonlarca erkeğin karşısında, binlerce kadından söz etmemiz mümkün değil. Bu erkeklerle ilişkiye girenler "genelev kadınları" olmadığına göre, bilmediğimiz başka kadınlar var o zaman... Peki kim bunlar? Bundan 10 yıl öncesine kadar bu gerçeği erkekler sumen altı etti. Çünkü aldatan erkekler şunu biliyordu: "Birlikte oldukları kadınların çoğu evliydi ve bu işi para karşılığı yapmıyordu." Ama bu konuda adı çıkan nedense hep erkekler oldu. Nedeni çok basit! Erkekler gecelik ilişkilerini arkadaşları ile paylaşmayı sever. Hatta abarttığı son noktaya kadar abartır. Aldatan kadın ise konuşmaz. Suskunluğu içinde ilişkisini yaşar. O nedenle aldatılan erkeğin ruhu bile bu gerçeği görmedi. Erkek, kadına göre daha acemi bir davranış sergiledi. Her şeyi eline yüzüne bulaştırdı. Farkında olmadan evdeki kadına hissettirdi. Bu yüzden kadınlar, erkekleri "deve kuşu"na benzetti. Aslında her şeyden haberleri var ama görmezlikten geliyorlardı.
SIK SIK BANYO YAPARSA... Erkek aldattığında dikkatsiz davranmıştır. Bir takım değişiklikler ile kendini ister istemez ele vermiştir. Aldatan bir erkek; yeni elbiseler ve parfümler alır. Sık sık banyo yapar. Rejim ya da egzersizlere başlar. Akşam eve beklenmedik saatlerde gelir. Sürekli işte mesaiye kalır. Halbuki bütün bu bahanelere inanacak kadın daha dünyaya gelmemiştir. Kadın sadece bir süreliğine bu ihaneti görmezden gelmeyi tercih etmiştir. Kadının aldatması hep gerilimli bir süreçtir. Aldatan kadın binbir hesap içindedir. Bu nedenle kadının aldatması daha zor, daha derinlikli, daha heyecanlı, daha edebi ve daha zengin bir malzemedir. Kadınlar aldattığı zaman daha dikkatli davranırlar. Her ayrıntıyı düşünürler. Çünkü kadınlar için günübirlik bir ilişkiden çok, uzun süreli ve duygusal bağları kuvvetli bir ilişki yaşamak daha önemlidir. Ayrıca kadınlar seks yolu ile bulaşan hastalıklar konusunda daha duyarlıdır. Kadın aldatmayla birlikte; aşk, sevgi, romantizm, heyecan ve sürpriz arar. Kadın bir yasak ilişki yaşadığında, yüzünde bir parıltı belirir ve her bakımdan çok çekici olur. Suçluluk duygusuyla kadın eşine karşı daha sevecen davranır. Kadın; parfümünü değiştirir, saçıyla ve makyajıyla daha fazla ilgilenir. Evde özensizdir ama dışarıya çıkarken daha farklıdır.
EN BİLDİK NEDENLER Cinsel Tıp Enstitüsü'nün 500 kadın ve erkek üzerinde yaptığı son araştırmaya göre; kadın veya erkeğin aldatmasında en bildik sorunların başında cinsel tatminsizlik geliyor. Bu nedenler daha sonra yüzdelik paylarına göre şöyle sıralanıyor: Duygusal anlamda yalnız bırakılma, eş ile iletişim kuramama, cinsel sorunlar yaşama, ilişkinin rutinleşmesi, aşık olma, sevgisizlik, cinsel fantezileri gerçekleştirememe, yasak aşklara özgün heyecanın dayanılmaz tadı, karşı cinsin cazibesine kapılma, sürekli aldatma eğilimi, bir ilişkinin içine istemeden çekilme, daha önce eş tarafından aldatıldığı için intikam alma, aldatan arkadaşları taklit etme isteği, egonun tatmin edilme hissi, duygulara ve düşüncelere değer verilmemesi, yaşamın diğer alanlarında başarı gösteremeyip seksüel başarılar ile avunma isteği, çok doğal bir olay olarak görülmesi, eşcinsel dürtüleri bastırma ve gizleme eğilimi, kariyer yapmak için, iş stresini yenme çabaları...
ALDATMANIN ETİĞİ OLUR MU? Bu yazı dizisi için internette araştırma yaparken, karşımıza ilginç bir site çıktı. Adı, www. aldatanlarkulubu.com. Her gün bu siteye giren yüzlerce üye, eşlerini nasıl aldattıklarını itiraf ediyorlar. İtiraflar o kadar fazlalaşmış ki, sonunda sitenin sahibi olan Mehmet Çavdaroğlu, oturup ilginç bir çalışmaya imza atmış. Aldatmanın etiğine uymayan davranışları 12 başlık altında toparlamış. 1. Erkek askerdeyken kadın aldatmamalı. 2. Kadın hamileyken ya da hastayken erkek aldatmamalı. 3. Beraber yaşanılan evde aldatılmamalı. 4. Popüler mekanlarda aldatılmamalı. 5. Evli insanlar, evli olan insanlarla aldatmamalı. 6. Eşinizi yakın arkadaşlarıyla aldatmamalı. 7. Medyatik kişilerle aldatmamalı. 8. Aldatılan kişiye asla aşık olmamalı. 9. Eşe layık görülmeyen parasal harcamalar ve ilgiyi, birlikte olunan kişiye de göstermemeli. 10. Eşe, onu aldatsöylenmemeli. 11. Evli olduğunuzu saklamayın. 12. Aldatan kadın ya da erkek asla eşinden bahsetmemeli.