Avrupa Yakası'nda Tanrıverdi rolüyle yıldızı parlayan Sarp Apak sanki dünyaya oyuncu olmak için gelmiş. Her yaşadığından rolü için pay çıkarabilen Tanrıverdi; kendisini, ilişkisini ve tiyatro kurma hayalini anlattı.
Son dönemde yıldızı parlayan "Avrupa Yakası"nın Tanrıverdi'si Sarp Apak'la nereden nereye geldiğini konuştuk. Sempatik tavırları ile dikkat çeken Apak, Diyarbakır'da doğduğu için Doğu şivesiyle konuşmasını oyunculuğu lehine kullandığını ve Avrupa Yakası'na uzanan hayatını anlattı...
* Kendinizden bahseder misiniz? 1981'de Diyarbakır'da doğdum. Annem öğretmen, babam makine mühendisi. Çocukken bana bakan Güle Bacı Diyarbakırlıydı ve iyi Türkçe bilmiyordu. Konuşmayı öğrendiğim zaman kelimeleri bile yanlış söylüyormuşum.
* Şimdi bu işe yarıyor değil mi? Allah büyük işte, şimdi çok işe yarıyor. Çok güzel denk geldi ve bir yerde bunu lehime kullanma fırsatı doğdu bana.
* Oyunculuk üzerine eğitim aldınız mı? 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Ana Sanat Dalı bölümünde okudum. Laf aramızda, çok yorucu bir okuldu. İzmir'de bekar hayatı yaşıyordum. İlk defa tattığım "Artık yalnızım" duygusu gibi ilkleri orada yaşadım.
* İstanbul'a ilk geldiğin zaman neler yaptınız? Buraya hazır işe geldim. Bir sezon "Ağır Roman" oyununda oynadım. Bittikten sonra Beşiktaş Kültür Merkezi'nin atölye grubuna katıldım ve Yılmaz Abi'yle (Erdoğan) çalıştım. "Organize İşler"de oynadım. BKM Mutfak'ta skeçlerde oynadım. Stand-up yaptım. 15-20 dakikalık performanslardı bunlar. Yılmaz Abi, 'Çıkın ringe kendinizi gösterin' demişti. 'Ama dayak yersin, ama nakavt olursun, ama nakavt edersin gör bakalım' malzemeni derdi.
* Yeniden stand-up yapacak mısınız? Tek kişilik oyun diyebileceğimiz bir şeyleri denemeyi istiyorum. "Meddahlık" diyebilirim. Hem şarkı söyleyip, hem taklitlerle güzel hikayeler anlatmak konusunda uzman olmayı isterim.
* Şarkı söyleyebiliyor musunuz? Gitar çalıyorum. 1-2 bestem var. Avrupa Yakası'nın yılbaşı bölümünde söyledim bir tanesini.
* Ne tür müzikler dinler misiniz? Dizideki gibi Anadolu Rock'çı mısınız? Rock dinlerim. Duman grubunun hastasıyım. Yüksek Sadakat ve Mor ve Ötesi'ni çok beğeniyorum.
* Avrupa Yakası kadrosuna girmeniz nasıl oldu? Arkadaşım Öner Erkan'ın yönlendirdiği deneme çekimlerine katıldım ve birçok aday içinden Gülse Hanım beni seçti. Aradığı kriterlere göre daha uygun bulmuş beni. Tanınmamış olmamın da büyük payı var.
* Hayatınız değişti mi? İmza attığım gün ile şimdi arasında fark var. Bir şeylerin değişeceğini biliyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum.Tanımadığım insanlar telefonumdan bana ulaşıyorlar. Yolda durdurup fotoğraf çektiriyorlar. Sempatiyle bakıyorlar ve hemen yüzleri gülüyor. Çünkü Avrupa Yakası, Türkiye'nin en popüler dizisi. Elimden geldiğince kimseyi kırmamaya çalışıyorum, herkese teşekkür ediyorum.
* Böyle büyük bir kadro içinde tedirginlik yaşadınız mı? Hayır, tedirgin olmadım çünkü sorumluluk almaya hazırdım.
* Çekimlerden sonra diziyi izlerken kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazen kendimi beğenmiyorum, bazen de çok beğeniyorum. "Şunu yapmamalıyım ama bunu mutlaka yapmalıyım" şeklinde kendimi değerlendiriyorum.
* Fatoş ile ilişkiye başlamanız seyirciden tepki gördü mü? Şenay (Gürler) Hanım gerçekten çok hoş ve güzel bir kadın. Açıkçası ben onun bu kadar çok beğenildiğini diziye girdikten sonra anladım çünkü insanlar öncelikle bana onu soruyorlar. "Fatoş çok güzel kadın değil mi abi? Bu kadına yanlış yapma" diyorlar. Böyle bir kadını etkileyebilmiş bir genç rolünde oynuyor olmak benim için gerçekten onur verici.
* Birbirinize yakışıp yakışmadığınızı söyleyenler oluyor mu? Hem resim olarak, hem oyun olarak bizim güzel bir ikili olduğumuz söyleniyor.
* Bu ilişki uzun süre devam edecek mi? Onu bilemiyorum ama şu an dolu dizgin gidiyor.
* Genç ve ünlü birisiniz. Kızlar ilgileniyor mu sizinle? Eskiye nazaran ilgi şekli değişti. Ama genelde hep güzel tepkiler alıyorum. Beni kafalarında bir yerlere koymuşlar, bunu görmek güzel.
* Uzun süredir bir ilişkiniz olduğunu söylüyorsunuz. Bu ilgi ilişkinizde sorun yaratıyor mu? Tanınan birisi olmasaydım ilişkim şimdiki gibi devam ediyordu. Daha fazla talep görmem beni şaşırtmıyor ve 'Acaba mı?' sorusu uyandırmıyor. Partnerinizden eminseniz böyle bir soru oluşmaz. Çok emek vererek uzun süredir bu ilişkiyi sürdürüyoruz, o yüzden dikkatli davranıyorum.
* Uzun süreli ilişkilerden mi yanasınız? Genelde öyle. Tabii ki karşındakine göre değişen bir durum bu. Kısa ilişkilerim de oldu.
* Bir ilişkinin uzun soluklu olması için sizce neler gerekir? Karşındaki kişinin ilişkiye nasıl baktığı, ne kadar sahiplendiği, sana ne kadar güven verdiği... Bunları her iki taraftan beklemek gerekir. Aşık kadar arkadaş olmak da gerekiyor.
* Duygusal mısınız? Başka insanları ve dünyayı önemsiyorum. Benim dışımdaki dünyada herhangi bir negatiflik varsa ben ne kadar pozitif olmaya çalışırsam çalışayım o sorunu çözmeden rahat edemiyorum. Hele sevdiğim insanları gerçekten çok önemsiyorum.
* Siyasetle ilginiz var mı? Bunu konuşmak ne kadar doğru bilmiyorum ama; bir oyuncu adayı, sahneye çıkıp bir şey söyleyen biri olarak bakış açım tabii ki var. Ama ne yöne baktığım bana kalsın.
* Hayallerinizde, kendiniz için çektiğiniz fotoğrafta ne var? Kendi tiyatromu kurmak ve birlikte eğlenebildiğim arkadaşlarımla tiyatro yapmak istiyorum. Bunun fotoğrafını çekiyorum...