Hemen her çocuk kardeşini kendisi için bir tehdit unsuru olarak görür. Bu sebepten tartışmalar kaçınılmaz olur. Eğer anne-baba doğru davranırsa kriz kısa sürede aşılabilir.
Kardeş kıskançlığı, çoğunlukla ailedeki ilk çocukların yaşadığı ve anne babaları uzun süre uğraştıran bir durumdur. Yeni bir kardeşin gelmesi ve ilk çocuğun egemenliğini bir anlamda sona erdirmesi, büyük çocuklar için kolay kabul edilebilir bir durum değildir. Kimi aileler bu durumu hafif atlatırken, kimi ailelerde kriz büyür ve özellikle anne babanın yanlış tavırları nedeniyle olumsuz durumlar ortaya çıkabilir. Peki, kardeş kıskançlığını önlemek için ne yapmalı, anne babalara burada ne gibi görevler düşüyor? Çocuk, yeni doğan kardeşine karşı ikilemli duygular hisse- der, sevgi ve nefret arasında gidip gelir. Aslında onu sevmesi ya da sevmek zorunda olması çevre ve annebaba tarafından çocuğa benimsettirilmiş gibidir. Küçük kardeşini sevmediğini söylerse, anne-baba ve çevre tarafından ayıplanacak, eğer sevdiğini söylerse en büyük alkışı o alacaktır. O zaman alkışı almak, yani küçük kardeşi sevmek ve benimsemek için kendini zorlar. Anne ve babasına da bu durumu ispatlamaya çalışır. Mukayese edilmemeli Örneğin; taşıyamayacak olsa da kardeşini kucaklayıp taşımak için ısrar eder, ağlayınca ilk önce o koşar. Elbette ki anne ve babası onun bu davranışlarını beğenecek ve onurlandıracaktır, başka türlü olamaz. Sevgisi o kadar taşmaktadır ki; küçük çocuğu eline alır, sıkıştırır ve küçük çocuk ağlamaya başlar. Anne ve baba onu bu davranışı nedeniyle azarlar. İşte yine günah keçisi olmuştur. Oysa ki sadece küçük kardeşini ne kadar sevdiğini onlara ispatlamak istemiştir ama nafile... Onu anlayan yok- tur! Artık anne ve babasına yaranamamaktadır ve adeta bu dünya kardeşi ve kendisi için dar gelmeye başlamıştır. İşte o zaman kıskançlık duyguları kabarmaya başlar. Artık ateşkes bozulmuştur ve savaş ilan edilmiştir. Bu tip durumlarda anne ve babanın her iki kardeşe olan yaklaşımlarında çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Öncelik- le her iki kardeş arasında mukayese yapmamak gerekir. Her çocuk farklı özelliklerde, farklı yeteneklerde, farklı bireylerdir. O zaman aralarında mukayese, ancak birbirleri arasında rekabete neden olur, başka bir işe yaramaz. Anne ve baba her iki çocuğa da sevgilerini göstermelidir. Bazen ebeveynler çocukları aralarında paylaşırlar. Örneğin; anne yeni doğanla, baba büyük çocukla ilgilenir.
Kardeşi hakkında bilgi Bu tutum da doğru değildir. Çünkü diğer çocuk artık anne ve babasının onu sevmediğini ve ilgilenmediğini düşünebilir. Sevgi, ortak ve paylaşılabilen bir duygudur ve ebeveynler de her iki çocukla ilgilenebilmedir. Bir diğer önemli ve ilk başta yapılması gereken nokta yeni doğan dünyaya gelmeden evvel büyük kardeşe onunla ilgili bilgi verilmesidir. Erkek mi kız mı olacaktır? Doğduğunda gereksinimleri neler olacaktır? Odası nasıl olmalıdır? Tüm bunlar çocukla paylaşılmalı ve büyük çocuk doğacak olan kardeşe hazırlanmalıdır. Bu çok önemli bir süreçtir. Kardeş dünyaya geldikten sonra ise ona kardeşi ile ilgili ufak sorumluluklar vermek, onun değerli ve işe yarar hissetmesini ve abi/abla olduğunun bilincine varmasını sağlayacaktır. Bazı anne ve babalar, çocuk yardım etmek istediğinde beceremeyeceğini düşünerek "Yapamazsın" vb. tutumlarda bulunurlar ya da çocuğu gereksiz yere azarlarlar. Bu davranış çocuğun benlik saygısını zedeleyecek ve yalnızlığa sürükleyecektir. Çocuğu yeni doğan karşı- sında onurlandırmak gerekmektedir. Her iki çocuğu alarak birlikte oyunlar oynamak, hep birlikte bir yerlere gitmek, birlikberaber olma duygularını pekiştirir ve kardeşlerin takım ruhunu hissetmelerini sağlar. Bu şekilde rekabet azalacaktır. Kardeş yürümeye başlayıp, konuştuğunda daha büyük kavgalar çıkabilecektir.
Takım olabilmek Bu kavgalarda ebeveynin hakem olması kavgayı kızıştırabilir. Sakinleştiklerin- de her ikisi de dinlenip, problem yorumsuz olarak tanımlanabilir. Böylece taraf tutulmadığı gösterilmiş ve çözüm için açık kapı bırakılmış olunur. Birbirlerini şikayet ettiklerinde net olarak "Şikayet etmek yok!" denilebilir. Ancak asla bir çocuktan yana olunmamalıdır. Çocukların ayrı ayrı bireysel özellikleri tanınmalı, kendilerini en iyi şekilde ifade edebilecekleri ve zevk alacakları aktivitelere yönlendirilmelidir. Kıskançlık doğal bir duygudur. Anne ve babanın kardeşler arasındaki bu duyguyu reddetmek yerine kabullenip, onları anla- maya çalışması çocukları rahatlatır ve gü- venli bir ortamda hissetmelerini sağlar.