24 yaşındaydı, genç ve güzeldi. Avukattı, iyi bir işi vardı. İpek canına kıydı. Geride sorular kaldı.
Pırıl pırıl genç bir avukattı İpek Ertürk. Babası albay emeklisi, annesi ABD Ticaret Müsteşarlığı'nda ateşe yardımcısıydı. İyi eğitimli bir ailenin kızıydı. Yani görünürde intihar için hiçbir nedeni yoktu... Ancak o, önceki gün kendini Boğaz'ın soğuk sularına bıraktı...
HERKES MERAK EDİYOR Geride sadece 'Yavaş yavaş delirdim. Kimse farkına varmıyor' yazılı not kaldı. Ailesi ve arkadaşları her sorana 'Hiçbir sorunu yoktu' diyordu İpek için... Şimdi, herkes 'Canına neden kıydı?' diye soruyor. Gizli bir aşıktan, sorunlu arkadaşlara kadar pek çok ihtimal sıralanıyor...
***
Acıya İpeksi dokunuş
'Yavaş yavaş delirdim, kimse bunu farketmedi' yazılı bir not bırakıp kendini metrelerce yükseklikten Boğaz'ın sularına atan İpek'in son vedası yürek yaktı.
'AİLEMİ ÇOK SEVİYORUM' Henüz 24 yaşındaydı. Okumuş, avukat olmuştu. Ailesini İzmir'de bırakıp İstanbul'da çalışmaya başladı. Ancak İpek, mutlu bir gelecek planı yerine kendine en acı sonu seçti. Önceki gün Boğaziçi Köprüsü'nde kenara çekilmiş aracı gören ekipler, araçta "Yavaş yavaş delirdim, kimse fark etmedi. Ailemi çok seviyorum" yazılı bir not buldu. Birinin köprüden atladığını belirleyen ekipler, Boğaz'ın buz gibi sularında İpek'in cesedine ulaştı. Ve dünyalar güzeli genç kız, dün İzmir'de son yolculuğuna uğurlandı.
'ANNEN,BABAN VE KARDEŞİN' İpek'in Amerikan Ticaret Müsteşarlığı Ataşe Yardımcısı olan annesi Berrin, kardeşi Nil ile emekli albay olan babası Feyyaz Ertürk, güçlükle sakinleştirildi. Tabutun üzerine ailesi tarafından "Annen, baban ve kardeşin" yazılı bir çiçek bırakıldı. Hayatının baharında ölüme atlayan genç avukatın arkadaşları da tabutun başında birbirlerine sarılarak gözyaşı döktü. İpek'in cezasesi öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazı sonrasında Yukarı Narlıdere Mezarlığı'nda toprağa verildi.