atv'de başlayacak olan "Hayatım Sana Feda" dizisi yayınlanmadan önce Tamer Karadağlı, ile görüştük....
Kimi insanı hayat değiştirir, kimisini de sahip oldukları. Tamer Karadağlı'yı ise kızı Zeyno değiştirmiş. O kasıntı adam gitmiş, yerine sakin ve mütevazı bir adam gelmiş. Karadağlı ile atv'de önümüzdeki hafta gösterime girecek "Hayatım Sana Feda" adlı diziden tutun da, kızı Zeyno ile yaşadığı büyük aşka kadar her şeyi konuştuk. Dizide eşini aldatan bir karakteri canlandıran Karadağlı, eleştirilere karşı hazır: "Geçmişimle ilgili korkularımla yaşayamam."
* atv için çektiğiniz "Hayatım Sana Feda" adlı diziden bahseder misiniz? Gani Müjde'nin senaryosunu yazdığı, Tarkan Karlıdağ'ın yönettiği hoş bir dizi. Dizide, denizcilik firmasında çalışan ve çok güzel eşi ile oğlu olan bir işadamı var. İş arkadaşları ona bir sürpriz yapıyor. Başka bir kadınla bir gece ilişki yaşaması için kadın gönderiyorlar. Ama işadamı o kadını hayatından çıkaramıyor. Sonra çok sevdiği oğlu hastalanıyor. O ana kadar her şey çok güzel giderken, bir anda tersine dönüyor. İşadamı için kabus dolu günler başlıyor. İşte bu savaşın ve mücadeleyi konu alan bir dizi film.
* Gani Müjde, bu rolü size teklif ederken korktuğunu söyledi. Gani Bey'in neden böyle düşündüğünü biliyorsunuz. Siz korktunuz mu? Birincisi, profesyonelim. Kendimden, geçmişimden korkarak yaşayamam. İkincisi, geçmişimde yaşadığım tatsız olay geçmişte kaldı. Herkes söyleyeceği her şeyi söyledi. Geriye söylenecek bir şey kalmadı. İnsanlar bana başka bir şey sorsunlar. Mutsuzluğumdan mutlu olanlar oldu. Şimdi onların elinde koz yok. İnsanlar hakkımda düşüneceği her şeyi düşündü. Onlar bir de dönüp kendilerine baksınlar. Bu rolü oynamak istedim, oynuyorum. Artık kimseye de bir hesap vermek zorunda değilim.
* Bu rol size teklif edildiğinde hiç mi endişeniz olmadı? Gani Müjde'ye "Bu bir anlamda makarayı başa almak olmuyor mu?" deyince o da baha "Hayır" dedi. Bu senaryoyu yıllar önce yazdığını söyledi. İyi bir aktör olduğum için teklifi getirdiğini söyledi. Gani Müjde akıllı bir adam. Beni rencide etmeyecek bir takım şeylerin garantisini verdi. Öyle olunca ikimiz de rahatladık. Her şeyden önce birbirimize bir proje olarak bakmadık. Gani ile arkadaşlığımız işten önce gelir. Ne Gani, beni o anlamda yaralar, ne de ben, Gani'ye zarar veririm.
* Birol Güven'in o zaman oynadığınız dizinin kadrosundan Pınar Altuğ'u çıkarmasını doğru buluyor muydunuz? Herkesin özel hayatı olamaz mı? Hiç doğru bulmuyorum. Bence kimsenin özel hayatı, kimseyi ilgilendirmez. O zaman biz oyuncularda, yapımcının özel hayatını mercek altına almalı. Yapımcı da kendi özel hayatına dikkat etmeli. Mesela, dizide katil rolünü oynayan birisi, özel hayatında ona göre mi davranmalı? Bence o dönem duygusal çıkışlar biraz fazla oldu. Pınar'ın yaşadığı bugün olsaydı, Birol'un aynı kararı vereceğini sanmıyorum. Ayrıca o dönemde ortada büyük bir reyting kaygısı da vardı.
* Sizi Türk halkı Haluk karakteri ile tanıdı. Bu karakterin altında ezildiğiniz oluyor mu hiç? Ben bir çok işler yaptım. "Ferhunde Hanımlar" adlı dizi bin 200 bölüm sürdü. "Nasıl evde kaldım", "Şaşı Felek Çıkmazı" inanarak yaptığım işlerdendi. Teklif yapıldığında Haluk karakterini üç kez reddettim. Birol Güven'in çektiği başka dizileri de vardı; ama onun da adı pek bilinmiyordu. O dizide Birol'un senaryosunu en iyi aktaran adam olarak ortaya çıktım. İkimizin de hayatımızın çıkış noktasıdır dizi. Patlama yaptık.
* Hollywood yapımı "Living and Dying" adlı bir filmde oynadınız. O filmin setinde size star muamelesi yapılmış. Hatta karavan verilen üç oyuncudan birisiymişsiniz. Öyle miydi gerçekten? Teksas'ta çekildi film. Keyifli bir çalışmaydı. Galiba Ocak'ta Türkiye'de de gösterime girecek. Filmi daha izleyemedim. Star muamelesine gelince, bu yaptığınız anlaşmalarla ilgili . Karavan olayını abartmamak gerekiyor. Buradaki arkadaşlardan istesem onlar da verirler.
* Hiç mi "Vay anasına" demediniz? Çünkü adamlar bizim fersah fersah ilerimizde. Vallahi demedim! Adamlar düzenli çalışıyorlar. Bizden yetenekli ve akıllı değiller. Bir temel fark var: Sektör olmuşlar. O nedenle her şey programlı yürüyor. Bizde hiçbir şey saatinde başlamaz. Bir de oyuncuların fazla hakları var. Türk oyuncular Allah'a emanet yaşıyoruz.
* Televizyon ekranı yüzünüze kararsa ne yaparsınız? Endişeleniyor musunuz? Hiçbir endişem yok. Her şeyden önce benim için televizyonun bitmesi çok zor. Başarım ile var olmaya çalışan birisiyim. Şöhret değil, başarı odaklı yaşıyorum. Televizyon ekranında gösterdiğiniz başarıyı ya da başarısızlığı çok önemsememek gerektiğine inanıyorum. Türkiye bir anda her şey bitebilir; ama bir anda da her şey başlayabilir. Televizyonda bir şey yapamazsam; sinema yaparım, dublaj yaparım, tiyatro ya da çeviri yaparım. Benim damarlarım bir anda kesilemez. Çok büyük bir trajedi yaşamadıysan, zaten ayaktasındır.
* Kızınız Zeyno ile ilişkiniz nasıl? O anlatılmaz görülür. O kadar Tanrısal bir şey ki. O mucizeyi görüyor olmak önemli. Zeyno doğduktan sonra moralim çok yüksek oldu. Zeyno'yu düşünmek ve onu kucaklamak sakinleştirici gibi. Geçmişim hakkında konuşulması bile umurumda değil. Zeynom var. Kızımla büyük aşk yaşıyoruz.
* Hayatınız değişti mi? Hayatı akışına bıraktım. Hatalarım mutlaka oldu. Yazılan her şeyi okuyup ders çıkardım. Eskisi gibi kendimi kasmıyorum. Olgunlaştığıma inanıyorum. Önceliğim kızım oldu. Sonra mesleğim önemli. Keyif aldığım işler yapıyorum. Her şey benim seçimim. Biraz daha duruldum.