Orhan Gencebay'dan samimi bir itiraf: Aslında 'Pop Star Alaturka' yarışmasında jüri üyesi olmak istemiyordum. Beni ketenpereye getirdiler. Orhan Gencebay'dan samimi bir itiraf: Aslında 'Pop Star Alaturka' yarışmasında jüri üyesi olmak istemiyordum. Beni ketenpereye getirdiler..
O bir baba; Orhan Baba. Hayranları onu yaptığı müzikten ziyade, 'baba' duruşuyla sevdi. Türk halkı onun 'sanatçı mı, yoksa felsefe adamı mı?' olduğunu düşünürken, röportajımız sırasında öğrendik ki, 'Metropol dervişi' rolüyle yakın bir zamanda televizyon dizisine başlıyormuş. 'Pop Star Alaturka' yarışmasındaki jüri üyeliği için ise gönül dostlarını kıramamış. Jüri üyesi olmayı asla istememiş. O nedenle de gülerek diyor ki: "Beni ketenpereye getirdiler."
* Sizi 'Pop Star Alaturka' yarışmasında, jüri üyesi olarak gördüğümüz zaman çok şaşırdık. "Sen de mi Orhan Baba?" dedik. Nereden çıktı bu jüri üyeliği? Daha önceki yarışmalarda itişip kakışılan ve yarışmacıların rencide edildiği programlar vardı. Bu yarışmalarda sesten ziyade, görsellikle ilgili olumsuzluklar tenkit ediliyordu. Hatta jüri üyeleri bile birbirleriyle kavga ediyorlardı. Şimdi böyle bir formatta "Orhan Baba'nın ne işi var?" diye, beni sevenler haklı olarak soruyorlar. Ben bu tür yarışmaları sevmiyordum. Gerçekten böyle bir yarışmada jüri üyesi olacağımı da hiç düşünmemiştim. Bu işi para için de yapmadım. Fakat yarışmanın isminde alaturka başlığını görünce fikrim değişti. Aslında bu yarışmanın başlığı 'Alaturka Pop Star' olmalıydı. Ben, alaturka ismini gördüğüm için, bir de hatırını kıramadığım dostlarımdan ötürü bu yarışmada jüri üyesi oldum. Hem de hiçbir niyetim yokken. Beni ketenpereye getirdiler.
* Ketenpereye geldiniz öyle mi? Geldim de diyemiyorum. Güzel şeyler de olmuyor değil. Ben orada müzik adamı olarak bulunuyorum. Ama o yarışma akademik bir yer değil. Jüri üyeleri son derece saygın insanlar. Jüri üyeleri arasında aslık üstlük olayı yok. Kimse kimsenin önünde değil.
* Bazen programdayken 'Allah'ım benim ne işim var burada?' diye, kendinize sorduğunuz oldu mu hiç? Bazen dediğim olmuştur. Bir kere yapı olarak farklı bir insanım. Bu yapı bana uymuyor dediğim zamanlar oldu. Yarışmaya baktığımızda genelde müzik ortamı var. Sadece görselliğe ve dedikoduya dayalı bir program değil. Öyle olsaydı ben olmazdım orada. Müzik olmayan yerde benim işim olmaz. Ben oradaki müzikle ilgileniyorum. Jüri üyelerinin bazen kendi aralarında yaptıkları tartışmaları ise doğru bulmuyorum. Tartışmalardan rahatsız oluyorum. Ama her şeye rağmen jüri üyeleri birbirine karşı saygılı.
* Bu tür bir yarışmada tekrar jüri üyesi olur musunuz? Kesinlikle hayır. Böyle bir şey artık söz konusu bile olamaz. Sadece akademik bir ortam söz konusu olursa jüri üyeliği yaparım. İlk ve son kez böyle bir yarışma programın içinde bulunuyorum.
* 'Akıllı insan hayatta bir kez mi ketenpereye gelir' diyorsunuz? Bu işin başından bir kere söz vermiş bulundum. Bunun tekrarı olmaz. Aslında benim amacım bir televizyona dizi film yapmaktı. Çok uzun zamandır Fatih Edipoğlu ile bu projenin üstünde çalışıyoruz. O zaman Fatih Bey bana, "Seni yarışmanın jüri üyesi yapalım" dedi. Ben de dizi filmde oynamak istediğimi söyledim. Ama Fatih Bey çok ısrar edince onu kıramadım. Hatta Sevim Hanım'da, Fatih Bey'e destek verince bir şey yapamadım. Aman sevenlerim yanlış düşünmesin. Eski Orhan Baba neyse, yine o.
* Dizi film projelerinizden biraz bahseder misiniz? Çalışmalara başladınız mı? Daha önce Fatih Edipoğlu ile bir kaç projenin üstünde çalışmıştık. Elimizde bir hikaye vardı. Ama o hikayeyi istediğimiz gibi geliştiremedik. Sonra aradan bayağı bir zaman geçti. Bu arada hiç boş durmadık. Özgün hikayelerin peşine düştük. Sonunda o hikayeyi bulduk. Benim başından beri arzu ettiğim şey, bir dizi filminde oynamaktı. Zaten bu dizilere de halkımızın çok büyük bir ilgisi var. Benim için sinema veya dizi film yapmak en iyisi.
* Dizi senaryosunda aradığınız şey ne? Hep güzel olanı aradım. Yaşamın içerisindeki mesajı güçlü bir şekilde anlatan dizilerde rol almak istedim. Dizi yapmak için hikaye gerekli. Bu hikaye iyi olmadıkça yola çıkmanın anlamı yok. Yakın zamanda bir film teklif getirdiler bana; ama kabul edemedim. Onun için de çok üzüldüm. 'Dede Korkut'un hayatını anlatan bir film çekilecekti. Bu işin kötü tarafı Azerbaycan'da 7 ay kalmak gerekiyordu. O nedenle kabul edemedim.
* Çalışmalar ne zaman başlayacak? Hikaye bitti. Şimdi ilk bölümün senaryosu yazılıyor. Üç ya da dört haftaya kadar çekimlere başlıyoruz.
* Rolünüz ne? 'Metropol dervişi' ismini verdiğim bir adamı canlandıracağım. Diğer bir adı da 'Koca yürek.' Canlandıracağım tip tam bir duygu insan olacak. Bu adamın başından geçen bir sürü olaylar var. Aynı zamanda bir müzik adamı. İşin ilginç tarafı, kendi hayatımla çok fazla benzeşen yönleri var. * Son dönemde bir rahatsızlık geçirdiniz. Tam olarak neydi hastalığınız? Kalp ritmini bozan bir elektrik akımı olayı yaşadım. Kalbin kendisi ile ilgili bir sorun değildi. Elektrik akımındaki bir etkenden dolayı yaşanan bir rahatsızlıktı. Bu durum üç gün sürdü. Bu akım şayet bitmeseydi, elektrik şok uygulayacaklardı kalbime. Ama şu anda kalbim sapasağlam. Herhangi bir şikayetim yok. Yani oldukça sağlıklıyım.
* By-pass ameliyatı olan insanlarda genellikle ölüm korkusu vardır. Siz hiç ölüm korkusu yaşıyor musunuz? Hayır, yaşamadım. Bir yerde şuna inanıyorum. Yaradan bizi yarattı. Bir günde göçüp gideceğiz. Sistem böyle. Yapı böyle. 'Korkma ki, acı çekmeyesin...' diye bir söz vardır. Korkuları biz üretiriz. Korkularımız bizi yener zamanla. Bana sordular: "Hayatında ne değişti?" Daha çok Allah'a şükrediyorum. Yaradan bir kez daha izin verdi yaşamama. Şükretmenin anlamını öğrendim. Şükretmeyi bilmeyenin duası da kabul olmazmış zaten.
* Estetik yaptırdınız mı hiç? Yaptırmadım. Ama estetik yaptırmak normal bir şey. Eğer yararı olacaksa ve insanlar mutlu olacaksa yaptırsınlar. Gayet normal bir şey gibi görüyorum.
* İleride yaptırır mısınız? Bilemiyorum. Şimdilik niyetim yok. Doğal yapım neyse, öyle devam etsin istiyorum. * Yeni kaset çalışmanız var mı? Yeni bir albüm yapıyorum. Hayatımda şu ana kadar ilk kez bu kadar ara verdim. Orhan Baba'nın tarihinde bu ilk oldu. Genelde her yıl yaparım. Neredeyse 3 yıl olacak. Bunun nedeni ise korsan ortam. İnsanın şevki kırılıyor. Adamlar emeğinizin üstüne basıyor.
* Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile ilgili bir sorun yaşadınız. İşin aslı astarı nedir? Ortada bir yanlış anlama var. Yoksa Orhan Baba'nın yanlışlık yapması mümkün değil. Ben borsada bir yatırımcıyım. İnsanlar tasarruflarını nereye yatırırsa, ben de oralara yatırıyorum. Bundan birkaç sene önce, çok yüksek fiyatlardan hisse senedi aldım. O zamanlar bu kağıtlardan çok zarar ettim. Ama sonra gördüm ki; borsa bir ticaret yeri. Ben de kaybetmeme rağmen tekrar oynadım. Bütün mesele bu. Ben ne yaptım? Hiçbir şey yapmadım. Her yatırımcı gibi aldık ve sattık. Savcılık soruşturma aşamasında. Konu edilen şeyler ise çok komik.
* Sanatçı Işın Karaca'nın sizinle ilgili basına yansıyan bir açıklaması oldu. Işın Hanım'a ne tür bir yardım yaptınız? Işın Karaca, elimizde büyüdü. Ben, birisine bir iyilik yaptığımda ortalık yerde konuşmam. Işın çıkıp konuştuğu için şimdi konuşuyorum. Işın, benim çok eski bir dostumun kızı. Işın ile albüm yapacaktık. Ama Işın'ın o sırada başından birçok talihsiz olaylar geçti. Evlendi. Anne oldu. Mağdur durumda kaldı. O sırada kocası askere gitti. Bana sorunlarını anlattı. Ben de kendisine sahip çıktım. Bebeği ile ortalık yerlerde bırakamazdım. Bir yerde ben onun babası gibiyim.