Son albümü 'Sevda Sinemalarda' ile yine aşk şarkılarına imza atan Yaşar'ın ses tonu özellikle kadınları çok etkiliyor Bu silahının farkında olan Yaşar, özelliğini çok iyi kullanıyor.
Romantik şarkıların prensi Yaşar, uzun bir aradan sonra sessizliğini bozuyor. 'Sevda Sinemalarda' isimli albümünde aşk kokan şarkılara yer veren Yaşar, Hülya Dergisi'ne hem albüm, hem de özel hayatı ile ilgili konuştu...
* Heyecanlı mısınız, yeni albüm çıkarken neler hissediyorsunuz? Heyecanlıyım tabii. Bu albümün başından beri bazı şeyler istemiştim. Bunlar, burada anlatamayacağım özel şeyler... Allah'la benim aramda. Hepsi oldu. Üstelik bunların olması için kimseyi zorlamadım. Bir önceki albümde bazı aksilikler olmuştu. Zaten o yüzden dua etmeye başladım. Dualarım kabul oldu.
* Sizce 'Sevda Sinemalarda' albümü Yaşar'a neler getirir? Şimdiye kadarki en geniş yelpazeye sahip albüm. Birincisi matematik olarak, çünkü içinde 14 şarkı var. Makamsal şarkılar, rock balatlar, aşk şarkıları var. 14'ü de şarkı. İkisi şarkı, gerisi fasa fiso değil. Albüm 10 şarkıda tamamlanacaktı ama ben sürekli şarkı eklemek istedim. 14'e kadar çıktık, ben de dedim ki 'Biri beni durdursun.' Böyle dönemler oluyor, çok coşuyorum.
* Bir ara gece hayatının çok içinde oldunuz. Ardından alkol sorunlarınız gündeme geldi. Her şey nasıl o noktaya vardı? O yıllar çok içtim. O kadar çok içtim ki, artık içmeme gerek kalmadı. Tamamen değil tabii ama ara sıra bir-iki kadehe indirdim. Zevk almıyorum artık. Konser öncesi rahatlamak için içiyorum.
* Sizin şarkılarınızın ayrı bir tadı var. Aşk şarkıları neden siz söyleyince bir başka oluyor? İlk sebep sestir. Böyle çıkan bir ses insanları etkiliyor. Bu bana Allah'ın bir hediyesi. Bir de bu sesi alıp, gırtlaktan borazan üfler gibi çıkarmıyorum. Ayak parmaklarımın ucundan başlayarak, bütün benliğimden çıkıyor bu ses. Öyle söylemeyi seviyorum. Bir de şarkılarımın sözleri boş değildir.
* Ses tonu etkileyicidir, kadınlara karşı kullanıyor musunuz sesinizi? 'Fizik insanın kaderidir' demiş bir filozof. Ben buna bir ek yapmak istiyorum, ses de insanın kaderidir. En azından benim için. 'Kadınlar etkileniyor mu?' diyorsanız, zaten en çok onlar etkileniyor. Ben de bunu çok kullanıyorum. Mesela küçük bir çocukla konuşurken bu ses tonuyla konuşmuyorum. Ama kadınlarla farklı ses tonuyla konuşuyorum. Sesimi hafif geriye doğru alıyorum.
* Siz kimin şarkılarıyla efkar dağıtırsınız, aşk acınız kimin şarkılarıyla diner? Bu mesleği yapmadan önce ne kadar şahane bir müzik zevkim vardı. Artık maalesef daha teknik dinliyorum şarkıları. Daha çok 1970'ler ve 80'ler arasındaki rock gruplarını dinlerim.
* Arabesk bir tarafınız yok mu? Olmaz mı, var tabii. Belki İncirlik Üssü'ne yakın oluşumuzdan, lise döneminde Amerikalılardan etkilenmişizdir. Ama genlerimde Türklük var. Bazen bir türkü duyuyorum, beynimden vurulmuşa dönüyorum.
* Şarkı yazdığınız kadın, o şarkının kendine yazıldığını bilir mi? Sekiz mısralık bir şarkının, bir yada iki satırında sevgilimi anlatıyorsam, geri kalan satırlarda kendimi anlatıyorum. Benim ona olan aşkımı... Aslında kendine yazdığımı zannettiği şarkıyı, tam olarak ona yazmadığımı bilmesi gerekir. Lise döneminden beri bir şarkının tamamını ithaf ettiğim bir kadın olmadı.
* İçinizden mi gelmiyor? Bir saatten sonra, sadece iki kişinin arasındaki ilişkiyi anlatmak basit gelmeye başladı. İlişkide kendi hissettiklerini anlatmak daha derin geliyor.
* Şarkı yazdığınız kadın genelde ne hissediyor? Düşüp bayılan çok oldu. Ciddi söylüyorum. Müziğe başlama sebebimiz o zaten. Kızları etkilemek.
* '30 yaşından sonra evlenebilirim' demişsiniz. Hayatınızın kadınını arıyor musunuz, nedir ondan beklentileriniz? Evet çok da istiyorum evlenmeyi. Çocuğumu onda görmem lazım. Beni heyecanlandırsın, hayatıma renk katsın. Ama herkesin gizli odaları, keşfedilecek bir yanı olmalı. Kadın her zaman bir tarafını saklamalı ki, iş uzun sürsün. En çok aradığım şey, çocuğumu onda görebiliyorsam, o kadın tamamdır işte.
* Düzenli bir aile hayatını ve bir yandan da müziği yürütebilir misiniz? O iş zor biraz. Belki de bu korkutmuştur yıllar yılı. Aile hayatını sürdüremem korkusu...