O şimdi yorgun kurbağa!
Eşiniz saatlerce televizyonun karşısında oturup gözünü ekrandan ayırmıyor mu? Onun, evlendiğiniz günkü adam olmasını istiyorsanız, vereceğimiz taktiklere göz atın.
Başlangıçta ne kadar ilgili ve espriliydi değil mi? Ama beyaz atlı prens birden kurbağaya dönüştü! Artık restorana, sinemaya, eğlenmeye gitmek bir yana, onu koltuktan bile kaldıramıyorsunuz. Ama korkmayın, yalnız değilsiniz. Yapılan bir araştırmaya göre, kadınların yüzde 22'si evlilikleri konusunda, "Gün geçtikçe birbirimizle daha az konuşur hale geldik" görüşünde birleşiyor. Her nedense yıllar geçtikçe eve daha geç gelmeye başlayan erkeklerin büyük çoğunluğu, akşamlarını da televizyonun karşısında geçirmeyi tercih ediyor.
Bir de hizmet beklerler Ona, artık eskisi gibi olmadığını söylediğinizde, mutlaka, "Ama benim de kafamı dinlemeye ihtiyacım var" diyor. Üstelik bir de sizden hizmet bekliyor: "Sevgilim, biraz fındık getirsene. Canım su versene..." Ve sonunda hayalinizdeki prens, yorgun bir kurbağaya dönüşür. Bu duruma hiç şaşırmayan Alman psikolog Michael Thiel, erkeklerin kur yapma döneminde karşısındaki kadını kazanmayı hedeflediğini, amacına ulaştıktan sonra 'sorumlu aie reisi' görevini üstlendiğini ve onun dışındaki her şeyi görmezden geldiğini belirtiyor.
Taktik kullanın Ancak, hemen umutsuzluğa kapılmayın. Sevgili eşinizi o çok sevdiği koltuğundan uzaklaştırmak zor ama imkansız değil. Psikolog Michael Thiel, bu zor görev için üç 'harekete geçirme' taktiği öneriyor: 1. Televizyonunuzun arıza yapmasını sağlayabilirsiniz. Belki o zaman sinemaya gitmeyi kabul eder. 2. Göğsüne tabancayı dayayın, tabii ki mecazi anlamda. Ona, televizyonu kapatmasını yoksa tek başınıza dışarı çıkacağınızı söyleyin. 3. Çekici iç çamaşırı ya da yaratıcı fantezilerle, o eski baştan çıkarma taktiğini uygulayın. Belki de bu şekilde oturduğu yerden kalkar. Kadın, dişiyle tırnağıyla kendini eşine ve evliliğine adarsa, erkek haklı olarak, ilişki için çaba göstermek zorunda olmadığını düşünür. Kendini güvende hisseder ve ilgisiz davranır. Kadınlar kendilerini biraz geri çekmeli ve arada sırada da olsa kız arkadaşlarıyla vakit geçirmeli. Öte yandan, soğuk algınlığı geçiren ilişkiler için en iyi ilaç, daha iyi bir 'iletişim'. Sadece ümit ederek beklemeyin. Sizi rahatsız eden şeyleri ve isteklerinizi ona anlatın.
Söylenmeyin Asla söylenmeyin, erkekler bunu kaldıramaz. Bu konuda önemli olan, vereceğiniz mesajların 'ben'li cümlelerden oluşmamasına dikkat etmek. "Hep televizyonun karşısında oturuyorsun" demek yerine, "Birlikte fazla vakit geçiremediğimiz için üzülüyorum. Seninle sinemaya gitmeyi özledim" diyebilirsiniz. Sözlerinizi bu şekilde ifade ederseniz, eşiniz bunları "söylenme" olarak algılamayacaktır. Üstelik kendine saldırılmış olarak da hissetmez ve davranışını yeniden gözden geçirmeyi kabul eder.
Övgüden hoşlanırlar Ne yazık ki, kadın ve erkek olayları hep farklı şekillerde yorumlar. Örneğin; sabah yatağını düzelten bir erkek, bunun kendisi için bir artı puan olduğunu düşünürken; evi temizlemiş ve bulaşığı yıkamış olan kadın "Nihayet o da bir şeyler yapıyor" diye aklından geçirir. Erkek, yaptığı şeyle gurur duyarken, kadın bunu zorunluluk olarak görür. Bu durumda orta noktayı bulmak gerekiyor. Erkek spor programını izlemek yerine bulaşık yıkıyorsa, övgüyü hak ediyor demektir. Deneyin, etkisini gösterecektir.
Annesi gibi davranmayın Erkekler kendileriyle ilgilenilmesinden hoşlanırlar. Ancak, olayı abartmayın. Onu şımartmaktan vazgeçin. Ne de olsa onun annesi değilsiniz. Atıştırmak için istediği şeyi, mutfağa gidip kendisi de getirebilir. Hem de bu arada biraz hareket etmiş olur.
|