Erkekler hepsi nedense, kafalarını ekranlara gömdü. Kızların tamamı Deniz'in adımlarını tek tek süzdü. Takvim'in şimşek hızında karar veren Genel Yayın Yönetmeni İskender Baydar, Deniz'i odasında bizzat ağırladı. Kaf Dağı'nın ardını dürbünsüz gören Kadir Kılıçparlar 1'inci sayfanın başından kalkmadı. Yazıişleri Müdürü Yücel Arı, Takvim'in cam kapısında karşıladı. Fazla tezahürat yapmadı. Fikret Ertuğrul, anında kayıplara karıştı. Takvim'in en tarafsız Fenerbahçeli Spor Müdürü Meriç Tunca, direkt odasına kapandı. "Deniz'e kahveyi kim ikram edecek" kavgasını tek kişilik Haber-Araştırma Servisi Müdürü Faruk Erdem, belden aşağı vurmadan kazandı. Alt, üst katlardaki komşu gazetelerin çalışanları kapıya sıralandı. Allahtan güvenlik önlemini aldı, izdiham yaşanmadı. Masayı Saklambaç'ın en telaşlı Yayın Koordinatörü İpek Durkal hazırladı. Deniz'in pastası Swissotel'dendi. Erikleri güllü, çilekleri ballı, hamurunda Halil İbrahim bereketi vardı. Takvim'in en gürbüz sayfa sekreteri Göksel'i, "Ya bana kalmazsa" telaşı sardı. Güllüoğlu tepsisine Arap usülü parmakla dalan Takvim çalışanları, aman bir kibar bir kibardı. Plastik çatalını uyduran efendice sıralandı. Deniz, pastayı Yıldırım Mayruk kreasyonu sunar gibi zerafetle kesti. Alkışlar Barbaros Bulvarı'nı aşıp Beşiktaş'ı sardı. Çarşı'cılar "Mecidiyeköy'den baskın var" zannedip kahvelerden dışarı uğradı. Adnan Sertçelik, kargaşadan istifade en okkalı dilimi kaptı. Kalabalığın pasta değil, Deniz'i tebrik kuyruğuna kaynak yaptığı sonradan ortaya çıktı. Saklambaç'ın yeni yazarı göreve böyle başladı. Takvim'i hem deniz, hem pasta kokusu sardı.