Abant, tertemiz havası ve eşsiz güzelliğiyle büyük kentlerin kargaşasından kaçanlar için güzel bir sığınak. Abant'a gitmek için özellikle bir mevsim ya da ayı beklemenize gerek yok. Özellikle şu sıralarda Abant'ta sararan yaprakların altında sonbaharın keyfi bir başka....
Bir yanda göl, diğer yanda orman... Kuş sesleri eşliğinde yürürken ortaya çıkan manzara, hayranlık uyandırıyor
Abant, toprak kaymaları sonucu oluşmuş, çevresi çam ormanlarıyla kaplı bir tatlı su gölü. Yılın dört mevsimi boyunca, dinlenmek için kaçacak bir yer arayanlar içinse huzurlu bir sığınak... Abant denince akla kış turizmi gelse de, aslında burası her mevsimi farklı güzellikte yaşayan bir yer. İlkbahar ve sonbahar da gölün romantik tadını doyasıya çıkarırken, kış aylarında bembeyaz kar örtüsü altında donmuş göl etrafında manzarayı görmek bambaşka bir zevk. Her yanı ormanla kaplı Abant Gölü'nün uzunluğu yaklaşık 900 metre civarında. En derin yeri ise 18 metre. Hoş kokularıyla çam, köknar, kayın ağaçlarının içerisinde yürüyüş yapmanın verdiği huzur ve mutluluk anlatılamaz. Yaklaşık iki saatlik bir yürüyüşle 7 kilometre olan gölün çevresini rahatlıkla turlayabilirsiniz.
Büyüleyici manzara Bu mesafeyi yürümeyi göze alamayanlar ise gölün çevresini bisikletle turlayabilir, kiralık atlarla dolaşabilir veya faytonlarla gezebilirler. Ama benim tavsiyem; eğer Abant'ı yakından tanımak istiyorsanız, bu mevsimde yürümek ilk tercihiniz olmalı. Bir yanda göl, diğer yanda orman, kuş sesleri içinde manzaranın tadını çıkara çıkara turladıktan sonra Abant Palace Oteli'nin hemen yanındaki Mudurnu tabelasından yukarı çıkarsanız eğer, kısa bir süre sonra nefis bir manzara ile daha karşılaşırsınız. Buradan görünen Abant Gölü'nün manzarası sizi büyüleyecektir. Bu güzel doğa köşesinden ayrılmadan önce, gölün girişinde yöre sakinlerinin ve civar köylerden gelenlerin kurdukları tezgahlardan mis kokulu tarhana, erişte, kuru fasulye, yağlı peynir, tereyağı, çam balı ve çeşitli meyvelerden alabilirsiniz. Abant'ta hava gün içinde özellikle de bu mevsim sıkça değişebiliyor. Bu yüzden kıyafet seçiminizi oldukça geniş tutmalısınız. Hırkanızı, şemsiyenizi ya da yağmurluğunuzu yanınıza almayı unutmayın.
Nasıl gidilir? İstanbul-Abant arası 280 km ve yol yaklaşık olarak üç saat sürüyor. Abant'a gitmenin en kısa yolu ücretli otoban üzerinden. Kaynaşlı ayrımından otoyoldan çıkıp, Bolu Dağı'nı tırmandıktan sonra dağın bitiminde Abant sapağından giriliyor. 22 kilometrelik yolun sonunda Abant Gölü Milli Parkı'nın girişine geliyorsunuz. Dağların çevrelediği yolun manzarası özellikle baharda olağanüstü. Milli Parka giriş ücreti otomobiller için 6 YTL.
Nerede kalınır? Abant İstanbul ile Ankara'nın ortasında olduğu için her iki büyük şehirden de çok ziyaretçisi oluyor. Bazen haftasonları yer bulmak zor oluyor. Abant'ta kalmak isteyenler için iki tane beş yıldızlı otel ile bir köşk otel bulunuyor. Üçü de göl kenarında. Abant Palace: 0374 224 50 12, Abant Köşkü: 0374 224 50 12, Büyük Abant Oteli: 0374 224 50 33. Fiyatlar hafta içi iki kişi yarım pansiyon 220 YTL, haftasonu ise 320 YTL civarında.
Ne yenir? Bolu Dağı yol boyunca, et ızgara türü lokantalar ve restoranlarla dolu. 22 km'lik Abant sapağından içeri girdiğinizde yol üzerinde alabalık çiftlik restoranı ve ızgara yiyebileceğiniz küçük lokantalar gözünüze çarpacak. Göl kenarında ise çeşitli seçimler yapabileceğiniz restoranlar ve zengin çeşitli açık büfe otel restoranları bulunuyor. Soğuk kış gecelerinde ise otellerde, sucuk ekmekle birlikte sıcak şarap partileri yapılıyor.