Deivid mi, Kezman mı? Fenerbahçe'nin her maç sahaya değişik adamlarla çıkıp maç kazanmasını tuhaf karşılayanlar var. Ama alışacaklar. Aslında anlayamadıkları, daha doğrusu kabul edemedikleri bir gerçek var ki, o da Fenerbahçe'nin artık bir takım olduğudur. Üç yıldır temeli atılan sistem Newcastle'da yeniden hayata geçirilmiş, hiç yabancı olmadıkları için futbolculardan da anında yanıt gelmiş ve oynanan futbolun çehresi bir anda değişivermiştir. Yıllardır, "istikrar" diye diye yaptığımız mücadelenin henüz sonuna gelmedik. Çünkü her geçen gün iyiye gidileceğinden önümüzde görülecek çok daha güzel günler olduğunu söylemek mümkün. Zico'nun iki forvetli, orta sahada bir kişi eksikle oynatmak istediği şablonun takımın kimyasına uymayacağı ilk maçlarda kendini belli etti. Zico'yu burada suçlamak mümkün değil. Her teknik adamın gönlünde bir aslan yatar. Oynatmak ve yapmak istedikleri organizyonlar başka başkadır. Zico'nun burada eleştirilecek tek yönü, yanlışında biraz fazla ısrar etmesidir. O da güvendiği futbolcularına, "Sonbirkere" diyerek şansını zorladı. Ama olmadı. Önemli olan gerçeği görmesiydi ki bu da erdemdir ve alkışı hak eden bir davranıştır. Şimdi, "ÜçgolatanDeivid,Kezmangelinceneolacak?" sorusu gündemde. Bence çok yapay ve yüzeysel bir polemik konusu. Çünkü bu sorunun tek yanıtı var. O da "Hiçbirşeyolmaz" dır. Artık ne Kayseri maçını kazandıran MehmetYozgatlı' nın yokluğu Manisa' da hissedilir, ne Rüştü' nün, ne Ümit'in, ne Aurelio' nun kulübede oturması. Bu saydığım futbolcuları yarınki maçta ilk onbirde görürseniz de şaşırmayın. Çünkü sistem doğru olarak kurulduktan sonra o girmiş, bu çıkmış farketmez. Kaldı ki Fenerbahçeli futbolcuların hepsi de kaliteli. Oynayanla oynamayan arasında fark yok. Yani uzun sözün kısası, Kezman geldiğinde o anda kim iyiyse, daha doğrusu o hafta Samandıra'da Zico'nun gözüne kim fazla girdiyse o oynar. Saha içindeki dizilişi bozmak bu saatten sonra yapılacak en büyük yanlış olur.