'Nereden buldun' sorusu sorulmalı mı? 2 Kasım 2002 tarihinde, seçim arifesinde yayımladığım yazıyı bir kez daha yayımlama gereği duydum. Ama yer sorunu nedeniyle biraz kısaltarak. 'Nereden buldun' sorusunun sorulup sorulmaması ekonomik gösterge değil, bir niyet göstergesidir. Ekonomilerini bu sorunun sürekli olarak sorulmayacağı temeline dayandıran ülkeler 'muz cumhuriyetleri' diye adlandırılan ülkelerdir. Ve bu ülkeler hiçbir zaman dünyada saygın ülke olamaz, gelişmiş ülke sınıfına giremezler. 'Nereden buldun' sorusu sorulmayan ülkelerde siyasal yönetimler ve ekonomi mafya denilen çıkar örgütlerinin etkisine girer. Vergi kaçıranı yakalamak için nereden buldun sorusunun sorulmaması, vergilemenin sadece maliyenin yakalayabildiğini vergilemesi ile sınırlı olması, ünlü ve güzel deyimle tavşana kaç tazıya tut demektir. Yapanınyanınakârkalmaz 'Nereden buldun' sorusu yalnızca bir vergi uygulaması değildir. Aynı zamanda suçların önlenmesinde önemli bir araçtır. İnsanlara servetlerinin hesabının sorulmaması, 'yapanın yanına kâr' kalmasına yol açar. Bu sorunun sorulmamasını istemek, dürüst olanların diğerlerini zengin etmesini istemektir. Ülkenin bütün yükünü dürüstler çeksin, rüşvet, talan, yolsuzluk devam etsin demektir. Devletkaynaklayönetilir,palavrailedeğil . Kaynaklar iyi değerlendirilmeli, kaynak ararken eldeki kaynaklar kaçırılmamalıdır. Ama kaynaklar kaçmasın diye ülke muz cumhuriyeti yapılmamalı, ülke çetelerin yönetimine bırakılmamalıdır. Bunun için bir toplumsal barış sözleşmesi yapılmalıdır. Uygulamada çok dikkatli davranılmalı, ülkesine yatırım yapmış, istihdam yaratmış olan yatırımcı ile kaynakları yurt dışına kaçırmış kişiler aynı kefede görülmemelidir. Kişilerinvarlıklarındakiartışlarınizlenmesibirzorunluluktur. Bazı yollardan elde edilen servetler kapsam dışında bırakılabilir. Ancak, kapsam dışında bırakılanlar da açık ve net olarak nedenleri ile birlikte ortaya konulmalıdır. Başlangıç iyi olmalıdır. Yakırkkatıryakırksatırolmamalıdır.Aksihaldeülkeyedeyakırkkatıryakırksatırolmaktadır.