Bebeklikten çocukluğa geçiş aşaması olan 3 yaş dönemi, en zorlu zamanlar. Bu dönemde çocuklar kimi zaman içe kapanık, kimi zaman neşe saçıyor olabiliyor.
18'inci aydan 36'ncı aya kadar geçen süre bebeklikten çocukluğa geçiş süreci. Bu dönemde konuşma ve yürüme becerilerinin gelişmesiyle bağımsızlaşmaya başlayan çocukların merak ve keşif duyguları da artıyor. Genellikle haraket halinde olup, her yere uzanır, her şeye dokunmaya çılışırlar. Bu dönemdeki keşif merakı; çocuğun zaman zaman tehlikeli, kendisine zarar verebilecek durumlarla karşı karşıya kalmasına neden olabilir.
İLK ERGERLİK DÖNEMİ Aynı zamanda dil becerisinin gelişmeye başlaması, merakını sözel olarak dile getirmesini de destekliyor. Diğer bir yanıyla bu dönem 4-5 yaşına kadar devam edibilecek olan sorgu çağının da başlangıcı. Çocuk "Bu ne?" Niye böyle?" sorularını sıkça dile getirmeye başlıyor. Bu dönem genel olarak olumsuzluk, inatçılık ya da ilk ergenlik dönemi olarak nitelendirilebilir. 3 yaş civarında çocuk, bağımsızlığını yani bireyselliğini kazanma uğraşı içindedir. Dili daha iyi kullanır, tuvalet eğitimi ile birlikte bedenine olan hakimiyeti artar. Artık birey olmak için gerekli olan becerilerin temeli atılmıştır. Çocuk için bu dönem, temeli atılan becerilerinin deneyimlenmesi için uygun bir zamandır.
PROVALAR YAPIYOR Ane-babanın en yakın çevrenin çocuğa yönelik, bebeksi bakımdan; yani emzirildiği, uyutulduğu, altının bezlendiği uygulamardan uzaklaşarak, çocuğun özerkliğini desteklecek bir tutum içine girmeleri beklenir. Çocuk 3 yaş civarı birbirine zıt iki duygu ve dürtüyü aynı anda yaşayabilir. Aynı şeyi hem ister hem de istemiz. Anne-baba için bu zorlayıcı bir durumdur. Çünkü ne yapılırsa yapılsın çocuk bundan memnun olmayacaktır. O aslında dürtülerin üzerinde kontrol ve seçim yaparak, karar verme mekanizmasını geliştirmek için prova yapmaktadır. Bu provaların arasında her şeye itiraz etmek, uzun uzun ağlamak, yiyecekleri ağzında tutmak, ikna edilememek, eline geçirdiği bir şeyi inatla bırakmamak ya da kızınca bunları fırlatmak gibi davranışları gösterebilir.
YARGILAR BAŞLIYOR Topluma açık alanların gerek toplu taşıma araçlarının gerekse sokakların, çocukların fütursuzca bağımsızlıklarını ilan ettikleri yerler olması, anne-babaların bu durumla baş etmelerini güçleştirir. Çocuk anne-babasının elini tutmayı reddedebilir, bulduğu ilk fırsatta sanki kovalanıyormuş gibi kaçabilir, oturması istenen yerden inatla aşağıya inebilir. Çocuk bireyselliğini kazanmaya başlağı bu süreçte, artık toplumun iyi-kötü, doğru-yanlış ve ayıp gibi yargılarıyla karşılaşır. Tüm bu beklentilerin çocuğa aktarımı onun bireyselliğini destekler nitelikte olmalı, aşılanmamalı, gereksiz yere zorlanmamalıdır. Ergenlikte olduğu gibi bu bağımsızlaşma çabasının kendisi, kararsızlığı da beraberinde getirir.