ATA Demirer: Ben balıkçıseksüelim. Rakı içiyorum, sakal bıraktım ve balık tutuyorum.
***
Balıkcıseksüelim
Metroseksüel-Überseksüel açıklamaları bir kenarda dursun Ata Demirer Türkçe'ye yeni bir kavram soktu: 'Balıkçıseksüel'. Açılımı ise rakı içen, sakal bırakan erkek....
Bir süredir ortalarda görünmeyen Ata Demirer, bu suskunluğa değecek bomba gibi projelerle geliyor. Elele dergisinin Kasım sayısına konuşan Demirer, bu sezon stand-up, kaset, kitap ve TV şovuyla dört koldangelmeye hazırlanıyor...
* Oldukça yoğun bir dönem başlayacak sizin için. Neler planlıyorsunuz? 3-4 proje birden var. Öncelikli projem "Havadan-Sudan" adlı yeni bir stand-up performansı. Bunu özel gösterilerde ve üniversitelerde sergileyeceğiz. Daha sonraki 1-2 ay içinde de büyük salonlarda halkla buluşmasını temenni ediyoruz. Aslında, bir buçuk yıldır yeni bir şey yapmam gerektiğinin bilincindeydim. Fakat bir yıl parmağımı bile oynatamadım. Her şeyin bir zamanı var. Tekrar konsantre olup başlamak zor oldu. Son 6 aydır profesyonelce bunun için not aldığımı söyleyebilirim. Ocak ayında çıkarmayı planladığım bir kitap projem var. Birkaç yıldır biriktirdiğim ve seyirciyle paylaşmadığım yol ve serüven hikayeleri. Ayrıca bir televizyon şovu yapacağım. Film teklifleri var ama henüz bir çalışma yok, bakalım.
ŞU AN GEBEYİM
* Sizin bir de Makara kasediniz vardı Aaa evet. Makara kasetinin satışlarından çok memnun kaldık. Faturalı bilgi 87 bin sattığı yönünde. İnternetten indilenleri de sayarsan, 250 bin civarında bir rakama ulaştığı aşikar. Yenisini yapmak gibi bir düşüncem var. Anlayacağınız şu an gebe durumdayım. Yavruladığım zaman hepinizi çağıracağım, hatta yavrulardan birini size vereceğim.
* Film, dizi, kaset, stand-up, TV programı... Maşallah bunların hepsini yaptınız. Bir noktadan sonra bu kadar çok kola ayrılmak şart mı? Bizim milletçe bir hastalığımız var, ben her şeyi yaparım durumu. Benim öyle değil. Benim anlattığım her şey mizahla ilgili. Biri mizahın sahnede oynanan biçimi, biri mizahın yazılı biçimi, biri oyunculuk olarak katkı biçimi. Benim işim mizah. Ne kadar değişik şey üretirsem o oranda mutlu oluyorum. Bu zarar değil, yarar getirir. Dikkat etmem gereken nokta, tüm bunların mental bir yorgunluğa sebep olabileceği. Bu yorgunluk başlayınca da kaçıp gitme duygusuna yaklaşıyorsunuz. O da tabii üzerindeki sorumluluktan dolayı mümkün olmayınca vücuttan yeme durumum oluyor. Benim vücuttan ye ye bitmez ama...
* Komedyen deyince Beyaz, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan sayılıyor. İlk üçte isminizin geçmiyor olması sizi rahatsız ediyor mu? Ben sadece kendim gibiyim. Benim aldığım veriler öyle değil ayrıca. Bu isimleri kim sayıyor bilmiyorum. Son dört yılda 25'ten fazla ödül aldım. Yılın en iyi komedi oyuncusu gibi ödüllerdi bunlar. Şovumu bir milyon insan gelip seyretti. Ama herkes farklıdır. Beyaz gibi talk- şov yapamam mesela. O kadar sabırlı ve dikkatli olamam. İş gereği karşımdakini o kadar merak ediyormuş gibi yapamam. Merakta etmem zaten çok fazla. "Senin son albümün n'oldu?" tarzında sohbetlere giremeyebilirim. Öyle bir tarzım yok benim. Farklı özelliklerim var.
KAZANOVA DEĞİLİM Kİ
* Kilonuzla ilgili gelen sorulardan sıkıldınız mı? Evet, çünkü kilo ile ilgili konuşmanın hiç alamı yok. 100 dakikalık gösteride fiziksel espri on dakikayı bulmaz. Niye bu on dakikaya takılınıyor, bunu anlamış değilim. Kondüsyon dışında bende hiçbir sıkıntısı yok durumun. Ne sosyal ne de psikolojik açıdan. Sadece kondüsyon sıkıntısı çekiyorum.
* Hakikaten kilo konusunu bu kadar aştınız mı, yoksa içten içe alınıyor musunuz esprilere? Yok alınmam. Çok kızsam kilo veririm zaten. Belki kadın olsam bunlara bozulurdum ben de. Ama hiç oraya takılmıyorum. Ben kazanova değilim ki... Düşünsene beni kremler sürüyorum falan, metroseksüel erkek. Ama yok yani ben de öyle bir durum. Ben balıkçıseksüelim: sakal, rakı falan!