Kendime sordum: Abartıyor musun acaba? İçimdeki ses "Yok valla" dedi. Bunların hepsi işkolik. Mesela Rabun Gürbüz. Her sayfanın editörü. Hani bizim imzalarımız var ya, sayfa tepelerinde. İnanmıyorsanız bakın birkaç gün. 2'nin editörü kim? Rabun. 12'nin editörü? Rabun. 14'ün editörü? Yine Rabun. Peki, diyelim ilan çok, sayfa yok. Ne yapar Rabun? Geçen hafta resmen yaşadık. Yakın muhitteki bir gazetenin yazıişlerinden aradılar. "Kardeşim, sahip çıkın editörlerinize. Biri tebdil-i kıyafet bizim yazıişlerine karışmış" diye. Rabun'u mevcutlu olarak getirttik. Ayıp oldu haliyle komşuya. Mesela Hilal Bayraktar. 4'ün editörü o. 5'in editörü o. Sıkıştığımızda 13'ün editörü o. Takvim'in en gerçek sarışın yazarı Ece Vahapoğlu'nun köşesinden artan zamanlarında ne yapar Hilal? Saklambaç'a köşe yazar. Allahtan Hilal'in kişiliği biraz ürkek de, başka yazıişlerine firar huyu yok. Peki, siyaseti inci inci dizen İnci Koçoğlu? 11'i toplar, "İnci bir el at" demeye kalmadan 10'a oturur. Veya Fatma Yolcu'nun yokluğunda 9'a hamle eder. Bu hengamede bir de bebek büyütür. Fatma kıdemli editör ya, herkese nazı geçer. Hatta Takvim'in en tarafsız Fenerbahçeli Spor Müdürü Meriç Tunca ricaya geldi. "Bizim sayfalara bari karışmasın" diye. Emre Şahin ile Murat Kıvanç kızlardan şikayetçi. Emre 1 aylık damat. Murat ailenin en küçüğü. İltimas geçiyorlarmış ikisine. Ben görmedim. Fikret anlattı. Bir de Kamer Özbucak var. Sulavesi dili, Sanskritçe, Hutu lehçesi, Fransızca gibi birkaç lüzumsuz lisan dışında, kuşdilini konuşabilen Dışhaberler Müdiresi. Yabancı haberlerle alakadar olması lazım zannedersiniz. Nerde? Ramazan sayfası yapsa tarikata girip hidayete eresiniz gelir. 3'e girişse, memleket tekmil adliyelik oldu diye hislenirsiniz. TV'mizin altyazısını bile Kamer'e çevirtiyoruz ki, zamansızlıktan infial yaratamasın. İşte böyle ailemiz.