Hayatım roman
Zaman mı değişti ne? Eskiden, roman kahramanlarının hayatlarını kitaplardan okurduk. Şimdi ise ohayalikahramanların yerlerini bizler aldık. Birer gerçekkahraman olarak. Son zamanlarda kiminle konuşsam aynı şeyi söylüyor. "Hayatımıyazsamromanolur!" Adamın ya da kadının daha yaşı 30 bile olmamış. Ama bir romanamalzeme olacak kadar bir yaşam geçirmiş. Herkeste yaşadıklarını yazma eğilimi baş gösterdi. Yeni moda bu olsa gerek. Hangi arkadaşımı görsem, elime bir şeyler tutuşturuveriyorlar. "Şuyazdıklarımıbirokurmusun?" diyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım. Meğerse herkes yazarmış da benim haberim yokmuş. Kimsenin yazmasına elbette ki karşı değilim. Yazmak, sadece yazan insanların tekelinde değil ki zaten. Ama bu insanların birçoğu daha önce teksatır bir şeyler okumuş değil. Hiç okumadan yazmak Allah'amahsus bir şey olsa gerek. İnsanı olgunlaştıran sadece yaşadıkları mı? Tabii ki hayır. Aynı zamanda okudukları da. Neyse. Hiç olmasa okumadan yazmakta bir sanat işi olsa gerek. Benim asıl derdim, roman kahramanlarının aramızda dolaşması. Elime tutuşturulanlara şöyle bir göz atıyorum. Hepsinde ayrılık, hepsinde bir acı, hepsinde hüznündibevurmuşluğu var. Yolunda giden bir şeyler hiç mi kalmadı? Herkesin "ilişkilervagonu" raydan çıkmış gibi. Bazen korkuyorum. Böyle giderse "Romancılarneyazacak?" diye. Ve herkesin gerçek hayatta birer kahraman olduğu bu dünyada. "Banasırtınıdönme" adlı kitabımda 10 tane kadın kahramanım vardı. Bir erkeği ya da kadın arkadaşlarını nasıl kullandıklarını aktarmıştım. Taktıkları maskeleri gözler önüne sermiştim. Sonra ne mi oldu? Okuyuculardan bir sürü mail aldım. "O kadınların yaptıkları bir şey mi? Bir de siz benimhikayemi dinleyin!" Hiç üşenmeden oturup günlerce yazmışlardı bana. O günden sonra anlamıştım ki; aslında herkes birer kahraman. Vay, vay, vay! Batsınbudünya! Üçşey CNN Türk'te "Cosmopolis" adlı programı şans eseri izledim. Sunucu kızımızın elinde mikrofon, her önüne gelene soruyor. "Kadınlarneister?" diye. İşin en ilginç olan tarafı ne biliyor musunuz? Cevap veren kadınlar bile ne istediklerini bilmiyorlardı. Onu mu istesem, şunu mu istesem yoksa başkabirşey mi istesem! O anda ne istediğine karar veren kadın, 1saat sonra ne mi yapıyordu? " Şunu mu istesem, başkabirşey mi istesem yoksa onumu istesem!" diye kendini tekrarlıyordu. Yani net bir şey yok. Benim en çok üzüldüğüm şey ise şu: "Kadınların ne istediğini benbiliyorumayağınayatanerkekler. " Kadın ruhundan anlıyorum diye, kırımkırımkırıtıyorlar. Doğrusu ben kendi adıma ne mi yapıyorum? Bir kadınla yapılacak olan 3şeyi Birincisi;" Ya onu seveceksin." İkincisi, "Ya onun için acı çekeceksin." Üçüncüsü; "Ya da onu yazacaksın!" Alın size hem de 3 tane yol birden! Seçin içinden birisini.