Kızılot yazısını yemeyecek ama suyunu içebilir!
Maliye Bakanı 2007 yılında yeni vergi olmadığını, vergilerin de artırılmayacağını söyledi. Kamuoyunun tepkisi "Maliye Bakanı öyle söylüyorsa tersi olur" şeklinde oldu. Bunun nedeni Maliye Bakanı Unakıtan'ın kendisi değil, genelde politikacıların söyledikleri ile yaptıklarının aynı olmaması. Maliye Bakanı yerel yönetimlere ait vergilerde yapılması öngörülen artışların anımsatılmasından sonra söylemini düzeltti ve "Merkezi yönetim bütçesiyle ilgili olarak yeni vergi getirmiyoruz, vergileri de artırmıyoruz, bütçemizde de onu öngörmüyoruz" dedi. Meslektaşımız Şükrü Kızılot da Hürriyet'te vergilerde artış olmazsa gazetedekiyazısınıyiyeceğiniyazdı. Artışın garantisi olarak da her yıl enflasyona göre artan vergileri gösterdi.
Pekineolacak,kimhaklı? Bazı vergiler orana bağlıdır, oran üzerinden alınır. Bazıları da maktudur, yani önceden belirlenmiş bir tutarda alınır. İşte bu maktu vergiler her yıl artar. Bunların artması için yeni bir yasa ya da Bakanlar Kurulu kararı gerekmez. Maliye Bakanlığı tarafından enflasyona göre belirlenen ve yayımlanan yeniden değerleme oranında artarlar. Yeniden değerleme oranının varlık nedeni de budur. Maliye Bakanı'nın kastettiği bu artış değil. Onun kastettiği yasa veya yasalarla yeni vergiler koymak veya mevcut vergilerde artış yapmak. Ama bu kasıt Bakanlar Kurulu kararını içeriyor mu bilmiyoruz. Sonunda haklı çıktığını söyleyebilmesi için bunu açıklamalı. Eğer içeriyorsa özellikle akaryakıttan alınan ÖTV'nin çok sık bir şekilde değiştirildiğini unutmuş olmalı. Ya da dünya piyasalarında ham petrol fiyatlarının artmayacağı yönünde bir garanti almış olmalı. Bu da ülkemiz için iyi bir şey. Maktuvergilerdekiotomatikartışlarındurdurulmasısözkonusudeğil. Ama bu meslektaşımızı tümüyle haklı kılmaz. Yani yazı yenilmez ama suyu içilebilir. Bence maktu vergilerdeki artışı değil de, KDV ve ÖTV'nin artıp artmayacağının tartışılması daha doğru olur. Örneğin, ithalatı ihracatından fazla artan, faiz dışı fazla derdinde olan bir ülkede vergilerin artmaması mümkün müdür? Mümkünse ne kadar?