Hz. Muhammed alemlere rahmettir
Yüce Allah, alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimiz HazretiMuhammed'in bizim için "engüzelörnek" olduğunu bildirmektedir. Örnek almak, öncelikle doğru anlamayı gerektirir. Doğru bilgi olmadan doğru anlamaktan söz edilemez. Öyleyse, öncelikle, Hz.Muhammed hakkında doğru bilgi sahibi olmak gerekmektedir. İşin gerçeği, Hz.Muhammed'i sevmek ve onun sünnetine uymak, onu örnek almak, ancak onu tanımakla ve doğru anlamakla mümkün olabilir. Hz.Muhammed doğmadan önce babasını, çocukluğunun ilk yıllarında annesini kaybeden bir yetimdir. Uzunca bir süre amcası EbuTalib'in himayesinde kalmıştır. 40 yaşında YüceAllah'ın vahyine mazhar olmuştur. Kendisine Hıra mağarasında gelen ilk vahiy şöyle başlar: "EyMuhammed!Yaratan,insanıpıhtılaşmışkandanyaratanRabbininadıylaoku!Oku!Kalemleöğreten,insanabilmediğinibildirenRabbinenbüyükkeremsahibidir."(Alak) OLAĞANÜSTÜSIFATİSTEMEDİ Hiç kuşkusuz sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed de bizim gibi bir insandır. Bu husus Kehf suresinde son derece çarpıcı bir şekilde şöyle dile getirilir: "Deki:'Bendeancaksizingibibirinsanım;ancakbanatanrınızıntekbirTanrıolduğuvahyolunuyor.RabbinekavuşmayıumankimseyararlıişişlesinveRabbinekulluktahiçortakkoşmasın."(Kehf,110).Hz.Muhammed peygamberliği boyunca, her fırsatta insan olduğunu söylemiş; kendisine olağanüstü sıfatlar verilmesini hiç hoş karşılamamıştır. Bir gün, bir adamın titreyerek huzuruna girdiğini ve ayağına kapanmak istediğini görünce şöyle demiştir: "Sakinoleyinsan,bendesizingibibirinsanım.Ben,nekralım,nepadişahım;benkurutulmuşetyiyenbirkadınınoğluyum." Hz. Peygamberin insanlardan ayrıldığı en önemli noktanın kendisine Allah'tan vahiy gelmesi olduğu Fussılet suresinde şöyle belirtilir: "Onlarasöyle;'Bendesizingibibirinsanım.BanatanrınızıntekbirTanrıolduğuvahyolunuyor.ArtıkO'nayönelin,O'ndanbağışlanmadileyin;vayortakkoşanlara!"(Fussılet,6) . Kur'an'ı dikkatle incelediğimiz zaman, bütün peygamberlere düşen görevin, her şeyden önce "tebliğ" olduğunu görürüz. Allah'tan vahiy alan sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed de, birinci planda Allah'tan aldıklarını hiç eksiksiz insanlara duyurmuştur..Vahiyle insanları uyarmıştır. İnsanlara doğru yolu göstermeye çalışmıştır. Bu husus Ahzap suresinin 45, 46 ve 47. şöyle belirtilir: "EyPeygamber!Bizsenişahid,müjdeciveuyarıcı;Allah'ınizniyleO'naçağıran,nurlandıranbirışıkolarakgöndermişizdir.İnananlara,Rablerindenbüyükbirlutufolduğunumüjdele." ALDIĞIVAHİYLERİDUYURDU Kur'an, Hz.Peygamber'in bizim bir insan, Peygamberlikle görevlendirildiği için vahiy alan, insanları uyaran bir kimse olduğunu bildirmektedir. Bu demektir ki, Hz.Peygamber'in insan olduğu gerçeğini göz önüne almazsak, Hz.Peygamber'i yanlış değerlendiririz. Onun görevinin, her şeyden önce Allah'tan aldığı vahyi insanlara duyurmak, insanları uyarmak olduğunu bilmezsek, ne Hz.Peygamber i ne de İslam' ı anlayabiliriz. Hz.Muhammed'i doğru anlamak konusunda ölçüt Kur'an'dır. Hz.Peygamber, Kur'an'ı insanlara duyuran bir elçi olarak O'na ters düşmeyeceğine göre, ondan gelen haber ve uygulamaların en azından Kur'an'a aykırı olmaması lazımdır. Bir haber, nerede olursa olsun, kimden gelirse gelsin, eğer açıkça akla ve Kur'an'a ters düşüyorsa, ona İslami bir değer vermenin hiç bir anlamı yoktur. İslam insanın yaratılışına uygun bir din olduğuna göre, Müslümana düşen aklın ve vahyin birlikte etkin olmasını sağlamaktır. Hz.Muhammed, bizim için en güzel örnektir.