Yazarımız Arzu Balkan Karadağlı ve eşi Tamer Karadağlı, kızları Zeyno ile anne-baba olmanın mutluluğunu yaşıyor. 'Bebeğim' dergisine konuk olan Karadağlı çifti o muhteşem duyguyu anlattı.
* Anne baba olmak nasıl bir duygu? Tamer K.: Bu duyguyu anlatmak zor. Bunu anlamak için anne-baba ya da ebeveyn olmak gerekiyor. Sizden bir parça dünyaya geliyor ve size çok muhtaç, hayatı tanımaya çalışıyor. Siz onu anlamaya çalışıyorsunuz. Arzu K.: Anneler aslında babalardan daha şanslı oluyor. 9 ay bebeği karnında taşıdıkları için aralarında bir bağ kuruluyor. Kendinizi ona hazırlıyorsunuz. Dünyaya çaresiz, bize ve sevgiye muhtaç bir canlı getiriyoruz. Annelik eşittir endişe demek. Hamile kaldığınız andan itibaren o endişeler sizi yiyip bitiriyor. Bebek dünyaya geldikten sonra ben bu kadar tarifsiz bir duygu olacağını tahmin etmezdim. İşte o zaman annelerin değeri daha iyi anlaşılıyor.
* Endişelerim var dediniz. Bunlardan kurtulmak için neler yaptınız? Arzu K.: Mesela sokakta yürürken bir otobüsün egsoz dumanını içime çektiğimde "Off bu duman bebeğe gidiyor" diye endişeleniyordum. Hamileliğim boyunca beslenmeme dikkat etmeye çalıştım.
İLK TANIŞMA ANI
* Eşiniz içeride doğum yapıyor. Siz dışarıda bekliyorsunuz. O anlar sizin için nasıl geçti? Arzu'nun doğumu 20 saate yakın sürdü. Ben kapının önünde beklerken içim geçmiş. O sırada Arzu'nun annesi yanıma gelip kalk, baba oldun Zeyno geldi" dedi. Kendime geldim ve hemen koşa koşa odaya girdim. Bir baktım Zeyno ağlıyor. Tam burun buruna geldik ve susup bana bakmaya başladı. İşte tam orada tanıştık kızımla ve göz göze geldik. Ben tebessümle hayretle Zeyno'ya bakıyordum, o da bana bakıyordu.
* İlk günler zorluk çektiniz mi? Arzu K.: Elbette zorlandığım oldu. Çünkü bu bir tanışma zamanı. Siz kendinizi anlatmaya çalışıyorsunuz. O savunmasız yavrucak kendini anlatmaya çalışıyor. Şimdi aradan iki ay geçti. Mesele artık ağlamaların ne anlama geldiğini anlıyorum. Her ağlamasının farklı anlamları var. Anne kız çok iyi anlaşıyoruz.
* Bebek doğduktan sonra sorumluluklarınız artmıştır. Bu sorumluluklar size hiç korkutucu geldi mi? Tamer K.: Hayır. Sonuçta milyonlarca insan çocuk sahibi olabiliyorsa ben de olabilirim. Sorumluluk duygusu tabii ki ortaya çıkacaktır. Buna örnek olarak da sigarayı bıraktım. Bu zamana kadar hiç içmedim, inşallah da böyle devam eder. Mesela, trafikte artık daha yavaş araba kullanıyorum. Birçok şeyi iki kere düşünerek yapıyorum. Çünkü Zeyno'yu düşünüyorum. Eskiden trafikte çok çabuk sinirlerim bozuluyordu. İstanbul trafiğinin durumu bellidir ve her sakin insanın siniri bozulabilir. Şimdi ne sinirim bozuluyor, ne de acele ediyorum.
ALTINI DEĞİŞTİREMİYOR
* Bir anlamda çocuk sahibi olmak size sabır kazandırdı... Tabii. Çocuk büyütmek bir anlamda sabır işi değil midir zaten. Sabretmeniz, toleranslı olmanız gerekiyor. Çünkü bir birey dünyaya getiriyorsunuz ve bu bireyi şekillendirmek sizin elinizde.
* Baba olmaya kendinizi nasıl hazırlandınız?... Herhangi bir formülle hazırlanmadım. Sadece çocuğumun yanında olacağımı her zaman tekrarladım. Hem Arzu'nun hem de Zeyno'nun mümkün olduğunca yanında olmaya çalışıyorum. Ve yanında olacağım süre hiç bitmeyecek. Her zaman onun yanında olacağım.
* Tamer Bey nasıl bir baba? Çok sevecen, şefkatli, sakin bir baba.
* Bebek bakımıyla aranız nasıl? Arzu K.: Bir dadı tutmadık. Çünkü biz de dadıyla büyümedik ki... Zeyno'yu kendimiz büyütelim istiyoruz. Tamer K.: Arzu bu konuda deneyimli. Bazı şeyleri yanlış yaptığımda hemen müdahale ediyor. Bir tek altını değiştiremedim. Biberonuyla mamasını veriyorum, gazını çıkartıyorum, uyutuyorum. Bunların hepsini severek yapıyorum.